Metin Münir

26 Ekim 2017

Size bir kelime verebilir miyim?

Çocukluğumda, bütün Kıbrıslı Türkler gibi bu kelimeleri, Rumca kökenli olduğunu bilmeden, ben de kullanırdım

Ay gidiyor badmaya
Selam söyle Fadma’ya
Gargollâyı ongardsın
Geliyorum yadmaya

Kıbrıs’ta Rumlarla Türklerin bir arada yaşadığı yılların (1571-1963)  zenginliklerden biri, kelime alışverişiydi.

Konuşurken Türkler bir sürü Rumca, Rumlar Türkçe kelime kullanırdı. 

Çocukluğumda, bütün Kıbrıslı Türkler gibi bu kelimeleri, Rumca kökenli olduğunu bilmeden, ben de kullanırdım

Çocukluğumda, bütün Kıbrıslı Türkler gibi bu kelimeleri, Rumca kökenli olduğunu bilmeden, ben de kullanırdım.

Bahçeden çıkarken gancelliyi arkamdan çekerdim.

Yennar’da saggosuz sokağa çıkmazdım.

Kışın, giye giye “fanellamın bağzını harranga” ederdim.

Bazen ders çalışmaktan “mannos” olurdum.

Çorbamın içine “bir gommadi” ekmek doğrardım.

Babamdan dayak yeme olasılığının yüksek olduğu zamanlarda “gaççoşiro” gibi saklanırdım.

Can sıkıntımı dağıtmak için “velespitimle” Köşklü Çiftlik’te  “yiro” atardım.

Rumcadan başka İngilizcenin de biçimlendirdiği o Türkçenin değişik bir müziği, tadı, grameri ve konuşma sürati vardı.

Bir de sorunu.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdikten birkaç ay sonra, arkadaş edindiğim Ankaralı bir sınıf arkadaşımdan fırça yedikten sonra farkına vardım.

“Ne biçim konuşuyorsun oğlum,” dedi beni kenara çekip. “Kimse anlamıyor. Doğru dürüst Türkçe konuş artık.”

Orhan Kabataş ile Yakovos Hacipieris’in olağanüstü bir profesyonellikle hazırladığı Kıbrıs Türk ve Rum Diyalektlerinin Ortak Sözlüğü’nde benim o zaman ezbere bildiğim bütün kelimeleri bulmak mümkün.

Ne yazık, eğer Türklerle Rumlar “gollado” yapıp barışmazlarsa,  bu harika kitap ölmekte olan bir alışverişin mezar taşı olmaya mahkûm.

İki toplum, 60 seneden fazla ayrı yaşıyor ve dilleri birbirlerinin yörüngesinden çıkıp Türkiye ve Yunanistan’ın yörüngesine girdi. Onlar “Yunanlılar” gibi, biz “Türkiyeliler” gibi konuşmaya yöneldik.

Kabataş/Hacipieris’in yazdığına göre  Rumlara 1840 sözcük vermiş, onlardan 840 kelime almışız. Her ikimizin diline de başka dillerden giren 355 ortak sözcük varmış.  Bir bölümü Rumca, diğeri Türkçe olan sözlükte, her birini kökenleriyle bulmak mümkün.

Ne yazık ki kullandığımız bu 3.425 ortak sözcük ortak olmaktan ya çıktı, ya çıkmaya başlıyor. Benim gibi “kokonozlar” ölünce herhalde dönülmez yola girilmiş olacak.

Ama daha değil.

Geçen gün bir arkadaşımın annesi ile konuşuyordum. Bir şeyden şikâyet ediyordum. “Boş ver,” dedi Rumca.  Sonra, gözünü kırpmadan, “eşşek siksi!” deyiverdi.

Daha sonra arkadaşımdan öğrendiğime göre bu deyim “acı çek!” anlamında bir küfür olarak kullanılıyormuş.

 “Türklerle konuşurken kullanmasa daha iyi olur,” dedim, deyimin eşekle cinsel ilişki boyutunu anlatarak.

Not: Sözlük Lefkoşa’daki Işık Kitabevi’nden elde edilebilir. (0392) 22 87 595 veya 22 77 443 (http://www.isikkitabevi.net/store/kitap-detay.php?id=63375)

Ne yazık ki kullandığımız bu 3.425 ortak sözcük ortak olmaktan ya çıktı, ya çıkmaya başlıyor

Fanella        : Fanila, kazak
Gargollâ      : Karyola
Gancelli       : Bahçe kapısı
Gaççoşiro    : Kirpi
Gollado         : Yapılan anlaşmayı onaylamak için tokalaşmak
Gommadi     : Parça, parçacık
Harranga     : Çok büyük
Kokonoz       : Yaşlı, çirkin ihtiyar
Mannos        : Aptal, ahmak
Saggo          : Paltoya benzeyen ceket
Velespit        : Bisiklet
Yennar         : Ocak, kış
Yiro             : Dönme, gezinti