Murat Batı

14 Nisan 2022

Mahfi Hoca'dan yapısal reformlar

Mahfi Hoca'nın Yapısal Reformlar ve Türkiye adlı eserini büyük bir keyifle okumamın altında yatan temel neden, ele aldığı konulara olabildiğince objektif, net, aydın kimliğinden taviz vermeden, bireysel menfaat için değil ülkenin geleceği için endişelenen bir yurttaş kimliğiyle yaklaşmasına duyduğum güvendir

Son dönemlerde ekonomik sıkıntılar hem dünyada hem de ülkemizde daha fazla hissediliyor. 

Bu ekonomik sorunların/sıkıntıların nedenine/kaynağına inip onu tedavi etmek oldukça önemli elbette. Ülkelerdeki ekonomik sorunların nedeni bazen aynı da olsa çoğu zaman ülkelere ve ülkeleri idare edenlerin kararlarına göre farklılık gösteriyor. Aynı nedenlerle ortaya çıkan sorunların sonuçları ve şiddeti farklı olabildiği gibi aynı sorunu yaratan nedenler de birbirinden farklı olabiliyor. 

Ülkemizde işsizlik, enflasyon, reel gelir düşüklüğü, bütçe açığı gibi temel sorunlar var. Hükümet, bu sorunları çözmek amacıyla zaman zaman yeterince hazırlık yapılmadığını düşündürten uygulamaları devreye sokuyor. Kimi zaman genel kabul görmüş iktisat prensipleriyle örtüşmeyen uygulamalara başvurulurken kimi zaman da, kur korumalı mevduatın finansmanı konusunda olduğu gibi, hukuksal olarak problemli adımlar atılıyor. Umuyorum ki sonuçlar arzu edildiği gibi başarılı olunur.

Geçen hafta satışa sunulan Yapısal Reformlar ve Türkiye adlı eser kronik hale gelen sorunların çözümüne doğru cevaplar bulmak konusunda tartışmalara ışık tutuyor.

Kitabın yazarı, eski hazine müsteşarlarından Dr. Mahfi Eğilmez. Düşüncelerini kendi net/doğrudan tarzıyla ifade eden Mahfi Hoca, zaten yıllardır kendi kişisel bloğunda uzman görüşlerini -çıkarsızca- kamuoyunun kullanımına sunan Türkiye için önemli bir aydındır. 

Mahfi Hoca, Yapısal Reformlar ve Türkiye isimli eserinde genel olarak sorunların yamalama yöntemiyle çözülemeyeceğini, sorunun kaynağına inilmesi ve bu kaynağın reformlarla en doğru şekilde baştan ele alınıp, bu doğru temel üzerine ülkenin geleceğinin inşa edilmesi gerektiğini ifade ediyor. 

Farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkelerin yapısal sorunlarının ve dolayısıyla çözümlerinin farklı olabileceğini söyleyen Mahfi Hoca, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların reçetelerinin her ülkenin farklı sosyo-kültürel yapısı nedeniyle aynı sonucu vermeyebileceğini anlatıyor.  

Mahfi Hoca'nın kişisel twitter hesabındaki şu paylaşımı aslında kitabın özüne ışık tutuyor: 

"Yapısal Reformlar ve Türkiye kitabımda yapısal reformları; IMF, Dünya Bankası ve OECD'nin ekonomide öne sürdüğü neo liberal değişiklik önerilerinden çok farklı olarak köklü sosyal, siyasal ve ekonomik reformlar olarak tanımlıyorum. Arada çok büyük fark var." 

Hukuk(suzluk) sorunu

Kitap, John Locke'un benim de çok sevdiğim bir sözü ile başlıyor; "Hukukun bittiği yerde diktatörlük başlar".  Demokrasi açısından hukukun üstünlüğü ilkesi "olmazsa olmaz" olarak tanımlanırken bu ilkenin yerini üstünlerin hukuku'na bıraktığı tespiti yapılıyor: "Türkiye'de yasalar güçsüzlere ve güçlülere farklı uygulandığı için hukukun üstünlüğü ilkesi geçerliliğini yitirmiş görünüyor. Özellikle siyasal iktidar aleyhine verilmiş AİHM kararları dâhil yargı kararlarının uygulanmaması hukuk üstünlüğü ilkesine uyulmamasının en önemli göstergelerinden biridir."

