Murat Sabuncu

03 Mayıs 2023

Kılıçdaroğlu Kürt seçmenin yoğun yaşadığı illerde, 7 Haziran’da HDP’nin oy patlaması gibi sonuç alabilir

Türkiye her görüşten seçmenin barış içinde oy kullanacağı, kullanılan oyların şeffaf bir şekilde sayılıp, kazananın hakkıyla kazanmış olacağı bir ülke olmayı cumhuriyetin yüzüncü yılında hak ediyor

Türkiye’de seçmen kabaca üç bloğa ayrılıyor: Muhafazakârlar, laikler, Kürtler. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 11 gün kala bu üç bloktan da oy alan-alabilecek tek aday Kemal Kılıçdaroğlu. Uzun süredir yürüttüğü özeleştiri-helalleşme politikası son dönemde yayınlanan Kürtler ve Alevi videoları onu başka bir noktaya taşıdı.

Özellikle dün Van’da Kılıçdaroğlu’nu karşılayan-dinleyen kalabalığı, ilgiyi görünce ‘cumhurbaşkanlığı yarışında Kürt oylarının gideceği yer belli oldu’ diye düşündüm.

Van'da Kılıçdaroğlu'nun otobüsü kalabalıktan ilerleyemedi

Kürt seçmenin oylarıyla iktidarı belirleme konusunda etkili olduğunu, daha önceki seçimlerde tercihini Tayyip Erdoğan’dan yana kullandığını hatırlatayım. Ancak ‘çözüm sürecinin’ bitişi, ardından Erdoğan’ın giderek sert milliyetçi bir çizgiye kayışı, kayyum atamaları, tutuklu siyasetçiler, nihayet HÜDA PAR ortaklığı Kürt seçmenin büyük çoğunluğunun kopuşunu getirdi.

Elbet alanda görülen önemlidir ama bir yandan sayılara analizlere bakmak da gerekir. Kürt nüfusun yoğun yaşadığı illerde yaptığı araştırmalarla önemli bir referans kaynağı olan Reha Ruhavioğlu’na son durumu danıştım. Kendisi de Van’da idi ve Kılıçdaroğlu’nu izlemişti. Yaptığı şu analiz önemli:

Şöyle bir manzara var. Ortada AK Parti için 7 Haziran 2015 havası var, oyları oraya doğru geriliyor. Ama HDP için 7 Haziran havası yok. AK Parti 7 Haziran’a gerilerken HDP’nin 7 Haziran oyu bugün HDP-CHP olarak tebarüz ediyor. Bu yüzden Kılıçdaroğlu bölgede HDP’nin 7 Haziran oylarına yakın bir oy alacak.

Ruhavioğlu’nun bu söylediklerinden sonra kısa bir hatırlatma. 2015 seçimlerinde AKP Türkiye genelinde yüzde 40.8’e gerilemiş, HDP oy patlaması yaparak yüzde 13.12’ye gelmişti.

O seçimde Van’da HDP yüzde 73, AKP yüzde 20, Ağrı’da HDP yüzde 76, AKP yüzde 16.6, Mardin’de HDP yüzde 72, AKP yüzde 19.91, Diyarbakır’da HDP yüzde 77.73 AKP yüzde 14.8 oy almıştı.

Peki Kürt seçmen ile ilgili son bir araştırma var mı? Reha Ruhavioğlu’nun, Rawest Araştırma ile Kürt Çalışmaları Merkezi’nin tahminlerine dayanarak aktardığı veriler şöyle:

Türkiye’de 2018’de sandığa gitmiş her 100 Kürt seçmenin yaklaşık:

33’ü AK Parti

10’u CHP

57’si HDP’ye oy verdi.

Bugün yaklaşık;

21’i AK Parti

20’si CHP

58’i HDP olarak görülüyor.

Hem alan hem sayılar Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen desteği gösteriyor. Bu arada bölgede hem halk hem tanınan kimi Kürt siyasetçiler Kılıçdaroğlu ya da Kemal Bey değil ‘piro’ olarak bahsediyor kendisinden, ‘saygı duyulan ve sevilen kişi’ anlamında. Hem saygınlık hem yakınlık ifade ediyor.

Bitirirken…

Türkiye 7 Haziran 2015’teki ‘tek başına hükümet kurulamayacak’ seçimlerin ardından çok kanlı bir üç ay geçirerek 4.5 ay sonra 1 Kasım’da yapılan seçimlerle yeniden ‘tek parti’ dönemine dönmüştü. Seçimlere çok az bir süre kala iktidar kanadından gelen, teröristlerle iş birliği yaptığı ithamıyla ‘seçimler sonrası muhalefete iktidarı teslim etmeme’den ‘seçim ile darbe’ kelimelerini yan yana kullanmaya riskli çıkışlar görülüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in ‘YSK’nın seçim sistemine paralel İçişleri Bakanlığı bünyesinde paralel bir sistem kuruluyor’ uyarısı da önemliydi. CHP’nin YSK’daki üyesi Mehmet Hadimi Yakupoğlu’nun yakın takibiyle ortaya çıkan süreç. Olay Kiraz Kaymakamlığı’nın Kiraz İlçe Seçim Kurulu’na yazdığı ‘İçişleri Bakanlığı’ndan gelen yazı uyarınca bana sandık sonuç tutanaklarının bir örneğini anlık verin’ başvurusuyla ortaya çıkmış. Yüksek Seçim Kurulu bunu oy birliğiyle reddetmiş ama ortada özel bir yol haritası olduğu kesin.

Türkiye her görüşten seçmenin barış içinde oy kullanacağı, kullanılan oyların şeffaf bir şekilde sayılıp, kazananın hakkıyla kazanmış olacağı bir ülke olmayı cumhuriyetin yüzüncü yılında hak ediyor. Herkesin provokasyona, manipülasyona karşı uyanık ve bir arada olması gerekiyor. Kimse bir daha 7 Haziran-1 Kasım arasını yaşamak istemiyor.

 

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.