Kenan Evren ve Recep Tayyip Erdoğan
Bugünlerde bir kitap okuyorum, Susan Neiman adında bir Amerikalı kadın yazmış. Tarihte ilerlemenin olduğunu, ama kendine göre, “çaktırmadan” olduğunu anlatıyor. Benim de benzer bir düşünce tarzım olduğu için hoşuma gitti. Kişisel hayatından da bir örnek veriyor ki özellikle hoşuma gitti. Çocukluğunda, odasının duvarına Sidney Poitiers’nin bir posterini asmış. Ama bunu Poitiers’ye duyduğu hayranlık nedeniyle yapmamış. Amerika’da zaman zaman (ya da sık sık) olduğu gibi, siyahlara düşmanlık eylemlerinin azıtma eğilimi gösterdiği bir evrede siyahlarla dayanışma içinde, “ilerici” bir insan olduğunu dünyaya ilan etmek istediği için yapmış.
“Bugün” diyor, oğlumun odasına giriyorum, bakıyorum, bütün duvarlar zenci posterleriyle dolu. Ama, diye ekliyor, oğlum bunları bir dayanışma için, “ilerici” bir tavır aldığını göstermek için yapmıyor; “basketbol seviyor da, onun için,” diyor.
Bu dünyada gayet kalabalık olarak yaşıyoruz. Her türlü, her düşünceden insan. Siyah basketbolcuların posterinin asılmasından hoşlanmayan birileri mutlaka bugün de vardır—ama etkileri azalmış. Bir dönemde “ilericilik” jesti olan davranış “normal” kategorisine giriyorsa bir “ilerleme” oldu demektir. Bugün böyle “normal” olarak yapılan o kadar çok şey bir zaman önce “şok” yaratan bir şeydi. Bugün şok yaratan yığınla şey (şu anda listeleyemiyorum) de önümüzdeki günlerde, yıllarda “normal” sınıfına geçecek. Yığınla şey de hiç gereği yokken, şok yaratmaya devam edecek. Hayat böyle bir şey, tarih böyle bir şey.
Şu günlerde dünya siyasetinin ciddi tatsız bir döneminden geçmekteyiz. Sağına bakıyorsun Trump, soluna bakıyorsun Orban, en iyisi hiç bakmamak, diyorsun. Böyle bir siyasi atmosfer kaçınılmaz olarak insanı (insanların bir kısmını diyelim, çünkü hayatından memnun olanlar da eksik değil) karanlık bir ruh haline sokuyor. Ama hayat aslında çok karmaşık ve olan her şeyin karşıtı da olmakta—sadece ön planda görünmüyor. Sonra rakkas öbür tarafa dönüyor. Onun için, diyorum, kötümserliğe kendini kaptırmamak gerek. “Beyinsiz” bir iyimserlik salık verdiğim yok. Toplum hayatında ilerleme var, ama gerileme de var. Bunu da gerçekçi bir dikkatle izlememiz, gözlememiz, mücadelesini vermeye hazır olmamız gerekiyor. Bütün gerilere savrulma olgularına rağmen, olumlu gelişmelerin ciddi biçimde ağır bastığını çıplak gözle de görebiliyoruz.
Türkiye’de ahval dünyanın genel gidişinden çok farklı değil. Bunu böyle yapan dinamikleri harekete geçiren koşullar farklı olabilir, muhtemelen de farklı. Ama gidişat fena halde benziyor. Anlaşılır bir şey. İyilik gibi kötülük de belirli kalıplar içinde kendini gösteriyor. Adamı “vatan hainliği yapan yazılar” yazdığı için (bizdeki gibi, bu suçlamaların temeli olmayan örneklerden söz ediyorum) hapse atıyorsunuz ya da “Cumhurbaşkanına hakaret etti” diye hapse atıyorsunuz. Yani, “hapse atıyorsunuz.” Onun için Tayyip Erdoğan uygulaması ile Kenan Evren uygulaması sonuçları çerçevesinde benzeşiyor.
Şu evrede bizim burada olduğu gibi demokrasi çiğneniyor ve bir yalan rejimi hüküm sürüyorsa, işler elbette tatsızdır, ama bunun, bu olumsuzluğun da bir birikimi olmaktadır. Bu birikim, önceden tahin edilmesi güç bir zamanda, kendini gösterecektir.
Onun için “dayanın aslanlarım!” “Bu da geçer!” ama derslerini bırakarak geçer.
