Murat Batı

11 Ekim 2024

Sporcular neden Maliye’nin radarına girdi?

Sporcular, 1 Kasım 2019 sonrası yapılan sözleşmelerden kaynaklı aldıkları ücretleri beyan etmeleri gerektiğini bilmiyor olabilirler. O nedenle Şimşek’in radarına girmiş olabilirler

Kayıt dışılıkla mücadele kapsamında birçok sektör ve saha irdelenmeye başlandı. Önceki gün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklama ile bu kez sporcuların vergi kaçırdığını ve bunların mercek altına alındığını öğrendik.

Hazine ve Maliye Bakanlığı risk analizi kapsamında yaptığı araştırmada 400 sporcunun son 3 yılda yaklaşık 5 milyar TL gelirini beyan dışı bıraktığı ve 100 sporcunun da beyan etmesine karşın sıfır gelir gösterdiği görülmektedir[1]. Bu sayının daha da artma ihtimali var bu arada. Çünkü Maliye, sadece bin 900 sporcuyu incelemiş, inceleme sayısı artarsa radara takılacak sporcu sayısının da artacağı muhtemeldir.

Futbol, voleybol ve basketbolculardan oluşan bu grup izaha davet edilecek. Yani 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m.370 uyarınca bu kişilerden neden beyan etmediklerini ya da neden eksik beyan ettiklerini vs. izah etmeleri istenecek. Vergi idaresini ikna ederlerse sorun yok ama ikna edemezlerse minik bir sorun oluşacak.

Gelin sporcuların bu kadraja nasıl girdiğini ve bu minik sorunu birlikte anlamaya çalışalım.

Sporcuların aldıkları paralar “ücret” sayılır

Sporcuların aldıkları paralar ücrettir. Yani sporcuların aldıkları paralar Gelir Vergisi Kanunu m.61 uyarınca ücret olarak değerlendirilecektir. Daha basit bir ifadeyle maaşlı çalışan kişiler gibi ücretli olarak değerlendirilecektir.

Tıpkı ücretli çalışanlar gibi sporculara verilen paralardan -ücret sayıldığından- stopaj yapılacaktır. Ancak normal ücretlilerden yapılan stopaj, gelir vergisinin artan oranlı tarifesine (dilim usulü) tabi tutulurken sporculardan tek ve sabit bir oranla stopaj yapılmaktadır. Bu oran, sporcunun bulunduğu lige göre değişiklik göstermektedir.

Buna göre 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden;

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

  1. En üst ligdekiler için yüzde 20,
  2. En üst altı ligdekiler için yüzde 10,
  3. Diğer liglerdekiler için yüzde 5,

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden yüzde 5, oranında gelir vergisi stopajı yapılacaktır. Bu oranlar ve uygulanma süresi -bir değişiklik olmadığı sürece- GVK Geçici m.72 uyarınca  31.12.2028’e kadar sürecektir.

 Buraya kadar bir sorun yok gibi ancak 1 Kasım 2019 tarihi önem arz etmektedir.

Şöyle ki…

1 Kasım 2019 öncesi

 Sporculara verilen ödemeler stopaja tabidir. 1 Kasım 2019 tarihinden önce akdedilerek geçerlilik kazanan ve yine bu tarihten sonra süre uzatımı veya ücreti etkileyen bir değişiklik yapılmayan sözleşmeler sona erinceye kadar, bu sözleşmeler kapsamında elde edilen ücret gelirlerinin tutarı ne kadar olursa olsun beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir. Yani stopaj nihai vergisi olacak ve stopaj oranı ise yüzde 15 olacaktır.

Örneğin en üst ligde faaliyet gösteren B Spor Kulübünde oynayan futbolcu Mustafa, 1 Ağustos 2018 tarihinde 3 yıllık sözleşme imzalamıştır. Böylece B Spor Kulübü futbolcu Mustafa’ya sözleşme süresinin sonuna kadar yapacağı ödemelerden -1 Kasım 2019 öncesi sözleşmeyi yaptığı için- yüzde 15 stopaj yapacak ve futbolcu Mustafa bunu ayrıca beyan etmeyecektir.

1 Kasım 2019 sonrası

1 Kasım 2019 tarihinden sonra akdedilerek geçerlilik kazanan veya 1 Kasım 2019 tarihinden önce imzalanmakla birlikte bu tarihten sonra (süre uzatımı veya ücreti etkileyen değişiklikler gibi nedenlerle) yenilenen sporcu sözleşmelerine istinaden elde edilen ücret gelirleri toplamı o yılın GVK m.103’ün son dilimini aşarsa sporcu tarafından ayrıca yıllık beyanname ile de beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca en üst lig için yapılacak sözleşmelerden kesilecek stopaj oranı yüzde 15 değil yüzde 20 olacaktır.

