Murat Bjeduğ

15 Ocak 2024

Klasik Hint müziğinin altın nefesi, Bansuri efsanesi Pandit Hariprasad Chaurasia

"Müzikte dört hâl vardır. Bir müzisyen evvela göze hitap eder. Sonra kulağa hitap eder, ama henüz sanat başlamamıştır. Ama beyne, dimağa ulaşmışsa sanat başlamıştır. Şayet kalbe, yani, gönüle giderse işte bu sanattır, idealdir.’’ Sir Yehudi Menuhin Flüt manevi çağrının, ilahi sevginin çağrısının simgesidir – Hariprasad Chaurasia

Hindustani klasik müzik geleneğinde çalgısının tartışmasız en büyük ismi olan, Bansuri virtüözü ve besteci Hariprasad Chaurasia 1 Temmuz 1938 tarihinde Hindistan – Allahabad şehrinde dünyaya geldi.

‘’Her sabah tapınağa gitme bahanesiyle bir arkadaşımın evine pratik yapmaya giderdim. Radyo benim ilk gurumdu’’ diyerek müzisyenliğe ilk adımlarını atışını böyle anlatıyor, Pandit Hariprasad Chaurasia,

Hem Hindistan’da hem de başka birçok ülkede her zaman biletleri hızla tükenen konserler veren az sayıdaki Hintli klasik müzisyenlerden biri olmasına rağmen, herhangi bir gharanaya veya birkaç kuşak boyunca takip edilebilecek bir soyun mensubu değildir.

Müzik kariyerine on beş yaşında Pandit Rajaram’ dan klasik vokal tekniğini öğrenerek başladı. Ancak bir yıl içinde Varanasi’ li ünlü flütçü Pandit Bholanath’ ı dinledikten sonra bansuri çalmaya başladı.

Sekiz yıl boyunca Pandit Bholanath’ in yanında ders verdi. 195 senesinde, henüz ergenlik çağına yeni girmişken, Orissa’da ki Cuttack All India Radio’nun düzenli kadrolu sanatçısı oldu ve burada hem icracı hem de besteci olarak çalıştı.

Yılın büyük bir kısmında seyahat eden, senede iki yüze yakın konser veren ve uluslararası konservatuarlarda öğretmenlik de yapan Chaurasia, pastoral gelenekle ilişkilendirilen Bansuri ’de her klasik ince ayrımı özgün bir tarzla yeniden üreterek kendine özgü o büyüleyici soundunu yarattı. Ayrıca kendisinden önce yapılmamış olanı yaparak. Senia-Ddrupad Ang’ın alaap, jod ve jhalalarını kusursuz bir şekilde birleştirdi ve Bansuri’ye yeni bir tonal kalite kazandırdı.

Klasik Hint müziğinin dünya çapında tanınmasına ve popülarite kazanmasına yaptığı eşsiz katkıların altında yatan o yaratıcılığı ve büyük yetenek olma vasfıyla Hindistan’ın kırılgan yaşayan mirasını hassasiyetle sürdürme çabasını sabır ve sebatla sürdürüyor.

Geniş vizyonuyla da Pandit – üstat gelenek ve yeniliğin birleşimini parlak bir özgünlükle Klasik Hint müziğine kalıcı ve büyük katkılar yapmaya devam ediyor. Gelenek ve yeniliğin nadide bir bileşimi olan bambu flütünün büyük ustası Pandit Chaurasia, geliştirdiği üfleme tekniğiyle alaap ve jodu bansuriye benzersiz uyarlamasıyla, Kuzey Hindistan müziğine özgü flüt çalmanın ifade olanaklarını genişleterek özgül bir tarz geliştirdi. Hindistan’da ve yurt dışında son derece popüler olan bambu flütünün bu dahi ustası hem Kuzey Hindistan müziğinin sınırlarının ötesine geçerek Hint halk ve popüler müziğinin hem de batı müziğinin füzyonundaki başarıları ile unutulmazlar arasına girdi.

Bu hususta şu ifadesi kayda değer bir ipucudur: ‘’ Her ne kadar kalbim klasik müziğe ait olsa da, tarzlar ve türler arasında çalışmaktan her zaman büyük keyif aldım. John McLaughlin, Jan Garbarek ve Ian Anderson ( ünlü İngiliz rock grubu, Jethro Tull’ un flütist solisti ve lideri ) ile bu şekilde işbirliği yaptım.’’