Murat Belge kimdir? 16 Mart 1943'te Ankara'da doğdu. İngiliz Erkek Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde asistanlık ve doktora yaptı. 1969'da İngiltere'deki Sussex Üniversitesi'nde araştırmacı olarak bulundu. Christopher Caudwell ve Marksist estetik konulu teziyle 1980'de doçent oldu. Genç yaşlarda yaptığı William Faulkner ve James Joyce çevirilerinin yanı sıra 1964'ten itibaren Yeni Dergi, Papirüs gibi dergilerde çıkan eleştirileri, yorum yazılarıyla tanındı. Namık Kemal, Behçet Necatigil gibi yazarlar üstüne incelemeler yaptı. 1970'te Halkın Dostları Dergisi'nin kurucuları arasında yer aldı. 12 Mart 1971 muhtırasıyla başlayan darbe döneminde iki yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1974'te üniversiteye döndü. 1975'te Birikim dergisini kurdu. 1981'de YÖK'ün kuruluşunun ardından üniversiteden istifa etti. 1983'te İletişim Yayınları'nı kurdu, 1984'te Yeni Gündem dergisini çıkartmaya başladı. Denemelerini Tarihten Güncelliğe (1983), 12 Yıl Sonra 12 Eylül (1992), Edebiyat Üstüne Yazılar (1994) kitaplarında topladı. 1980'lerde Sadık Özben mahlasıyla düzenli olarak mizah yazıları yazdı. 1991'de Helsinki Yurttaşlar Derneği, Türkiye şubesini kurdu. 1997'de profesör oldu; 1995'ten bu yana Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Marksist estetikten militarizme, edebiyattan yemek kültürüne, Osmanlı ve İstanbul tarihine dek birçok farklı alanda 26 tane kitabı ve çok sayıda makalesi yayımlandı. Halkın Dostları, Birikim, Yeni Dergi, Yeni Gündem, Milliyet Sanat, Papirüs dergilerinde ve Cumhuriyet, Demokrat, Milliyet, Radikal, Taraf gazetelerinde yazdı. Hale Soygazi ile evli. Kitapları - Tarihten Güncelliğe (Alan, 1983; İletişim, 1997) - Sosyalizm, Türkiye ve Gelecek (Birikim, 1989) - Marksist Estetik (BFS, 1989; Birikim, 1997) - The Blue Cruise (Boyut, 1991) - Türkiye Dünyanın Neresinde (Birikim, 1992) - 12 Yıl Sonra 12 Eylül (Birikim, 1992) - İstanbul Gezi Rehberi (Tarih Vakfı, 1993; İletişim, 2007) - Türkler ve Kürtler: Nereden Nereye? (Birikim, 1995) - Boğaziçi'nde Yalılar ve İnsanlar (İletişim, 1997) - Edebiyat Üstüne Yazılar (YKY, 1994; İletişim, 1998) - Tarih Boyunca Yemek Kültürü (İletişim, 2001), - Başka Kentler, Başka Denizler 1 (İletişim, 2002) - Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu: Türkiye ve Avrupa Birliği (Birikim, 2003) - Osmanlı: Kurumlar ve Kültür (Bilgi Üniversitesi, 2006) - Başka Kentler Başka Denizler 2 (İletişim, 2007) - Genesis: "Büyük Ulusal Anlatı" ve Türklerin Kökeni (İletişim, 2008) - Sanat ve Edebiyat Yazıları (İletişim, 2009) - Balkan Literatures in the Era of Nationalism (Jale Parla ile birlikte, 2009) - Sadık Özben'in Toplu Eserleri (Helikopter, 2010) - Başka Kentler, Başka Denizler 3 (İletişim, 2011) - Edebiyatta Ermeniler (İletişim, 2013) - Başka Kentler, Başka Denizler 4 (İletişim, 2014) - Militarist Modernleşme-Almanya, Japonya ve Türkiye (İletişim, 2014) - Linç Kültürünün Tarihsel Kökeni: Milliyetçilik (Agora, 2006; Berat Günçıkan ile söyleşi) - Step ve Bozkır - Rusça ve Türkçe Edebiyatta Doğu-Batı Sorunu ve Kültür (2016) - Şairaneden Şiirsele / Türkiye'de Modern Şiir (İletişim, 2018) - "Siz isterseniz…" – Popülizm Üzerine Yazılar (İletişim, 2018) - Sanat ve Edebiyat Yazıları II (İletişim, 2019) Çevirileri - Hegel Üstüne: W.T. Stace - Martin Chuzlewitt: Charles Dickens - Döşeğimde Ölürken, Ağustos Işığı, Ayı: William Faulkner - Dublinliler, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi: James Joyce - Arabadakiler, Patrick White - 1844 Elyazmaları: Karl Marx - Bir Zamanlar Europa'da, Leylak ve Bayrak: John Berger - Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla: Leo Huberman - Yazıcı Bartleby: Herman Melville - Kayıp Kız: David Herbert Lawrence - Yurtsuzların Ülkesi: Dugmore Boetie - Lenin ve Felsefe: Louis Althusser (Bülent Aksoy ve Erol Tulpar ile birlikte) - Yanya Sultanı – Tepedelenli Ali Paşa: William Plomer |