İlaveten sporcu sözleşmesi olmadan çalışan sporcular tarafından elde edilen ücret gelirleri toplamının GVK m.103/son diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600 bin lira, 2021 yılı için 650 bin lira, 2022 yılı için 880 bin lira, 2023 yılı için 1 milyon 900 bin lira, 2024 yılı için ise 3 milyon lira) aşması halinde, bu gelirler her koşulda yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.

Şimşek’in bahsettiği husus tam da burasıdır. Sporcuların son üç yılları dikkate alınmış ve elde edilen gelirleri ilgili yıldaki GVK m.103/son dilimi aşıyorsa (2021 yılı için 650 bin lira, 2022 yılı için 880 bin lira ve 2023 yılı için ise 1 milyon 900 bin lira) ayrıca yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. 2024 yılında elde edilen ücret toplamı da 3 milyon lirayı aşıyorsa 2025 Mart ayının sonuna kadar yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir.

Örneğin en üst ligde faaliyet gösteren F Spor Kulübünde oynayan Futbolcu Sertuğ, 20 Ocak 2021 tarihinde 4 yıllık sözleşme imzalamıştır. F Spor Kulübü 2023 yılında sözleşme gereği futbolcu Sertuğ’a 5 milyon lira ödeme yapmıştır. F Spor Kulübü bu tutar üzerinden -sözleşme 1 Kasım 2019 tarihinden sonra yapıldığı için- GVK Geçici m.72 uyarınca yüzde 20 stopaj yapmış ve bunu vergi dairesine yatırmıştır. Futbolcu Sertuğ’un elde ettiği gelir tutarı 2023 yılındaki beyan sınırı olan -GVK m.103/son dilim- 1 milyon 900 bin lirayı aştığı için Futbolcu Sertuğ aldığı tüm parayı sonraki sene yani 2024 Mart ayının sonuna kadar vergi dairesine beyan edip hesaplanan vergiyi (yüzde 20 stopaj ödenme şartıyla hesaplanan bu tutardan düşülecek) Mart ve Temmuz’da iki eşit taksitte ödemesi gerekmektedir.

Şayet beyan etmezse o zaman şu an olduğu gibi Şimşek’in radarına takılacak idi.

Şöyle ki….

Şimşek’in radarına girme nedenleri

1 Kasım 2019 öncesi yapılan sözleşmelerde stopajın yapılması tek başına yeterliydi sporcu ayrıca tutar ne kadar olursa olsun yıllık beyanname vermemekteydi. Bu bir alışkanlık olmuş olabilir ve 1 Kasım 2019 sonrası yapılan sözleşmelerden kaynaklı aldıkları ücretleri beyan etmeleri gerektiğini bilmiyor olabilirler. O nedenle Şimşek’in radarına girmiş olabilirler.

İkinci husus ise sporcular ile kulüplerin yaptıkları sözleşmeler genellikle net ücret üzerinden yapılmaktadır. O nedenle tüm vergilerin kulüp tarafından ödendiğini ve dolayısıyla sporcuların kendilerinin de beyanname vermek zorunda olduklarını bilmemelerinden kaynaklı da olabilir.

Üçüncü husus, "amannn bize sıra gelene kadar" demişler de olabilir. Zaten kimse ölümü ve vergiyi kendine kondurmaz. Ama ikisi de kesindir. Yıllar önce Benjamin Franklin de ölüm ve vergiler dışında hiçbir şey kesin değildir demiştir.

Dördüncü husus ise sporcu ile kulüp arasında yapılan sözleşmelere bazen çıkabilecek tüm ekstra vergilerin kulüp tarafından ödeneceği şeklinde bir hüküm konulmaktadır. Ancak VUK m.8 uyarınca kişiler arasında yapılacak özel sözleşmelerin vergi idaresini bağlamayacağı net şekilde belirtilmiştir. Bu nedenle sporcu bu ekstra çıkan verginin de kulüp tarafından ödeneceğini sandığından kendisi ayrıca beyan vermeyebilmektedir.

Son husus ise özellikle sponsorluk kapsamında ödenen bazı tutarların kapsam dışı olduğunu sanmaları dolayısıyla beyan etmek zorunda olmadıklarını düşünüyor olabilirler. Ancak sponsorluk ödemeleri de nevi şahsına özellikleri uyarınca farklı vergi kanunlarının kapsamına gireceğinden bu yönüyle de Şimşek’in radarına girmiş olabilirler.

Özetle kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ama beyanname vermek zorunda olup da vermeyenler ile beyannameyi vermiş ama gelirini düşük göstermişler ya da hiç göstermemişler hakkında vergi idaresi bu gelir üzerinden verginin aslı, vergi cezası ve gecikme faizi alacaktır. Bu durum kendilerine bir ceza ihbarnamesi ile tebliğ edilecektir. Buna hazırlıklı olmalarında fayda var…


[1] Recep Çetin; Vergi Ödemeyen Sporcular İçin Maliyeden “Var” İncelemesi (https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/vergi-odemeyen-sporcular-icin-maliyeden-var-incelemesi/772520)

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.