Murat Belge

27 Şubat 2021

Neyin popüler olduğu

Halil İnalcık'ın temelde "Osmanlı düşmanı", kötü bir tarihçi olduğunu "popüler" olmak için yazan biri nerede, kimin gözünde popüler olmaya çalışıyordur acaba? Sofuoğlu'nun sabırlı bir kişi olduğu kanısındayım. O, "geleceğin popülerini" görmüş, seçmiş, onu kolluyor

Bugünlerde kendisine münasebetsiz sözler ederek bir şöhret sağlamaya çalışan bir adam peyda oldu. Önce üniversitelerin fuhuş yuvası haline geldiği yolunda bir hikmet savurmuştu. Şimdi de Halil İnalcık'a sataşmaya karar vermiş belli ki. Söyledikleri tepki uyandırıyor; ancak belirli tipte insanlardan değil, her türlü insandan tepki alıyor. Bu sefer İnalcık'a bulaşınca çok sayıda tarihçiden yorum almış "Hürriyet". Adı Ebubekir Sofuoğlu olan bu zat-ı na-şerifi onaylayan kimse yok. Biri "Kimse ciddiye almıyor" demiş, bir "Çirkin ifadeler maksadını aşıyor" demiş. Bu değerlendirmeyi tam anlayamadım; "maksadı" ne olabilirdi de onu aştı, orasını anlayamadım. Birisi de "Popülarite kazanma arayışı" demiş.

Hiç görülmemiş bir şey değil bu olay. Yalnız Türkiye'de görmeyiz, dünyanın her yerinde birtakım tuhaf insanlar türeyip böyle "şaşırtıcı" sözler söylerler. Bunu yaptıran güdü de, normal olarak, "tanınma isteği" diyebileceğimiz bir şeydir çoğunlukla ve büyük bir ihtimalle.

Yani "popülarite kazanma arayışı" tespiti bence yerinde. İstenen bu olunca, daha tanınmış -yani gerçekten tanınmış- bir insan hakkında ileri geri konuşmak daha elverişli bir yöntem olabilir. Onun tanınmışlığı bunu yapanı da yukarı çekebilir. Şaşırtıcı ve çarpıcı olmak gerektiğine göre, olumlu bir namı olan birinin "aslında" kötü olduğunu söylemek daha çok dikkat çeker (tabii tersini yaparak da şaşırtmak mümkün. Ama orada baltayı taşa vurma ihtimali daha çok gibi görünüyor).

Bu bakımdan Halil İnalcık iyi bir araç. Hazret, salvolarını saçmaya başlayınca -anladığım kadar- bir tek Halil İnalcık'la yetinmeye razı olamamış, Şevket Süreyya'yı da onarımdan geçirmeye karar vermiş.

Türkiye'de çokça yapılan bir şey. Çünkü burada bazı insanlar kendilerine birkaç düşman bulup beğenmeden yapamıyorlar.

Bu girizgahtan sonra "popüler" kavramına geleyim. En geniş kapsamıyla baktığımızda, evet, böyle ileri geri laflar etmenin amacı birilerinin hoşuna gitmek olmalı -buna da "popüler olmak" diyebiliriz. Ama bir tuhaflık var bu işte gibi geliyor bana. "Üniversiteler fuhuş yuvası oldu" deyince kimin gözünde "popüler" oluruz? "Fuhuş" denecek bir şeyden hiçbirimizin haberi olmadı. Dolayısıyla bunu bir olgu olarak saptamış bu kişinin herkesten farklı, kendine özgü bir "fuhuş" kavramı olmalı. Sözünün daha çok kız öğrencilere yönelik olduğu da sezinleniyor. Fazla süslü mü buluyor? Bacakları falan mı görünüyor? Davranışlarında kabul edilemeyecek bir serbestlik mi tesbit etmiş? Nedir onu "fuhuş" gibi bir kavrama getiren?

Bunun dinden kaynaklanmasa da oradan destek alan ya da destek almaya çalışan bir iddia olduğu sonucunu çıkarıyorum.

Ardından Halil İnalcık... Bu alana girince cinsellik temasını terk ettik. Geldik tarih alanına. Şimdi konumuz Halil İnalcık'ın yanlış ve kötü bir tarihçi oluşu.

Neden? Nedir kötülüğü ya da yanlışlığı?

Anladığım kadarıyla Halil İnalcık bir Osmanlı tarihçisi ama Osmanlı'nın yüceliğini anlayacak bir adam değil. Bu sadece bir "kapasite yetersizliği" değil. Halil İnalcık son kertede Osmanlı'yı yıkan ideolojiyi benimsemiş bir kişi. Yani, bir Kemalist! Onun için de onun yazacağı Osmanlı tarihinden bir hayır geleceği yok. Zavallı Osmanlı düşmanlarının eline düşmüş.

Yani demek ki... Dolayısıyla... Bu kişi popülariteyi yakalamak için bunları söylüyor. Peki, "popüler" demek çoğunluğun suyuna gitmek demek. Çoğunluk bu konuları böyle mi görüyor, böyle mi düşünüyor? Doğrusu, pek sanmıyorum.

Halil İnalcık'ı ben çok iyi bir tarihçi olarak bilirim. Tanışıklığımız oldu. Çok sevimli, canayakın bir insandı. Osmanlı sarayında içki kültürü üstüne yazdığı kitabı benim bildiğim son kitabı oldu. Kitabın bana erişip erişmediğini de denetledi.

Halil İnalcık'ın temelde "Osmanlı düşmanı", kötü bir tarihçi olduğunu "popüler" olmak için yazan biri nerede, kimin gözünde popüler olmaya çalışıyordur acaba? Bununla hemfikir olan, ama işin bütününü düşündüğümüz zaman, bunun yanı sıra üniversitelerde "mini etekli fahişeler" dolaştığını da düşünen biri ya da birileri olmalı. Ebubekir düşüncelerini halkıyla paylaşmayı seven bir "akademik" belli ki. Onun için konunun bu kadarıyla bittiğini sanmıyorum. Yeni hikmetler, değerlendirmeler gelecektir. Bunlar daha bir süre "çoğunluk" gözünde sindirilmiş "hakikatler" olmayabilir. Ama ben Ebubekir Sofuoğlu'nun aynı zamanda sabırlı bir kişi olduğu kanısındayım. O, "geleceğin popülerini" görmüş, seçmiş, onu kolluyor. Kendisine nirengi noktası olarak aldığı şaşmaz noktalar seçtiği de belli.