Murat Bjeduğ

08 Aralık 2023

Ölümünün 43. yılında John Lennon hakkındaki galat-ı meşhur bereketi

Şimdi biri çıkıyor, beş kurşun yer yemez yere yığılan John Lennon için "Önümden vuruldum diyerek koşarak geçti," diyebiliyor

Son birkaç gündür, Independet Türkçe'nin Apple TV'den iktibas edip yayımladığı, muhalif olanları da dahil, medyanın önde gelenlerinin de yakın ilgi gösterdiği bir John Lennon haberi Beatles ve John Lennon sevenlerini elbetteki alakadar ediyor.

Haber şu başlıkla verildi: "Beatles'ın kurucu üyesi John Lennon'ın ölmeden önceki son sözleri ortaya çıktı."

Apple TV'de yayınlanacak belgeselde, konuşan şahısların isimleri verilerek şu anlatılar okurlara magazinel yöntem ve üslupla duyuruldu:

"Vuruldum, diyerek yanımdan koşarak geçerken ağzından kan geliyordu." Galat-ı meşhur 1

"Vurulmuştu, gözlüklerini çıkardım. Kaldırıma yatırdım. " Galat-ı meşhur 2

Bu ifadeler, 2023 yılının Aralık aynın ilk haftasında servis edildi; büyük medya olayı edasıyla.

Bakalım işin aslı öyle mi?

8 Aralık 1980 tarihinde, ölümünden 4 ay sonra çıkacak olan Double Fantasy albümünün kayıtları için gittiği stüdyodan eve döner John, eşi Yoko ile birlikte. Dairesinin bulunduğu 250 yıllık bir yapı olan Dakota binasının kapısına geldiği Limuzin'den saat 17.00 sularında iner ve giriş kapısına yönelir. Sabatan beri kendisini beklemekte olan Mark David Chapman'a şöyle bir bakar, başıyla selam verir, birkaç adım atar. Her zaman kapı önünde imza almak, John'ı görmek, bir iki kelime konuşmak için hayranların bekliyor olması olağan bir durumdur.

8 Aralık 1980 saat 17.00 civarı Mark David Chapman, birkaç dakika sonra silahını ateşleyip Lennon'ın ölümüne sebep olacaktır.

Ancak, John, Mr. Lennon diye gelen sese doğru döndüğü anda seslenen Mark Chapman elindeki silahı iki - üç metre önünde durmuş olan Lennon'a hedef alarak 5 el ateş eder. Beş kurşun da John'ın vücudunun çeşitli, ama ölümcül yerlerine isabet eder. Hemen orada yere yığılan John'ın gözlükleri kanlanmış bir halde yere düşer. Yoko, kanlı gözlüğü alırken bir yandan da, ambulans çağırın, diye feryat eder. Ambulans gelene kadar polis de olay mahalline ulaşır.

Polis tanımadığı ve kim olduğunu bilmediği, ağzından kan boşanan yaralıya kimliğini sorar.

Yanıt: "Ben John Lennon… Beatles'tan John Lennon."

John'ın ağzından kan gelmeye devam etmektedir, kendinden geçer. Kennedy Hospital'a ambulansla getirilen John Lennon'ın doktor raporunda da belirtildiği gibi vücudundaki kanın dörtte üçü boşalmıştır. Tesadüfen o akşam nöbetçi olan doktor bir Beatles ve John Lennon hayranıdır aynı zamanda. Bütün tıbbi müdahaleleri eksiksiz uygulayan ve çok çaba gösteren doktor, saat 20.15 civarında John'ın ölümüne mani olamaz. Hayranı olduğu insan kollarında vefat eder. Bu tür vakalara şerbetli olan hemşire neden bu kadar kötü etkilendiğini sorar doktora. "O benim gençliğimin sesiydi," yanıtını veren doktor, bir sigara yakar, üstü başı sıçrayan John'ın kan lekeleri içinde olduğu halde hastaneden enkaz halinde yürüyerek çıkar gider.

Belgesellerde, ilk yardımdaki hemşirenin, John'a ilk müdahaleyi yapan doktorun, polis memurunun ifadeleri ve verdikleri mülakatlarda olay böyle anlatılır. Her anlatan hemen hemen benzer şeyleri söyler. Peki ben bunu ne zamandan beri biliyorum; 9-15 Aralık 1980'den bu yana yani 43 yıl evvelinden.

Geçen yıllar içerisinde yapılan araştırmalar, görüşmeler bu anlatıyı hep doğrular mahiyette idi. Bu trajik vakanın üzerinden geçen kırk yıl içerisinde herhangi bir bir kuşku uyandıracak çelişki, tutarsızlık, yok öyle olmadı böyle oldu gibi en ufak bir itiraz olmadı.

Ama şimdi biri çıkıyor, beş kurşun yer yemez yere yığılan John Lennon için "Önümden vuruldum diyerek koşarak geçti," diyebiliyor. Zaten evinin önünde nereye koşacak? Beş kurşun isabet etmiş, kan boşalan bir vücutta koşacak mecal mi kalır?

John ve Yoko için gözlük hayatlarının çok önemli ve vazgeçilmez bir nesnesidir. Çünkü, çok ileri derecede miyop olan gözlüksüz John, yasalara göre kör statüsündedir. O yüzden John'ın ölebileceği aklına haklı olarak gelmeyen Yoko bir refleksle, düşmüş olan gözlüğü yerden alır. Yoko, yıllarca muhafaza ettiği John'ın kan lekelerini temizlememiş ve eşinin emaneti olarak saklamış daha sonra da Ahmet Ertegün'ün kurduğu "Rock N Roll Hall of Fame" müzesine teslim etmiştir. İşte o gözlük.

John Lennon, İngiltere kraliçesi Elizabet tarafından imparatorluk nişanına layık görülmüş, ama Lennon Britanya'nın Vietnam savaşında ABD'nin yanında yer aldığı gerekçesiyle bu nişanı reddetmiştir.

New York'a taşındığından beri, "Sana Marx'a inanman gerekir dedik, sen gittin Marks and Spencer'a inandın" dizelerinin de yer aldığı şarkılarıyla; yakasına taktığı Mao rozetiyle mitinglere, protesto gösterilerine katılarak Başkan Nixon ve ABD derin devletinin nefretini kazanmış ve ulusal tehdit olarak kabul edilmiştir. FBI'ın sürekli takip ettiği John Lennon hakkında üst üste konulup tartıldığında 98 kilogram ağırlık çeken yüzlerce dosya, "Bilgi Özgürlüğü Hareketi" sayesinde halka açılmıştır.

1967 yılında rock dünyasının en prestijli mecmuası efsanevi Rolling Stone dergisinin ilk sayısının kapak resmi aşağıda görüleceği gibi John Lennon'ın fotoğrafıyla çıkmıştır.

8 Aralık 1980 tarihinde öldürülen John Lennon mevzuuna T24'te yeri geldikçe tekrar gireceğim. Çünkü daha anlatacağım çok şey var.