CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süredir planlanan ABD ziyaretinin tarihleri belli oldu. 9-13 Ekim tarihlerinde Washington’da olacak. Hem gideceği tarihi hem de kimlerle görüşeceğini halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz’dan öğrendik. En önemli isim kendini ‘demokratik sosyalist’ olarak tanımlayan Bernie Sanders.
Kendisi aynı zamanda ‘İlerici Enternasyonel’in (progressive international) kurucularından biri. Hem bu oluşumu hem de Sanders’ı yazının ilerleyen bölümlerinde açacağım. Ama Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisiyle ilgili Saymaz’a söylediklerinden bir bölüm daha alıntılayarak devam edeceğim. Şöyle diyor:
"Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm dünyaya çok zarar verdi. Küçük bir azınlık bu sayede dünyaya hükmetti. Ülkemiz de bu insafsız sistemden nasibini aldı. İşte ben bu vahşi düzene meydan okuyorum. Ve biliyorum ki Bay Kemal dünyada yalnız değil. Çok sayıda Bay Kemal var dünyada. Ben de, o Bay Kemallerin bir araya gelmesi ve daha hakkaniyetli bir dünyayı konuşması gerektiğine inanıyorum. Dünyada daha hakkaniyetli paylaşıma inanan aktivistler, bu uğurda mücadele veren siyasi isimlerle görüşeceğim. Birlikte dünyayı nasıl daha yaşanılası bir yer haline getireceğimizi konuşacağız. Dünya hasta, şifaya ihtiyacı var. Bu yüzden iyi insanların bir araya gelmesi şart. Bunu yapacağız"
Kemal Kılıçdaroğlu dünyadaki diğer ‘Bay Kemal’leri aramaya başlamış, ‘vahşi kapitalizm ve neoliberalizmin dünyaya verdiği zararlardan bahsederek küçük azınlıkların dünyaya hükmetmesine karşı duranlarla birliktelik arayacak. Pek görüşeceği ana isim Sanders olduğuna göre onun Yanis Varoufakis, Naomi Klein, Noam Chomsky gibi isimlerle birlikte kurucusu olduğu ‘İlerici Enternasyonel’e daha yakından bakmak gerekir. Sanders’ı bu konuda yaptığı konuşmalar ve yazıların en çarpıcılarından biri şu:
"Uluslararası otoriter sağ yükselişe karşı etkili bir şekilde mücadele etmenin yolu tüm insanlar için ortak refah, güvenlik ve onursal bir vizyonun etrafında hareket eden ve yalnızca zenginlik değil, aynı zamanda yönetimin de paylaşıldığı bir uluslararası ilerici harekete ihtiyacımız var. Böyle bir hareket, görmek istediğimiz dünyayı yaratıcı ve cesurca düşünmeye istekli olmalı. Otoriter eksen, iktidara ve servete erişimlerini sınırlandıran ikinci dünya savaşı küresel düzenini parçalamaya kararlıyken taahhüt ederken, bu düzeni savunmak bizim için yeterli değildir."
Bu tanımdan sonra içinde ‘mümkün mü’ geçen iki soru sormak istiyorum. Yukarıdaki ideallere itiraz etmek mümkün mü? Altılı masanın kurucusu-üyesi olan CHP’nin liderinin bu ideallerle bir yol çizmesi şu ortamda mümkün mü? Birincinin yanıtı belli ama ikincisine yanıt çok net: Hayır…Diyor ya bir cümlede Sanders ‘böyle bir hareket görmek istediğimiz dünyayı yaratıcı ve cesurca düşünmeye istekli olmalı’…
LGBTİ’lere yapılanlara sessiz kalan, Kürt sorununda karnından konuşan, masa dağılmasın diye ‘kimi konuları geçiştiren’ Kılıçdaroğlu görüşmeye gittiği Sanders’ın hayal ettiği dünyanın bir kurucu parçası olabilir mi? Yoksa ‘hayal edilenleri’ içeride hayal ettirip farklı bir yolda mı yürür?
Bernie Sanders’ın bir diğer özelliği 2016 ve 2020 ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin başkan adaylarından biri olması. Her ikisinde de (birinde Hillary Clinton’a diğerinde Joe Biden’a) kaybetti. ABD içinde ‘sosyalist değerleri’ savunarak önemli bir bilinç yarattı ama partisi onu başkan adayı göstermedi. Türkiye’de de Kemal Kılıçdaroğlu altılı masanın adaylığı konusunda belki de son düzlükte. O da ‘sosyal demokrat değerleri’ savunuyor. ABD’deki buluşmayla belki daha da ‘net’ bir yola gidecek. Verdiği görüntü ile altılı masanın üyesi olduğu için yaptığı arasında makas açılırsa hem kendi tabanı hem de ülke genelinde bir prestij kaybına uğrar mı? Ya da Sanders’ın yaptığı gibi ülkesinde fikirsel bir yol açmış ama aday olamamış bir lider olarak tarihe geçer mi? ABD ziyareti önemli. Bakalım Kemal Kılıçdaroğlu’nun oradaki ziyaretlerle ilgili iletişimi nasıl olacak? Ne de olsa seçimlere, altılı masanın aday belirlemesine çok az zaman kaldı.