Metin Münir

21 Mart 2019

Uyku yazıları: Gece kuşlarına iyi davranın

Gece kuşu olma durumu, kişinin tembelliği veya başka bir kişilik seçeneği veya sorunu ile alakalı değildir

Dünyadaki bütün insanların uyduğu tek emir, uykunun verdiğidir.

Karanlık olunca beyin kimyasal salgılayarak uyku getirir. Ne kadar karşı koyarsak koyalım, sonunda uyumak zorundayız. İrade dışı bir şeydir bu. Rüya görmek gibi. Uyku nereden geliyorsa, rüya da oradan, beynin esrarengiz dehlizlerinden gelir.

Ama gece olunca uyku emri herkese aynı zamanda gelmez.

Herkesin 24 saatlik bir ritmi vardır, ama bazıları sabahçıdır.

Erken kalkarlar ve erken yatarlar. En verimli oldukları zaman sabah saatleridir. Bunlar nüfusun yüzde 40’ını teşkil eder.

Bazıları gece kuşudur. Bunlar yüzde 30 civarındadır.

Geriye kalanlar erkenciler ile gece kuşları arasında yer alır.

Gece kuşları erken uyumak için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar beceremezler. Onlara uyku geç saatlerde gelir. Geç uyudukları için sabah erken kalkmaktan nefret ederler, geç saatlere kadar uyumak isterler.

Sabah o saatleri en iyi zamanları değildir. Uyanık olmalarına rağmen beyinleri daha çok uyku modundadır. Isınıp normal çalışmaya başlaması zaman alır.

Gece kuşu olma durumu, kişinin tembelliği veya başka bir kişilik seçeneği veya sorunu ile alakalı değildir.

Neden, genetiktir.

Onun beyninin telleri öyle bağlanmıştır.

Büyük bir olasılıkla, gece kuşunun ebeveynlerinden biri veya her ikisi de gece kuşudur.

Ne yazık ki bu, yaygın olarak bilinen bir gerçek değildir ve toplum, hatta aileler, gece kuşlarına âdil davranmaz. Gecenin geç saatlerine kadar uyuyamadıkları, diğerleri gibi sabah erken uyanamadıkları için tembel damgası yerler.

“Sabaha kadar dolanıp durmasaydın erken kalkabilirdin,” derler onlara.

Ama bu onların iradeleriyle yapabilecekleri bir seçim değil, beyin yapılarının empoze ettiği bir kaderdir.

Gece kuşlarının bir başka şanssızlığı, iş saatlerinin erken uyananlara göre düzenlenmiş olmasıdır. Bu, onları doğalarına uymayan bir uyanma rejimine uymaya zorlar. İş hayatında en optimal saatlerinin sabah saatleri olmamasına rağmen.

Daha kötüsü, gece kuşlarının sürekli uyku mahrumu bir durumda olmalarıdır: Sabahleyin erkencilerle uyanmak zorundadırlar, ama geceleyin onlar gibi erken uyuyamazlar.

Uyku yoksunu oldukları için de sağlıkları bozulmaya daha yatkındır. Depresyon, anksiyete, diyabet, kanser, kalp krizi ve beyin kanaması gibi hastalıklara daha elverişli olurlar.

Bu nedenle toplumun iş saatlerini, sadece erken uyanan tiplere değil, diğer kategorileri de içine alacak şekilde esnek düzenlemesine ihtiyaç vardır.

Tabiat ana neden herkesi aynı yaratmadı sorusu akla gelebilir. Neden herkesi aynı saatte kalkıp yatacak şekilde senkronize etmedi?

Yeryüzünde 200,000 yıllık bir tarihi olan insan, son 12,000 yıl hariç, hayatını avcı ve toplayıcı olarak, küçük göçebe gruplar hâlinde geçirdi. O yıllarda bazılarının geç saatlere kadar ayakta kalıp uyuyanları gecenin tehlikelerinden korumaları gerekiyordu.

Nedeni budur.

Bu yüzden; gece kuşlarına, özellikle çocuk olanlarına, anlayışlı davranın.


Not: Yazımdaki bilgiler, kendini “uyku bilimcisi” olarak tanımlayan Matthew Walker’in Why We Sleep/Neden Uyuyoruz adlı kitabındandır.