Güçler ayrılığı ilkesinin önemi üzerinde duran Mahfi Hoca, şöyle diyor: 

"… gücün tek elde toplanması halinde o gücü kullananın yargılanması mümkün olamayacağı için herhangi bir korkusu da kalmıyor ve dilediği gibi karar alıp uygulatabiliyor. Oysa güçler ayrılığı sisteminin geçerli olması halinde yargı bağımsız olacağı için iktidar sahipleri yasalara ve diğer kurallara uygun hareket etmek zorunda kalıyor. Bu zorunluluğun yolsuzlukları, yasa dışılıkları, liyakate dayanmayan atamaları engelleyeceği kesindir…" 

İfade (edememe) sorunu

Kitapta vurgulanan bir başka konu ise kişilerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerinin önemidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi baz alınarak sahip olunan düşüncelerin özgürce açıklanması gerektiği, bu açıklamalara kamu düzeni ve ulusal güvenlik gibi temel gerekçelerle yasayla sınır konulabileceği, herkesin düşüncesinin özgürce dile getirmesinin demokrasinin gelişimi adına da oldukça önemli olduğu vurgulanmakla birlikte bu özgürlüğe kamu düzeni ve ülke menfaati söz konusu olduğu durumlarda ancak yasayla sınır konulabileceği belirtiliyor.

Basın özgürlüğü

Gerçeklerin herkesçe ve en doğru şekilde öğrenilebilmesi için basının hem haber toplama hem bunları yorumlama hem de serbestçe yayımlama hakkına herhangi bir sınır konulmaması gerektiği ele alınan bir başka konu. Toplumun bu anlamda haber alma hakkının da engellenmesi için basının özgür olması gerektiği konusu ısrarla vurgulanıyor. 

Laiklik sorunu

Laiklik ilkesinin defalarca zedelendiğini bu yüzden de yapısal reform paketi kapsamında tartışmasız bir hale getirilmesi gerektiği de altı çizilen bir sorun. 

Eğitim

Ülkenin en önemli sorunlarından biri de eğitimdir. Araştırıcı ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi yerine ezbere dayalı bir sistemin benimsenmesinin sorunun kaynağı olduğunu söyleyen Mahfi Hoca ders kitaplarının bilimsel amaca hizmet etmesi gerektiğini, dinsel inanca dayandırılarak oluşturulan ders kitaplarının bilimsel eğitimin oluşmasına engel olduğu vurgusu yapıyor. 

Ayrıca Kitapta YÖK'ün bugünkü yapısıyla üniversitelerin demokratik ve özgür gelişimine engel olduğu, üniversitelerin kendi rektörlerini seçemeyişleri, kendi dekanlarını öneremeyişlerinin ciddi bir sorun olduğu da belirtilmektedir. 

Üniversite sayısı ve gereksiz bölümlerin varlığının yanı sıra bu bölümlere fazladan öğrenci kontenjanının verilmesinin üzerinde durulması ve acilen çözülmesi gerektiği vurgulanıyor. 

Yoksul öğrencilerin eğitim hayatlarının devletçe finanse edil(me)mesi, (benim de ziyadesiyle hemfikir olduğum) eğitimin en önemli sorunlardan birisi olarak ele alınıyor.  Parasız yatılı okulların artırılması, öğrencilerin özellikle barınma sorununun devletçe çözülmesi gerektiği ve bu yurtların devlet dışında hiçbir şekilde cemaat, vakıf gibi başka kurumlara bırakılmaması gerektiği ısrarla belirtilmektedir. 

Çevre sorunu

Her karışı cennet olan ülkemin ormanlarının, göllerinin, denizlerinin rant uğruna anlamsız projelere peşkeş çekilmesi üzerinde duran Mahfi Hoca, ayrıca kentlerdeki yapılaşmanın da çarpıklığını haklı olarak eleştirmektedir. 

Kitapta ele alınan diğer sorun ve çözümler

Mahfi Hoca kitapta Kürt sorununa, demokratikleşememeye, liyakat gibi siyasi sorunlara; büyü(yeme)me ve kalkın(ama)maya, vergi reformunun tam ve sağlıklı yapılamamasına, bütçe açığına, kayıt dışılığa, iç ve dış borç stokuna, dışa bağımlılık gibi iktisadi, mali ve sosyal birçok soruna dikkat çekiyor, çözüm önerileri getirerek yol gösteriyor. 

Genel değerlendirme

Mahfi Hoca'nın Yapısal Reformlar ve Türkiye adlı eserini büyük bir keyifle okumamın altında yatan temel neden, ele aldığı konulara olabildiğince objektif, net, aydın kimliğinden taviz vermeden, bireysel menfaat için değil ülkenin geleceği için endişelenen bir yurttaş kimliğiyle yaklaşmasına duyduğum güvendir. 

Kitabın çok büyük bir kısmında Mahfi Hoca sanki benim düşüncelerimi okumuş, hislerime, düşüncelerime tercüman olmuş dedim kendime. Kaleminize sağlık Hocam.