Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer bir tweet attı. Dedi ki:
Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dün görüşme gerçekleştirerek şehrimizde yaşanan gelişmeleri paylaştım. Mersin metrosu dış finansman onayı ve şehrimizin sorunlarının çözümüne destek istedim. Daha güzel bir Mersin için uyum ve inançla çalışmaya devam ediyoruz. Her şey Mersin için…
Sondaki slogan önemli tabii. Her şey Mersin için. Ne güzel değil mi? Ben Mersin'den sorumluyum, gerisi beni ilgilendirmez mi diyor yani? Diyelim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Mersin'in 'sorunlarının çözümüne destek' verdi. Mutlu mu olacak sayın başkan?
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni çalıştırmamak için, hatta belediye başkanını yargısal taktiklerle hapse attırmak için çabalayan,
- Buradaki binlerce çalışanı 'terör örgütleriyle bağlantılı' gösteren,
- Ankara'dan İzmir'e, Adana'ya muhalefetteki 11 belediyenin hemen her işinde yapılmak istenenleri engellemeye çalışan bir iktidar ile 'uyum' ile çalıştığını söylemek…
Üstelik Vahap Seçer'in de aralarında bulunduğu 11 belediye başkanı geçen yılın son günlerinde bir araya gelip bir bildiri yayınlamıştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın okuduğu bildirinin bir bölümünde şöyle denilmişti:
"Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır. Millet İttifakı belediye başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir."
İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Antalya, Hatay, Aydın, Muğla, Eskişehir ve Tekirdağ'ın belediye başkanlarının katılımıyla yapılan toplantı sonrası yayımlanan ortak deklarasyonda ne denmiş:
"Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi bulacaktır."
Peki başta İstanbul, hukuksuzluğa uğrayan bu kadar muhalefet belediyesi varken partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Twitter'da mention'layarak yapılan "Daha güzel bir Mersin için uyum ve inançla çalışıyoruz" açıklaması nereye düşüyor? Her şey Mersin için, demiş Vahap Seçer. Her şey önce memleket için olmazsa, ekonomiden dış politikaya yaşanan bu yıkım sürerse, Mersin'in tek başına 'her şey'liği yeter mi?
Eylül 2019'da aralarında muhalefet belediye başkanlarının da olduğu tüm büyükşehir belediye başkanlarıyla bir araya gelen Erdoğan ile yapılan toplantıdan, CHP'li kimi belediye başkanları 'çok olumlu duygularla' ayrılmışlardı. Aradan geçen sürede yaşananlar ortada.
Gerçekten Erdoğan'ın 'siyasi hesap yapmadan' kendileriyle görüşeceğine, projelerini destekleyeceğine inanıyorlar mı?
Merak ediyorum Vahap Seçer hem kendi hem diğer belediyelerin uğradığı haksızlığı dile getirdi mi acaba? Attığı tek tweet'ten anlaşılmıyor da…
Şimdi kimileri "ne yani diyalog kurulmasın mı diyorsun" diye düşünebilir. Buna yanıtım şu: Diyalog için bir zemin gerekir. Karşılıklı birbirini dinleyen, anlamak isteyen, saygı duyan…
Gerçekten siz Erdoğan'ın muhalefetteki belediyelere yardımcı olmak istediğine emin misiniz? Seçimlere bir yıl kala muhalefetin çok düşünmesi ve hareket etmesi gerekiyor.
Başlıkta sorduğum soruyu burada tekrarlamak istiyorum. Bir CHP'li belediye başkanının, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan destek araması, beklemesi normal mi? Demokrasinin işlediği ülkelerde bu soru ne kadar yüz kızartıcı. Hangi partiden olursa olsun konu, Türkiye'nin herhangi bir yerine hizmet ise yöneticinin ili-ilçeyi düşünerek karar vermesi gerekir. Ama Türkiye'nin geldiği-getirildiği bu ortamda gücü tek başına elinde bulunduran Cumhurbaşkanı her şeyi kendi partisinin-kendisinin siyasi hanesine yazdırmak için çalışıyor. Bunu herkes biliyor, değil mi?