Yaşanan deprem hepimizi derinden sarstı. Herkes bir şeyler yapmaya çalıştı. Bunlardan bir tanesi de ayni ve/veya nakdi bağış yapmak. Bu konuyla alakalı birçok yazar köşesinde detaylarını yazdı. Her biri konunun tüm detaylarını gayet anlaşılır şekilde yazmıştı zaten. Tekrara düşmemek için özellikle yazmadım.
Ancak özetle şöyle söyleyebilirim; Yeşilay ve Kızılay'a yapılan nakdi bağışların tamamı indirim konusu yapılabilmektedir. AFAD'a yapılan nakdi bağışın da tamamı matrah tespitinde indirim konusu olabilecektir. Gelir Vergisi Kanunu m.89/10 ve Kurumlar Vergisi Kanunu m.10/1-e kapsamında Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan bağıştan dolayı (AFAD'a) tamamı matrah tespitinde indirim konusu olabilecektir.
Bunların dışındaki bazı vakıf ve derneklere yapılan bağışların tamamı çoğu zaman gider yazılmayabilir. Burada yüzde 5'lik bir sınır bulunmaktadır. Yüzde 5'lik bu sınır yapılan bağışın yüzde 5'i şeklinde değildir. O yıl beyan edilecek gelir/kurum kazancının yüzde 5'i kadarıdır.
Ancak bu bağışı vergiden mi, matrahtan mı düşeceğiz? sorusu bu aralar toplumda bir bilinmezlik yarattı. Çok basit bir dille ifade etmeye çalışayım.
Yapılan bu bağışı vergiden mi, matrahtan mı düşeceğiz?
Gider yazma kavramını Gelir İdaresi Başkanlığı matrahtan indirme, halkımız ise vergiden düşme olarak kullanmakta. İkisi de ciddi hata içermektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığı sosyal medya hesaplarında "Bağış ve yardımlar vergiden değil, matrahtan düşülmektedir." şeklinde bir paylaşımda da bulundu.
Uzatmadan matrah, üzerinden vergi hesaplanan teknik, fiziki ve/veya ekonomik unsurdur. Daha basit bir ifadeyle matrah verginin hesaplanması için bulunan değerdir.
Örneğin bir mükellefin geliri 100 TL ve yaptığı harcama/indirilecek giderleri 30 TL ise 70 TL üzerinden vergi hesaplayacak. Yani matrahı 70 TL'dir. Şayet bu mükellef AFAD'a 10 TL deprem için bağışta bulunursa bu kez matrah 70 TL değil 60 TL olacak ve 60 TL üzerinden vergi ödeyecektir.
Daha basit bir örnekle bir sermaye şirketinin beyan edeceği tutar 10 milyon TL ve kanunen kabul edilecek giderleri (yaptığı masrafları) 6 milyon TL ise bu şirket (10 milyon TL- 6 milyon TL) 4 milyon TL üzerinden yüzde 20 yani 800 bin TL vergi ödeyecek.
Ancak 15 Şubat akşamı bağış kampanyasında 1 milyon TL AFAD'a bağış yaparsa bu kez bulunan 4 milyon tutardan bağış için yaptığı 1 milyon TL'yi de düşecek ve 3 milyon TL üzerinden yüzde 20 yani 600 bin TL vergi ödeyecektir.
Özetle bu örneğe göre 1 milyon TL'lik bağışın yaratacağı vergi kaybı (800 bin TL-600 bin TL) 200 bin TL'dir. 1 milyon TL'lik bağış görüldüğü üzere ödenmesi gereken vergiden düşülmemekte, matrahın tespiti için gider sayılmaktadır.
Yani yapılan bağışlar matrahı tespit etmek için beyan edilen tutardan düşülür. Ne vergiden ne de matrahtan düşülür yani.
Zaten indirilecek bir gider varsa henüz matraha ulaşılmamış demektir ki GİB'in sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşım da hatalıdır.
Kanunlarımızda ise bu konu vergiden düşme şeklinde kullanılmamıştır.
Örneğin
KVK m.10/1 "Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:"
KVK m.8/1 "Ticarî kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükellefler aşağıdaki giderleri de ayrıca hasılattan indirebilirler".
GVK m.40 "Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:"
GVK m.89 "Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir:" gibi ifadeler yer almaktadır.
Özetle bağışlar matrahın tespit edilmesi için yapılan giderlerdir. Bu bağışlar ne vergiden ne de matrahtan düşülür; matrahın tespiti için düşülen giderlerdir.
Bu bağışların, matrah tespitinde gider olarak sayılması için minik bir detay vardır, o da hem gelir hem de kurumlar vergisi kapsamında indirilecek giderler düşüldükten sonra kalan tutarın pozitif bir bakiye olmasıdır. Ancak o zaman bağışlar ayrıca düşülür.
Murat Batı kimdir? Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı. Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı. "Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı. Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir. |