30 Mart seçimlerinden CHP’nin aldığı sonucu başarısız bulanlar; bunun temel nedeni, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitinglerde yolsuzluğu fazlasıyla öne çıkarmasına bağladı. Bu konuda Kılıçdaroğlu, yolsuzluk iddialarının önemli olduğunu ve bundan sonra da üzerine gideceğini ifade ederek kendisini savundu.
Kılıçdaroğlu bu konuda hassasiyeti göstermek için ilginç de bir çıkış yaptı ve AKP'li seçmenlere bir çağrı yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun “Yolsuzlukla mücadele herkesten çok sizin göreviniz” başlıklı çağrısı şöyle;
“Değerli Adalet ve Kalkınma Partisi seçmenleri;
30 Mart'ta yaptığınız tercihin yolsuzluklara onay verdiğiniz anlamına gelmediğini çok iyi biliyoruz. Ancak, verdiğiniz oy nedeniyle yolsuzluklar konusunda herkesten daha hassas olmak zorundasınız. Yolsuzlukla mücadele yoksullukla mücadeledir; devleti devlet yapma, insanca yaşama mücadelesidir.
Biz CHP olarak, hepimizin ekmeğinden, geleceğinden çalınmasına neden olduğu için, adaleti, toplum ahlakını ve siyaseti içten içe çürüttüğü için yolsuzlukla mücadele ediyoruz. Bundan sonra da, bize oy getirir mi götürür mü hesabı yapmadan bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Siz de oy verdiğiniz partiden, içindeki çürükleri temizlemesini talep edin. Yolsuzluk yapmanın vebalinin, yapanların üstünde olduğunu gösterin. Verdiğiniz oyun, hırsızların, rüşvetçilerin adaletten kaçırılması için kullanılmasına izin vermeyin.”
'Yolsuzluk' önergeleri
Önceki gün Meclis Genel Kurulu’nda ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturması kapsamında adı geçen eski bakanlarla ilgili soruşturma komisyonu kurulması görüşmelerini korsan olarak izledik. Meclis’te olanlar Türkiye’de zihinsel değişimin gerçekten sor olduğunu gösterdi.
Görüşmelerin Meclis TV’den yayınlanmaması üzerine CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur’un ipadden Türkiye’ye yayın yapması, Meclisteki tartışmalar, fiili saldırıya varan şiddet kullanımı; tüm bunlar geride kalmasını istediğimiz Türkiye’ye ait görüntüler.
19 Mart’ta biten süreç
Eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekelerle ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu kurulup kurulmamasıyla ilgili önergelerin görüşüldüğü Meclis oturumunda, CHP’nin eski bakanlar hakkında her biri için ayrı ayrı komisyon kurulması önerisi iktidar oyları ile reddedildi. Buna karşı AK Parti’nin bakanların birlikte soruşturulacağı tek komisyonun kurulması ise muhalefetin de oyları ile kabul edildi.
Bu komisyondan olumlu bir sonuç çıkar mı?
Umutlu değilim. Çünkü bu süreç, 19 Mart’ta Meclisin olağanüstü toplandığı gün aslında bitti.
CHP’nin çağrısına diğer muhalefetin partilerinin desteği ile 19 Mart’ta olağanüstü toplanan Meclis’te, Meclis’in toplanma dilekçesinde olduğu halde gerçekleşmeyen; soruşturma fezlekelerin okunmaması kararı süreci psikolojik olarak bitirmiştir.
O gün Meclis’i yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, soruşturmanın devam etmesi ve CMK’nın soruşturmanın gizliliğini düzenleyen 157. Maddesini (“Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.”) gerekçe göstererek fezlekelerin okunamamasına karar verdi.
Eğer bu gerekçe, hukuki olarak o kadar güçlü olsa idi, Meclis Başkanı CHP’nin dilekçesine karşı aynı gerekçeyi öne sürüp, Meclis’i olağanüstü toplantıya da çağırmayabilirdi.
Savcılar şimdi sanık
AK Parti’nin 19 Mart’ta fezlekelerin okunmaması konusunda gösterdiği hukuki hassasiyeti takdir etmek gerek. Aynı hassasiyeti soruşturmaların akıbeti ve soruşturmaları açan savcılar için de bekliyordu insan.
Çünkü gerek 17 Aralık gerekse 25 Aralık’la gündeme gelen soruşturmaların ve o soruşturmaları yürüten savcıların başına gelenleri biliyoruz. Görev yerleri değişen savcılar, son olarak soruşturma ile karşı karşıyalar.
Sonuç baştan belli mi?
Sonuç olarak Meclis’te dört eski bakan için tek bir soruşturma komisyonu kuruldu. Ama komisyonun sonuç alması çok mümkün değil. Komisyonun, sonucu baştan belli bir zaman kazanma taktiği olarak karşımızdadır.
Her şeyden önce kurulacak komisyona partilerin Meclis’teki güçleri oranında üye vermelerindendir. Komisyonda AK Parti’nin üye sayısı muhalefetin toplamından bir fazladır.
İkinci olarak komisyonun çalışma ve karar süreçlerini düşündüğümüzde kaybedilen sadece zaman olacaktır. Komisyon, soruşturma sonucunu iki ay içinde Meclis'e sunması gerekiyor. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık ek süre veriliyor. Yani komisyon raporunun Meclis’e gelmesi iki ile dört ay arasında değişiyor.
Rapor, Meclis’e sunulduktan sonra 10 gün içinde dağıtılıyor ve takip eden 10 gün içinde Meclis’te görüşülüyor. Eğer gerek görülürse adı geçen bakan ya da bakanlar Yüce Divan'a sevkine karar veriliyor. Yüce Divan'a sevk kararı, ancak Meclis üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınıyor.
Yani bu komisyondan karar çıkması bile en iyimser tahmin ile 3 ayı, kötümser tahmin ile 5 ayı bulacak.
@murataksoy