Murat Aksoy

07 Temmuz 2014

Erdoğan’ın ikinci 'kurucu baba'lık hayali

AK Parti’nin siyasal parti olmaktan çıkıp, icracı cumhurbaşkanının siyasal meşruiyet aracı ve onun teknik hükümeti olması, partinin mevcut siyasal gücünü korumasını zorlaştırabilir

Ankara’da gerek AK Parti kulislerinde gerek siyasi çevrelerde Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse;

AK Parti’nin geleceğinin ne olacağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’yle ilişkisinin nasıl olacağı merak ediliyor.

Merak ediliyor desek de, bugüne kadar pek çok kişi daha çok yukarıdaki ikinci soru yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’yle ilişkisinin nasıl olacağı üzerine konuştu, konuşmaya devam ediyor. Bu konuşmaların özetinde ise belli bir öngörü ve varsayım var. O da, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilirse partiyi mutlak kontrol edeceği ve AK Parti hükümetini de yöneteceği.

 

Teknokrat Ak Parti’ye hazır mısınız?

 

Buna göre Cumhurbaşkanı Erdoğan icracı cumhurbaşkanı olarak görev yapacak bir anlamda partili cumhurbaşkanı olacak. Bu durumda AK Parti hükümeti “teknokrat bir hükümet” ve başkanı da “teknokrat bir başbakan” olacaktır. Bu, AK Parti’nin siyasi partiden profesyonel bir şirkete dönüşmesi anlamına gelir.

Bu senaryo, partinin geride bıraktığı 12 yıllık geçmişi, Erdoğan’ın partideki ağırlığını ve gücünü düşündüğünüzde akla en uygun olanı görünüyor. Bu, AK Parti’nin hem yönetici kadrolarının hem de seçmenlerinin iradelerini büyük ölçüde tek bir kişiye yani Erdoğan’a teslim ettikleri; seküler bir partiden çok metafizik bir yapı ile mümkündür.

Bu senaryo aynı zamanda Erdoğan’ın 2023 hedefine de uygundur. Erdoğan’ın 2023 Türkiye hedefi ise 1923’te Atatürk’ten sonra ikinci kurucu baba olmadır.

 

Hep kazanmak zorunda

 

Bu senaryonun gerçekleşme olasılığı kaçınılmaz olarak bizi yukardaki ilk soruya yani AK Parti’nin geleceğinin ne olacağına götürüyor.

Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanı modelinin sorunsuz işlemesinin tek koşulu, Erdoğan sonrası AK Parti’nin 2023’e kadar her seçimde (2015 ve 2019 genel seçimlerinde) aynı güçle, en azından tek başına iktidar elde edecek kadar güçlü çıkmasına bağlıdır.

Peki Erdoğan’ın başında olmadığı, siyasi olmayan, teknokrat bir AK Parti Genel Başkanı ve başbakanla bu mümkün olabilir mi

Siyasi tüm sorumluluğun hükümette ve icranın ise cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirdiği teknokrat bir AK Parti seçimlerde Türkiye’ye vaadi ne olabilir?

İnsanı merkez almayan ekonomik kalkınma, topluma yayılmayan güçlü ekonomi, daha güçlü ülke?

Hangisi?

Ve bunların bedeli ne olacak?

Son yıllarda giderek belirgin hale gelen kimlik siyasetinin güçlü bir tek adam modeliyle temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, özel hayata sıkışan bir toplumsal çoğulculuk, devletin yukarıdan aşağıya toplumu şekillendirdiği bir toplum mu?

Bunlar haksız, abartılmış endişe ve kaygılar mı?

 

Siyasal sorunlara teknik çözümler olmaz

 

Kabul edelim ki, Türkiye toplum olarak politik bir toplumdur. AK Parti seçmenleri bugüne kadar elde ettikleri siyasal, ekonomik konforlarını ve güçlerini korumak için özünde apolitiklik olan icracı cumhurbaşkanlığını tercih edebilirler. Ancak bunun farklı toplumsal kesimler tarafından içselleştirilmesi kolay değildir.

Daha önemlisi devlet-toplum ilişkisinden kaynaklanan hak ve özgürlük, eşit vatandaşlık, kimlik gibi siyasal sorunları teknik bir akla havale etmek, bu sorunlara teknik düzenlemelerle çözme pratiği sorunları kalıcılaştırmaktan başka işe yaramaz.

AK Parti’nin siyasal parti olmaktan çıkıp, icracı cumhurbaşkanının siyasal meşruiyet aracı ve onun teknik hükümeti olması, partinin mevcut siyasal gücünü korumasını zorlaştırabilir. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduktan sonra partiyi kontrol etme hedefi kısa vade için mümkün olabilir ama orta vadede sistem değişikliği olmadan bu mümkün değildir.

 

Erdoğan'sız Ak Parti

 

Bu açıdan bakıldığında gerek Turgut Özal gerekse Süleyman Demirel örnekleri, Erdoğan’ın bu formülünün o kadar güçlü çalışmayacağını gösteriyor.

Erdoğan-AK Parti ilişkisinin, Özal-ANAP ve Demirel-DYP ilişkisinden farklı olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim. Haklı da olabilirsiniz. Ama unutmayın ki siyasetçiler de insan, ve kaybetmeye başladıkları anda yeni duruma uyum ve adaptasyon kaçınılmazdır. İnsanı milyonlarca yıldır yaşatan da bu adaptasyondur.

Yukarıdaki soruların AK Parti kulislerinde merak edildiğini yazdık. Bu soruları soranlardan bazıları Erdoğan’ın AK Parti için hayal ettiği formülün uzun süreli işlemeyeceğini düşünüyorlar. Erdoğan’ın Erdoğansız AK Parti’yi uzun süre kontrol edebilmesinin siyaseten güç olduğunu ifade ediyorlar. 

@murataksoy