Murat Sabuncu

03 Ekim 2023

İçişleri Bakanlığı'na saldırı sonrası Ali Yerlikaya ile verilen fotoğraflar ne anlama geliyor?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya belli ki aldığı destekle operasyonlara devam edecek. Peki bunun sonucunda ne yaşanır? En azından siyasi olarak; MHP'nin sahip çıktığı Soylu yüzünden, AKP'nin ve güvenlik bürokrasisinin açık desteğini alan Yerlikaya bir ayrışmaya neden olur mu?

Ankara'da İçişleri Bakanlığı'na yönelik terör saldırısını PKK bağlantılı HPG üstlendi. Meclis'in açılacağa güne denk getirilen bu saldırının zamanlamasından içeriğine pek çok boyutu tartışıldı-tartışılacak. Ancak bu yazıda benim dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. O da iktidarın-devletin neredeyse tüm üst düzeyinin sadece sözle kalmayıp doğrudan bakanlığa giderek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya 'geçmiş olsun' dileklerini iletmeleriydi. Kimler gitti bir hatırlayalım:

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Şelçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu. MİT Başkanı İbrahim Kalın.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı. AKP genel Başkan Yardımcısı, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, çok sayıda AKP milletvekili ve yöneticisi…

Bakanlıkla bağlantılı; Ankara Valisi Vasip Şahin, İçişleri Bakan Yardımcıları Bülent Turan, Mehmet Aktaş, Mehmet Sağlam, Münir Karaloğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir, Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç de gün boyu bakanlıktaydı.

Elbette saldırıya ve örgüte karşı verilen bir mesajdı ziyaretler ama onun haricinde göreve geldikten sonra çetelerle verdiği mücadele ve bakanlığın geçmişindeki tartışmalı konulara-dosyalara-ekiplere doğrudan müdahalesiyle de 'kimi gruplarca hedefe konan' Yerlikaya'ya destek amacı da vardı.

Ali Yerlikaya'nın bakanlığı sırasında yapılan özellikle Ayhan Bora Kaplan operasyonundan sonra Süleyman Soylu'nun da dahil olduğu tartışmalar büyüdü. T24 yazarı Tolga Şardan'ın detaylarını paylaştığı bu ve benzer operasyonlarla ilgili haberleri-yorumları aydınlatıcı bilgilerle dolu. Artı Gerçek'te İrfan Aktan'ın yaptığı söyleşide bu soru-yanıt kısmı önemli:

Seçimden sonra Ayhan Bora Kaplan ve ekibine yapılan operasyonu Soylu'ya karşı yeni bir hamle olarak okumak mümkün mü?

- Emniyet kaynakları bunu tamamen Soylu'ya verilen bir mesaj olarak değerlendiriyor. Ayhan Bora Kaplan operasyonu, Soylu'nun hareket alanını daraltan bir soruşturma. Ayrıca aynı zamanda Emniyet'te Soylu ekibinin tasfiye edilmesi ve onların yerine yeni bürokratların getirilmesi söz konusu. "Soylu ekibi" dendiğinde, suçla mücadele politikasının belirlenmesi, planlanması, yürütülmesi konusunda karar alma mekanizmalarında bulunan insanları kastediyoruz.

Güçlü haber kaynakları olan Tolga Şardan'ın yorumu böyle. Bu arada kısa bir süre önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de Soylu'ya sahip çıkan paylaşımlarda bulunması kritikti.

Pazar günü yapılan saldırıdan sonra; CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in Süleyman Soylu'ya bağlı olduğunu iddia ettiği "Ebabil Harekâtı" isimli sosyal medya hesabının, Ankara'da bombalı saldırı girişimine ilişkin Ali Yerlikaya'yı hedef almasını da not etmeli. Yapılan paylaşımda, "Soylu'ya çay veren çaycıları tespit edip sürmekle çok meşgul olunca ülkenin tam merkezine, evinin önüne gelen teröristleri takip etmeyi ihmal ettiler" denildi. Daha sonra bu hesap kapatıldı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya belli ki aldığı destekle operasyonlara devam edecek. Peki bunun sonucunda ne yaşanır? En azından siyasi olarak; MHP'nin sahip çıktığı Soylu yüzünden, AKP'nin ve güvenlik bürokrasisinin açık desteğini alan Yerlikaya bir ayrışmaya neden olur mu? Yanıtlardan biri Meclis açılış resepsiyonunda Devlet Bahçeli'den geldi:

Biz; Cumhur İttifakı kapsamında AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi iç içedir. İnşallah mahalli idareler seçiminde de bu kararlı tutumunu devam ettirecektir.

Bakalım 'iç içelik' konusu neleri kapsıyor…Göreceğiz…

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.