Murat Sabuncu

31 Ekim 2024

Kayyım rüzgârı İstanbul'da, İmamoğlu’na doğru net adım atıldı, CHP’nin 'normalleşme'yi sürdürmesi artık zor!

Özgür Özel’in tüm milletvekilleriyle İstanbul’a gelişi, MYK’yı burada toplayacak olması ve ardından açıklayacağı yeni yol haritası Türkiye’yi yeni bir siyasi yöne götürecek.

Ahmet Özer

Aslında bu yazıya 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından hareketle ‘cumhurbaşkanlığının en güçlü adaylarından biri olduğunun, cumhurbaşkanlığı adaylığının ilanı’ diye başlamıştım bir gece önce. Özellikle şu cümleleri önemliydi:

“Demokratik cumhuriyetimiz ne yazık ki kriz içinde. Özellikle bunun nedeni yaklaşık sekiz senedir 2016’dan bu yana Türkiye’nin tarihine ve demokrasi tecrübesine asla uymayan tepeden bir rejim ile karşı karşıya olmamızdır. Şaibeli bir referandumla Türkiye’ye dayatılan bu sistem ülkemizin o güçlü tarihsel yolculuğunda kötü bir sapma anlamına geliyor."

Ekrem İmamoğlu ağırlıkla gençlere seslenerek yaptığı konuşmasına bir ‘rejim’ hesaplaşmasına da giriyordu. İmamoğlu; ‘parlamentonun Meclis’in küçümsenmesinden millet iradesinin göz ardı edilmesinden, adalet kurumlarının siyasetin aracına dönüşmesinden, özgürlüklerin sözde güvenlik gerekçeleriyle kısıtlanmasından, devletin kişiselleştirilmesinden’ de bahsetti. İktidara karşı kendi partisinin de durduğu konumdan daha farklı, daha net bir pozisyonla konuştu.

Ardından 30 Ekim 2024 geldi. CHP’nin Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer sabah saatlerinde evine gelen polislerce gözaltına alındı. ‘PKK/KCK terör örgütü üyeliği’ iddiasıyla başlatılan soruşturmada savcılık, Özer’in geriye dönük 10 yıllık inceleme kapsamında görüştüğü kişiler, fiziki takip, hesap hareketleri incelemesi sonucu işlemin yapıldığını duyurdu. 10 yıl önce, iktidarın ‘çözüm süreci’ olarak tarif ettiği dönemdi. O dönem AKP’li vekiller de savcılığın iddiasındaki isimlerle görüşüyor, hatta fotoğraf veriyordu.

Üstelik mart ayında Özer, aday olurken hakkında her adaya yapıldığı gibi adli inceleme yapılmış, ‘sorunlu bir durum olmadığı’ belgelenmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan öğle saatlerinde yaptığı grup konuşmasında Esenyurt ile ilgili durum için “Terör örgütü mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan neden rahatsız oluyorsun” diyerek gözaltını eleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e seslendi, ‘yönetime destek olmaya’ çağırdı. O saatte henüz Ahmet Özer’in sorgusu yapılmamış, sadece savcılık iddiaları kamuoyu ile paylaşılmıştı. Erdoğan’ın Özer ile ilgili durum konusunda ‘bilgilendirildiği’ anlaşılıyor, o da ‘terör örgütü mensupları kasıp kavururken’ tanımıyla aslında ‘yargısını da yargıya’ iletmiş oluyordu.

Önemli bir benzerlik; Ekrem İmamoğlu’nun 29 Ekim konuşmasında atıf yaptığı 2016 yılının 25 Ekim’inde yani tam 8 yıl önce bugünlerde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ve Fırat Anlı gözaltına alınmış, kısa bir süre sonra tutuklanmış, yerlerine kayyım atanmıştı. 2014 yerel seçim sonuçlarının ardından 11 Eylül 2016’da başlayan kayyım atamalarında Diyarbakır, Van, Mardin, Hakkari, Şırnak ve Batman’ın da dahil olduğu 95 HDP’li belediyeye kayyım atandı. 2019 yerel seçimleri sonrası 19 Ağustos 2019 tarihinde Diyarbakır, Van, Mardin ile birlikte HDP’nin kazandığı 65 belediyenin 48’ine kayyım atandı.

Bitirirken…

Bir zamanlar ağırlıkla Kürt seçmenin oy kullandığı il ve ilçelerde yapılan kayyım atamaları artık İstanbul’un ilçelerinin kapılarına dayandı. İktidara yakın medyadan, daha hakim karşısına çıkmadan "Esenyurt'a kayyım atandı" haberleri yayıldı.

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 978 bin kişiyle en yüksek nüfuslu ilçesinde halkı yüzde 49 oyu ile seçilen Ahmet Özer tutuklandı. Ekrem İmamoğlu’nun dün Çağlayan Adliyesi’nin önüne gelerek konuşması önemliydi. İmamoğlu şu noktanın altını çizdi:

"Bugün ne yazık ki ikinci yüzyılın İlk Cumhuriyet Bayramı'nın hemen bir sonraki gününde hukuka, adalete ve demokrasiye darbe vurma çabası gösterilmektedir. Kucaklaşma, barış ve huzur dediğiniz bu mudur? Bu kararları aldırmak isteyenlerin yüzlerindeki çirkin sırıtmayı görüyorum. Son gülen milletimiz olacaktır. Bu şafak operasyonlarının ilhamını hangi mirasınızdan aldığınızı çok iyi biliyoruz. Daha tutuklama olmadan tutuklama haberleri, kayyum olmadan kayyum haberleri ile medyada manşet atanların mirasına sadakatinizi kanıtladınız. Yine 'ne istediniz de vermedik' dediğiniz zamanlardan kalma yöntemlerle iş yapma gayretindesiniz."

Bu arada CHP lideri Özel’in bu şartlarda ‘normalleşme’ adımlarını sürdürmesi çok zorlaştı. Parti içinde de İmamoğlu’nun daha sert muhalefeti mi, Mansur Yavaş’ın son tutuklama özelinde iyice belirginleşen farklı duruşu mu, Özel’in ‘hem müzakere hem mücadele’ tavrı mı belirgin hale gelecek izlemek gerekiyor. Bu son hamle muhalefeti de zorlayacak.

Özgür Özel’in tüm milletvekilleriyle İstanbul’a gelişi, MYK’yı burada toplayacak olması ve ardından açıklayacağı yeni yol haritası Türkiye’yi yeni bir siyasi yöne götürecek.

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü ve Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan avukat oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.