Murat Sabuncu

12 Şubat 2014

Kızılay bankada parasını unutmuş

'Türkiye Kızılay Derneği’nin bir bütün olarak tüm faaliyetlerine bakıldığı zaman, Derneğin yardım faaliyetlerine ilişkin temel amaç ve hedeflerinde ciddi bir dağınıklık ve kararsızlık olduğu görülmektedir

Öğlen saatlerinde cep telefonuma bir mesaj düştü. Cumhurbaşkanlığı Ankara temsilcilerine ve cumhurbaşkanlığı muhabirlerine günlük gelişmeleri iletir. Artı 1 temsilciliğim sebebiyle bana da gelen notta 'yeni bir basın açıklaması sitemize konmuştur' deniyordu. Siteye konan Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla çalışan Devlet Denetleme Kurulu'nun raporlarıydı.
Raporlardan biri Kızılay ile ilgiliydi ve kuruma ağır eleştiriler yöneltiyordu.
 
“Türkiye Kızılay Derneği’nin 2010, 2011 ve 2012 Yıllarına İlişkin Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi" kapsamında hazırlanan raporda 'Kızılay dağınık ve kararsız bir kuruluş olarak'nitelendi. Raporla ; afet  halinde Türkiye'nin güveneceği tek kuruluş olan ve halktan önemli miktarda bağış alan Kızılay'ın banka hesaplarında unutulan ve yıllardır işlem görmeyen hesapların da olduğu ortaya çıktı.

Rapordan aktaralım önce dağınıklık:

'Türkiye Kızılay Derneği’nin bir bütün olarak tüm faaliyetlerine bakıldığı zaman, Derneğin yardım faaliyetlerine ilişkin temel amaç ve hedeflerinde ciddi bir dağınıklık ve kararsızlık olduğu görülmektedir. Kızılay, belli yardım alanlarında katkı sağlayan bir sivil toplum kuruluşu olmak yerine adeta tüm yardım faaliyet ve alanlarında var olmaya çalışan bir duruma gelmiştir.'
 

Bankalarda hesapları unutmuşlar 

 
Devlet Denetleme Kurulu'nun raporuna göre Kızılay'da yoğun banka işlemleri takibi manuel yapıldığından bazı hesaplar unutulmuş:
 
'Derneğin farklı bankalarda ve/veya aynı bankaların farklı şubeleri nezdinde çok fazla hesabının bulunması, banka işlemlerinin yoğunluğu, banka hesaplarının takibinin manuel olarak yapılması Derneğin hesaplarını takip etmesini zorlaştırmakta, bazı hesapların gözden kaçması, unutulması ve nemalandırılmadan bekletilmesi ihtimali/riskyükselmektedir. Nitekim unutulan ve yıllardır işlem görmeyen ve nemalandırılamayan hesapların bulunduğu, bazı hesaplarının (hesap bakiyeleri önemli tutarlar içermese de) takip edilmemesi nedeniyle zamanaşımına uğratıldığı görülmüştür.'
 

Yeni bir KİT doğdu 

 
Kızılay raporda çalışma koşulları açısından bir zamanlar kamunun en büyük bataklığı haline gelen KİT sorununa da benzetildi, bütçelemede şeffaflık uyarısı yapıldı:
 
"Esas itibarıyla, yukarıda sayılan iktisadi ve ticari faaliyetlerin çoğunda; iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi teşebbüslerine ilişkin daha önce kamu yönetiminde yaşanan sıkıntı ve sorunların benzerlerinin buralarda da yaşandığı tespit edilmiştir.
 
Kızılay Derneğinin bütçeleme, muhasebeleştirme ve raporlama sistemleri ile denetim sistemlerinin hesap verilebilirlik ve mali saydamlık ilkelerinin tam olarak sağlanması yönünde sistemik açıklar taşıdığı görülmüştür. Mali, ayni ve iktisadi konularda yeterli, doğru ve kıyaslanabilir bilgilerin kamuoyuyla yeterince paylaşılmadığı görülmüştür.'
 

Bağımlılıkla mücadele kurumu 

 
Devlet Denetleme Kurulu'nun diğer raporu Yeşilay ile ilgili. “Madde ve Diğer Bağımlılıklar ile Mücadele Kapasitesinin ve Bu Bağlamda Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Değerlendirilmesi” adını taşıyor. Bu raporun sonuç bölümünde yeni bir kurum oluşturulabileceği önerisi getiriliyor:
 
'Bağımlılıkla Mücadele Merkezi, Enstitüsü veya Başkanlığı” gibi güçlü birimlerin oluşturulmasının uygun bir çözüm olacağı değerlendirilmektedir. Söz konusu Merkez, Enstitü veya Başkanlıklar her bir bağımlılık türü itibarıyla ayrı ayrı kurulup ilgili bakanlıklar içerisinde yapılandırılabileceği gibi mevcut teşkilat yapılarının dışında bağımlılıkla mücadele ile ilgili yeni ve bağımsız bir yapı şeklinde (Bağımlılıkla Mücadele Kurumu gibi) de kurulabilecektir.'
 