Aşağıdaki muhteşem eserde, Remember Shakti ( bu sözcük Sanskritçe ’de Güç Tanrıçası anlamına gelir ) grubundan Hint kökenli ünlü İngiliz caz -rock gitaristi John McLaughlin, Hintli tabla ustası Zakir Hussain, Hintli vurmalı çalgılar ustası T.H. Vikku Vinayakram ve bansuri ’de Hariprasad Chaurasia yer alıyorlar.

 

 Jean-Pierre Rampal, Yehudi Menuhin gibi müzik dünyasının en saygın isimlerinden övgü ve beğeni aldı ve uzun zaman eşlik çalgısı olarak kullanılan flütü solo bir klasik çalgı aleti olarak büyük popülerlik seviyelerine taşıyan ikonik flüt sanatçısı Jean Pierre Rampal gibi Pandit Chaurasia da geleceğin solistlerinin önünü açtı.

Bunun büyük bir kısmı çalgının esnekliğinden ve klasik, caz, pop, blues ve daha fazlası gibi çeşitli müzik fikirlerine ve türlerine uyum sağlamasından kaynaklanmaktadır.

Sanatçı, olağanüstü kabiliyeti ile iki zıt unsur olan disiplin ve özgürlüğü birleştiriyor ve tavsiyede bulunuyor:

 ‘’ Tekniğe egemen olun ve ardından farklı ifadenizi yaratmak için kendinizi özgür bırakın.’’

Uzun yıllardır ulusal ve uluslararası platformlardaki performanslarıyla, çıktığı Amerika ve Avrupa’daki turnelerinde katıldığı büyük ve yüksek prestijli festivallerdeki sergilediği virtüözitesiyle geniş ilgi ve takdir toplamayı sürdürüyor.

Sanat yolculuğunun başlarında Bombay’da ( şimdi ki Mumbai ’de ) efsane isim ustad Allauddin Khan’ın kızı Shirmati Annapurna Devi’ den aldığı rehberlik sayesinde müziğine yeni bir boyut kazandırdı ve performans kariyerini sağlamlaştırdı.

Süreklilik kazanan bu başarılarda, onun cesareti, samimiyeti, sebatkârlığı, çalışkanlığı ve fedakârlığının da kuşkusuz büyük rolü oldu.

Sanatı ve yaşamıyla ilgili şu kitaplar yayınlandı:

Değişim Rüzgârları / Surjit Singh – 2008

Hariprasad Chaurasia / ve Doğaçlama Sanatı / Henri Tournier – 2010

Sathya Saran’ın Altın Nefesi // Resmi Biyografi – Penguen – 2020

Fransa’da ve dünyanın başka ülkelerinde kültürün yayılmasına yaptığı önemli katkılardan dolayı Sanat ve Edebiyat Nişanı ( Ordre des arts et des letters ) Şövalyesi olarak atandı.

Santur virtüözü ve besteci Shiv Kumar Sharma ve gitar virtüözü Brijbhushan Kabra ile çok ünlü bir raga süiti olan; geçen on yıllar içerisinde değeri daha da artarak kültleşen ‘’ Call Of The Valley’’ albümünü yaptı.

Yüze yakın albümü olan Hariprasad Chaurasia, müzik tarihinde çığır açmış, efsane isimlerle de çalıştı.

Pandit Ravi Shankar, Pandit Shiv Kumar Sharma, Üstat Zakir Hussain birlikte albüm yaptığı büyük sanatçılardan ilk akla gelenler.

 

 

Rotterdam Müzik Konservatuarının Dünya Müzik Bölümü’ne başkanlık etti.

Aynı zamanda dünya çapında çok sayıdaki öğrencisinin yetişmesine kendini vakfetmiş bir öğretmendir. Sayesinde öğrencilerinin birçoğu konser sahnelerinde iz bırakmaya ve dikkatleri üzerlerine toplamaya başladılar.

Güzel ve etkileyici var, harika ve büyüleyici var; sonra da gerçek sanatı, ideal olanı yaratan Hariprasad var.

İyi ki var.