Murat Sabuncu

16 Aralık 2013

CHP 'yavaş yavaş' sağa mı kayıyor?

Mansur Yavaş 2011 yılında o zamanki lideri Devlet Bahçeli'ye yazdığı eleştirel bir mektup yazmıştı...

Mansur Yavaş ile CHP arasında aslında uzun zamandır görüşmeler sürüyordu.

O kadar ki adının olduğu bir anket bile yapılmıştı.

Üst düzey bir CHP'li yöneticinin verdiği bilgiye göre sadece parti tabanına değil değişik siyasi eğilimlilere,  parti Ankara'ya hangi adayı gösterirse oyunuzu verirsiniz diye sorulmuştu.

Yine aynı yetkiliye göre daha evvelden aday adaylığını açıklayan CHP'lilerin de  olduğu ankette adı önde çıkmıştı.

CHP'nin yaptırdığı ankette sadece partili adaylar arasında değil mevcut belediye başkanı Melih Gökçek'in de 2 -3 puan önündeydi.  Yavaş CHP'den aday gösterilirse yüzde 40 civarında bir oy alabileceği gözüküyordu.

2009 yerel seçimlerinde Ankara'da MHP'den girdiği yarışta yüzde 27 oy alarak sürpriz başarı elde eden Mansur Yavaş'ın CHP ile yürüttüğü diplomasi "yavaş", adının "neredeyse kesin aday" diye açıklanması "hızlı" ve yadırgatıcı oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Şükrü Karaca twitter hesabından "Değerli dostum güzel halk adamı Mansur Yavaş Ankara'ya hayırlı olsun” dedi.

Karaca bu tweet'i bir süre sonra sildi ama ok yaydan çıkmıştı.

CHP Grup Başkanvekili ve Ankara belediye başkan adayları arasında adı geçen Muharrem İnce, Karaca'nın tweet'ine tweet'le yanıt verdi:

"Adaylık önemli değil partimi düşürdükleri duruma üzülüyorum. Partinin adayını danışman twitter'dan açıklıyor. Şu anda o tweet yok.  Eski partisini CHP'lileşmekle suçlayan bir kişi CHP'den aday olup olmamayı düşünecekmiş. kendisine ısrarlı teklifler varmış. Partimize de, Cumhuriyet'in başkenti Ankara'ya da yazık oluyor.Kendi partisinden, başka partilerden aday olamayanı aday yapmakla olmaz bu işler."
İnce'nin bahsettiği "eski partisini ''CHP'lileşmekle suçlama" konusuna gelince...

Mansur Yavaş 2011 yılında o zamanki lideri Devlet Bahçeli'ye yazdığı eleştirel bir mektupta şu cümleleri kullanmıştı:

"Ülkemizde milliyetçilikle muhafazakarlığın içiçe olduğunu bilmeyen, bunların etle tırnak gibi olduğunu algılayamayan, içinde maneviyatı barındırmayan bir milliyetçiliğin halk tarafından CHP'yle aynı kategoride değerlendirildiğini fark edemeyen bir siyaset tarzıyla bu hareketi iktidara taşıyamayız."

Mansur Yavaş'ın aday gösterilmesine yine tweet ile bir başka itiraz sert ifadelerle İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz'dan geldi:

" Partimizde aday olmak için ilk kıstas sağcı olmak. Düne kadar bize küfredenler için oy istediğimiz tabanımız ne der acaba?"

CHP kulisine bu bilgi düştüğü pazar günü Meclis'te bütçe görüşmeleri, yani 'mesai'  sürüyordu ve orada bir kaç kritik isimle görüştüm.

Bir yandan, eskiden MHP'de olan bir ismin şimdi CHP'den aday gösterilmesini "kendi içlerinde aday bulamadılar" eleştirisine uğrayacağını düşünüyorlar, tam içlerine sindiremiyorlar.

Bir yandan da "mühim olan AK Parti'yi kritik yerlerde geriletmek seçimleri kazanmak" diyorlar.
Önümüzdeki pazar günü (22Aralık) yapılacak parti meclisi toplantısına kadar belli ki tartışmalar devam edecek.

İstanbul'un büyük ihtimal adayı Mustafa Sarıgül. Her ne kadar politikayı genç yaşlardan beri CHP'de yapmış da olsa 'İnönü'yü de Özal'ı da' örnek aldığını söylüyor. Parti İstanbul'a iddialı ama içeriden değil dışarıdan ve uzun pazarlıklarla Sarıgül' ü getiriyor.

Şimdi Ankara'da bu kez MHP tandanslı bir isim partinin adayı olarak öne çıkıyor. Yani yine dışarıdan bir isim bulunuyor.

CHP, HDP ya da BDP ile ittifak arayışlarında örneğin İstanbul'da ilerleme kaydedemezken "merkez ya da sağdaki adaylarla daha rahat işbirliği" yapabiliyor.

Yerel seçim bu siyaset değil aday önemli diyebilirsiniz. Ancak sonra " sosyal demokrat belediyecilik anlayışı" ile başlayan cümleleri kurmak zor olur.

Üstelik kısa aralıklarla cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin olduğu da gözönüne alınırsa bu seçimler "sağlam temel atma açısından"önemlidir.

Son cümle:

Popüler tabirle "herkesi kucaklamaya" çalışırken mevcutlar kaybedilebilir.