Raporda bağımlılık türleri ve oranları üzerine rakamlar da verilmiş:
 

Sigarada ilk 10 

 
- Tütün (sigara) bağımlılığında; ülkemizin üretim ve tüketim açısından dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığı, 15 yaş üzeri 16 milyon kişinin tütün kullanmaya devam ettiği, ancak bu konuda etkili bir mücadelenin yürütülmekte olduğu, bu etkili mücadele sonucunda ülkemizde tütün kullananların oranının % 31,3’den, % 27,1’e indirildiği, kamusal alanlarda dumansız hava sahasının büyük ölçüde sağlandığı, kapalı ortam havasındaki partikül miktarında % 57,1 - % 97,2 arasında iyileşme sağlandığı, ülkemizin Dünya Sağlık Örgütünün tütün kontrol politikalarının 6 kriterinin (MPOWER kriterleri) tamamını karşılayan ilk ve tek ülke konumuna geldiği, bu anlamda rol model ülke olarak diğer ülkelere örnek gösterildiği,
 

Alkolde 2 farklı hesap 

 
- Alkol bağımlılığında; Avrupa Birliği ile karşılaştırıldığında tüketilen yıllık içki miktarının Avrupa Birliği ortalamasının yarısı (AB’de 40 litre, Türkiye’de 20 litre), saf alkol tüketim miktarının ise yedide biri (AB’de 10,8 litre, Türkiye’de 1,55 litre) olduğu, 15 yaş üstü toplam nüfus esas alınarak yapılan bu hesaplamanın alkol kullanan 12.202.750 kişi esas alınarak yapılması halinde kişi başına yıllık alkollü içki tüketim miktarının 92 litreye, saf alkol tüketiminin ise 7,19 litreye yükseldiği,
 

Uyuşturucu düşük 

 
- Ülkemizde herhangi bir yasa dışı bağımlılık yapıcı uyuşturucu maddenin en az bir kere denenme oranının % 2,7; Avrupa Birliği’nde ise bu oranın % 30 civarında tahmin edildiği, buna göre nüfus başına tüketim oranlarının gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük olduğu, nüfus içinde bu maddeleri hiç kullanmayanların sayısının yüksek olması nedeniyle bu maddeleri kullananların tüketimlerinin ve bağımlılığa yakalanma oranlarının ve uğradıkları zararların aslında istatistiklere yansıyan oranlardan daha yüksek olduğu, bu alanlarda yürütülen mücadelenin ise tütün bağımlılığı ile karşılaştırıldığında etkili olmadığı, dolayısıyla gözden geçirilmesi ve stratejik bakış açısı ile yeniden tasarlanması gerektiği,
 

Sanakl kumar uyarısı

 
- Kumar ve internet bağımlılığında; internet kullanım oranlarının hızla arttığı, hanelerin internete erişim oranının 2007 yılında % 19 iken, 2012 yılında % 49’a ulaştığı, 15-74 yaş aralığı nüfusun % 60’ının internet kullandığı, bazı uluslararası sosyal paylaşım sitelerindeki kullanıcı sayısında ülkemizin 2. ve 4. sıraya kadar yükseldiği, bazı araştırmalarda interneti bağımlılık derecesinde kullananların oranının % 20 ile % 32 arasında değiştiğinin görüldüğü, ülkemizin yasal olarak oynatılan şans oyunlarında dünyada 11. sırada bulunduğu, yasa dışı kumar ile ilgili bir istatistik bulunmadığı ancak internet üzerinden oynanan sanal kumarın yaygınlaştığı kanaatinin hâkim olduğu, kumar bağımlılığının yasal oyunların sorumluluk anlayışı içinde planlanmaması, sanal kumar ve kumar yasağının da etkili olarak uygulanamaması nedeniyle toplumsal boyuta doğru ivme kazanacak ve derinleşecek bir sorun olmaya aday olduğu, bu iki alanla ilgili bağımlılıklarla mücadelenin ise hemen hemen hiç yapılmadığı görülmektedir.
 
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun iki raporu da tartışılacak bölümler içeriyor.