Görsel ve yazılı basında kayıt dışı gelirleri kayıt altına almak amacıyla oyuncu ve ses sanatçılarının radara takıldığı, bunların incelemeye alındığı hatta ilk aşamada 150 kişinin gelir ve beyanları arasında uyumsuzluk olduğu şeklinde haberler dolaşıp durdu.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; haberlerde geçen incelemeye alındı cümlesi doğru bir ifade değil. Çünkü Vergi Denetim Kurulu öncelikle risk analizi değerlendirmesi yapmakta ardından sektörleri tespit etmekte sonrasında da bu sektörde bulunan gelir ve beyan uyumsuzluğu bulunan kişileri kadrajına almaktadır.
Ardından da bu kişiler Vergi Denetim Kurulu bünyesinde bulunan izaha davet komisyonuna davet edilmekte ve gelir/beyan uyumsuzluğuna neden olan işlemin izah edilmesi istenilmektedir. Örneğin bir kişi, hesabına gelen 5 milyon lirayı geçerli olabilecek gerekçelerle ispat edebilirse mevcut sorunu izah etmiş ve dolayısıyla da incelemeden kurtulmuş olabilecektir. Ancak hesabına gelen para tutarını yani gelir/beyan uyumsuzluğuna neden olan işlemi gerekçeleriyle izah edemez ise o zaman bu kişi incelemeye sevk edilebilecektir.
Ya da bir şirketin reklam yüzü olan bir şarkıcının gelirini düşük gösterip sonrasında basında şatafatlı bir hayat yaşadığını gözler önüne sererse o zaman bu kişi izaha davet edilebilir. Enerciii örneğini hatırlayınız.
Bu nedenle bu kişiler incelemeye alındı gibi haberler pek doğru değildir, önce izaha davet edilir ardından incelemeye alınabilir.
Bu kişiler neden izaha davet edilir?
Vergi Denetim Kurulu tarafından mükelleflerin izaha davet edilme ve/veya vergi incelemesine alınmaları için birçok neden bulunmaktadır. Ancak izaha davet edilebilmelerindeki en önemli nedenini VUK m.370 “Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir.” şeklinde açıklamaktadır.
Ancak incelemeye alınmaları, ihbar neticesinde inceleme, belli bir sektöre yönelik genel bir inceleme ve genellikle teknolojik imkanlar kullanılmak suretiyle bir risk analizi ya da değerlendirilmesi üzerinden yapılan inceleme olarak sıralanabilmektedir.
Basına yansıyan birçok haberde, Maliye Bakanlığı tarafından 150 sanatçının vergi kayıp ve kaçağına yönelik incelemeye alındığı ifade edilmiştir. Kuşkusuz bu 150 kişinin nasıl tespit edildiği önem arz etmektedir. Söz konusu olası incelemeler genellikle risk analizi ve değerlendirilmesi üzerinden yapılan incelemelerdir. Bu konuda Bakanlık sadece tek bir veri özelinde değil, birçok veriyi ve kaynağı kullanmak suretiyle bir belirleme yapmaktadır.
Örneğin; söz konusu sanatçıların öncelikle beyan bilgileri araştırılmakta daha sonra ise yine Bakanlık tarafından tespit edilen gelir unsurları (reklam/ücret anlaşmaları, banka hesap bilgilerinde gerçekleşen para girişleri vs.) ve harcama bilgileri (yüksek tutarlarda lüks tüketim ve harcama vs.) ile beyanları arasında bir analiz ya da değerlendirme yapılmaktadır. Buna bağlı olarak vergi kaybı olasılığı yüksek olan sanatçılar yüksek riskli mükellefler olarak öncelikle izaha davet edilerek tespit edilen hususlarla alakalı açıklama yapması istenilmektedir. Bu açıklamanın yetersiz olması durumunda ise incelemeye sevk edilmektedir.
Buna devam edilecek mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in "Amacımız, sektör ve meslek ayırt etmeden çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz" şeklindeki açıklamasından da anlaşılacağı üzere risk değerlendirmesi sonucunda riskli bulunan yeni sektörler tespit edilecek ardında da bu sektörde gelir/beyan uyumsuzluğu görülen kişiler izaha davet edilecektir. Sonrası yukarıda bahsettiğim şekliyle işleyecektir. Özetle yeni sektörler tespit edilecek ve bu tarz haberlerle basında tekrar karşılaşacağız.
Ne kadar ceza kesilecek?
Bu kişiler izaha davet edildikten sonra herhangi bir sorun olmadığı saptanırsa herhangi bir vergi ve/veya cezai işlem de olmayacaktır. Ancak bir vergi kaybı olduğu tespit edilirse bu vergi ile birlikte kesilecek verg ziyaı cezasının yüzde 20’si ve izah zammı (aylık %4,5) istenecektir. Ayrıca gerek duyulursa vergi incelemesine de sevk edilebilecektir. Özellikle bu kişilerin sahte belge kullandıkları/düzenledikleri tespit edilirse bu durumda vergi incelemesine sevk edilebilecek inceleme sonucuna göre hapis cezasıyla dahi yargılanabileceklerdir.
Murat Batı kimdir?Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı. Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı. "Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı. Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir. |