Murat Sabuncu

12 Ocak 2019

İmamoğlu moral üstünlüğünü eliyle Erdoğan'a verdi

Sahi CHP Beştepe'ye külliye diyor mu artık?

Siyasette diyaloğa ihtiyaç var mı? 

Kesinlikle var. 

Liderlerin, adayların bir araya gelerek "kutuplaşmayı ortadan kaldırması” iyi mi olur?

Şüphesiz evet. 

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ziyareti bu çerçevede düşünülebilir mi? 

Bence hayır. 

Neden mi? 

İmamoğlu görüşmeden sonra dedi ki: 

Çok güzel bir sohbet oldu. İstanbul ağırlıklı konuştuk. İstanbul ile ilgili tecrübelerini, tavsiyelerini dinlediğimiz bir görüşme oldu. Çok kıymetli anektodları vardı faydalanacağımız. 

Keşke İmamoğlu Erdoğan'ın ve partisinin çeyrek asırdır yönettiği İstanbul ile ilgili tecrübelerini-tavsiyelerini detaylı şekilde paylaşsa. Eğer kendisi o "tecrübeler" ışığında politika belirleyecekse geniş bir tabandan oy alamayabilir. İki sebeple: 

Birincisi yeşili-doğayı kaybedip betona gömülen şehrin "yaşayamayanları" Erdoğan tecrübe-tavsiyesine önem veren bir "alternatife" oy vermeyebilir. 

İkincisi oyu verecekse doğrudan Erdoğan'a verir nasıl olsa tecrübe-tavsiye ondan diye düşünebilir. 

İmamoğlu'nun bir diğer cümlesi: 

"Oyunuza talibim' dedim. Oyunu istedim. Gülümsedi...”

Ana muhalefetin İstanbul adayı rakip partinin lideri, "partili cumhurbaşkanından" oy isteyip, gülümsemesine kadar aktarıyor. 

Ne yapsın seçmen Erdoğan gülümsedi diye sevinsin mi? Yoksa İmamoğlu, Erdoğan'ı bile gülümseten aday olmasının kendisine seçimlerde avantaj sağlayacağını mı düşünüyor? 

Bir de düşünmedikleri var tabii. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul adayı Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın Anayasa'nın 94. maddesine aykırı olarak aday gösterilmesi.

Kendisine bu konuda sorulan soruya İmamoğlu şu yanıtı veriyor:

Sayın Meclis Başkanı'nın takdiridir. Yasal konular var, anayasanın maddeleri var, kime ne hak tanıyor ne tanımıyor, işin o yönünü ben bilemem. Sayın Meclis Başkanı kendi titri ve makamıyla İstanbul sokaklarında zorlanabilir. Kalabalık bir heyetle gezmek durumunda kalabilir. Benim tavsiyem, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gezmesi yönündedir. Ben öyle geziyorum. Daha kolay diyalog kuruyorum. İstanbullular da bundan memnun.

Cumhuriyet gazetesine konuşan Yargıtay 18. Ceza Dairesi Onursal Başkanı Hamdi Yaver Aktan ise AKP tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'na aday gösterilen Binali Yıldırım'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı görevinden istifa etmemesi durumunda 'tam kanunsuzluk' halinin oluşacağını söyledi. Aktan, bunun İstanbul'daki seçimlerin iptaline yol açabileceğini de ekledi. 

Yani İmamoğlu açıkça Anayasa'ya aykırı bir konuda bile net duruşunu-düşüncesini ortaya koyamıyor. 

Ben aile fertlerinin politikaya fazla karıştırılmaması ve mümkünse eleştiriden uzak tutulması gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak tüm haber sitelerine Ekrem İmamoğlu'nun oğlu Mehmet Selim İmamoğlu'nun fFcebook'taki sayfasında yazdıkları düşünce kısa bir not yazmak da gerekli oldu. Şöyle diyor Mehmet Selim İmamoğlu: 

"Mevzubahis Saray’sa bu saray yapılırken düşünülmesi gereken bir konuydu. Artık konumunu kabul etmemiz gereken bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi var. Bu Külliye’ye gitmemek boykot etmek sanıldığının aksine rakibi güçlendirir ferahlatır.”

Bence esas İmamoğlu ziyaretinden sonra Erdoğan'ın eli güçlendi -ferahladı. Sahi CHP Beştepe'ye külliye diyor mu artık?