Metin Münir

09 Haziran 2016

Yıkıma götüren kapı geniş, yol enlidir

Erdoğan gerisini bilmeyenlerin lideridir; onların oylarıyla geldi, onların desteğiyle duruyor...

Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız.

Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.

Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin?

Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, "İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım" dersin?

“Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.”

İncil’de (Matta 7) böyle yazıyor.

Ama Erdoğan ne İncil’i, ne de biraz bilgelik kazanma umuduyla okunması gereken diğer kitapları okuduğuı için eskilerden gelen bu öğüdü duymamıştır.

Erdoğan gerisini bilmeyenlerin lideridir. Onların oylarıyla geldi, onların desteğiyle duruyor.

O kadar kendiyle dolu, o kadar kendini allame-i cihan sanıyor ki, duymuş olsa da aklına gelmez.

Et de bıçak da elinde. Bu nedenle yargılamak ve hatta hüküm biçmek ona kolay geliyor.

Kendini öfkenin hazzına kaptırıyor ve hakaret üstüne hakaret yağdırıyor.

En son, “anneliği reddeden” kadınları “eksik, yarım” ilan etti.

Eksik ve yarım, hatta çeyrek olanın kendisi olduğunun farkında değil.

On üç yıldır, büyük çoğunluklarla iktidarda olmasına rağmen ne yaptı?

                                                   *

Yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.”

Asgari ücretle çalışan, saygı duyduğum bir kadına sordum:

“Erdoğan’ı neden seviyorsun?”

“Başka başbakanların yapmadığını yaptığı için” dedi. “Bizim için bir şeyler yaptı. Fakirlerin, yaşlıların hayatını kolaylaştırdı. Avrupalıların karşısında eğilmedi. Siz ne düşünüyorsunuz?”

“Bütün yaptığı bu olsaydı ben de severdim” dedim.

“Gerisini ben bilmem” dedi.

Erdoğan gerisini bilmeyenlerin lideridir. Onların oylarıyla geldi, onların desteğiyle duruyor. Çok şey yapabilir, nefret ettiği Atatürk’ün yanında yer alabilirdi. Bir ara yapar gibi oldu da. Sonra hubris hastalığına yakalandı. Eninde sonunda onu en çok sevenleri de perişan etmesi kaçınılmaz olan bir yola girdi.

“Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.”