Öyle bir seçim ki… Böyle başlıyor cümleler… Haklı herkes… Ya demokrasinin sonu ya "cehennemin kapılarının kapatılması" zorlukları da olsa yeniden hukukun, birlikte yaşamın, özgürlüklerin, taşlarının döşenmesi. O yüzden herkes listelere bakıyor, kimi isimlere haklı olarak şerh koyuyor, bir şekilde idare ediyor. Az söylüyor, içine atıyor.
En büyük zorluklardan biri CHP’de diyenler… Kendilerince haklılar… Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllardır ilmek ilmek ördüğü farklı görüşlerdeki partileri, isimleri bir araya getiren başarılı da olan projesi. Sosyal demokratların, muhafazakârların, milliyetçilerin bir arada olduğu. Son ana kadar yapılan ince hesaplar. Kendi listelerinden dört partinin 71 ismini aday göstermesi. Partisinde emek verenleri kaybetmeden yapmaya çalışması. İYİ Parti ile fermuar listeler geliştirmesi.
Muhafazakâr partiler daha ne yapsın diyenler… Kendilerince haklılar… Sosyal demokrat bir cumhurbaşkanı adayı gösterdiler. Uzun süre başta Anadolu’da 'altı ok'a mesafeli yaklaşan kitlelerini ikna edecekler. Hem sosyal demokrat adayı cumhurbaşkanı seçme-seçtirme, hem kendi adaylarının CHP çatısından Meclis’e girmesi için.
İYİ Parti masaya da döndü ortak listeler için de çalıştı yeni milliyetçiler ne yapsın diyenler… Onlar da haklılar…
Yeşil Sol Parti… Yani HDP… Bir yanda kapatma davası bir yanda son güne kadar listelerde TİP’i de kapsayan tek liste ile gitme mücadelesi. Olmadığı için bağırlarına taş basıp ‘beraber yol yürüdüğümüz arkadaşlarımıza laf söylemeyelim’ demeleri. Cumhurbaşkanlığı için aday çıkarmayıp Kılıçdaroğlu’na destek olmaları TİP’i ayrı listede farklı düşünmesine rağmen ittifak dışında kalmamasını sağlaması…
Muhalefette hem Millet hem Emek ve Özgürlük İttifakları’nda hemen her parti kendi içinde bir fedakarlık yaptı, yapıyor. Seçmen düşünüp kararını verecek. Kimi yerde tamam işte diyecek kimi yerde içine sinmeyecek başka partiye-adaya gidecek.
Tamam işte denilecek pek çok aday var elbet. Ama üçü çok önemli-kritik. Biri CHP 2. bölgeden aday gösterilen Gezi sırasında "camide içki içtiler" iddiasını yalanlayan müezzin Fuat Yıldırım. O günlerde belki de büyük bir provakasyonun ateşini önledi. Kendisine iktidar tarafından verilebilecek her ‘ödülü’ elinin tersiyle itti. Gerçek ödülün dürüstlük ve halkın takdiri olduğunu düşündü. Şimdi CHP İstanbul 2’inci bölge adayı. Keşke ucu ucuna seçilebileceği 10. Sıra yerine daha üstte olsaydı.
Bir diğer isim. TİP’in İstanbul ikinci bölge ikinci sıra adayı Mısra Öz. Çorlu tren katliamında evladını kaybeden, verdiği hukuk mücadelesiyle herkesi gönlünde yer eden isim. 1737 gündür adaleti arayan, bir utanç vesilesi olarak itirazları sebebiyle yargılanan bir isim. Bir keşke de onun için. Keşke 1. sıradan aday gösterilseydi.
Bir diğer isim avukat Can Atalay. Nerede haksızlık hukuksuzluk varsa oradadır. Kimseyi yalnız bırakmaz. Gezi tutuklusu. Hatay 1. sıradan aday…
Dedim ya her partiden çok isim sayabilirsiniz. Ben üçünü işaret ettim. Bir de olmayanlar var. Keşke olsaydı diyeceklerim. Biri Garo Paylan. HDP’nin en çalışkan yüzlerinden biri idi. Hedef gösterildi, tehditler aldı, Meclis çatısı altında saldırıya uğradı. İki dönem kuralı yüzünden dediler ama listelerde partinin kimi yöneticileri üçüncü dönem için aday gösterilirken o dışlandı.
Diğeri Tayfun Kahraman. Sadece simgesel olarak değil çalışmalarıyla da önemli bir isim o. CHP lideri sık sık onun evladı Vera’yı hatırlatıyor konuşmalarında… Keşke o da olsaydı.
"Duygular ile akıl arasında bir seçim olacak bu" dedi görüşlerine öne verdiğim bir hukukçu. Akıl dediği "kendi bölgesinde, ilinde kazanacak adaya oy vermek." Ya da partilerin listelerinde ‘denge’ gözetmek.
Bilemiyorum belki de haklı. Ama yine de duyguları önemsiyorum. Sanırım herkesin kafası da duyguları da karışık, karmakarışık.