Metin Münir

28 Mayıs 2016

OYAK: Karanlıktan zifiri karanlığa

Anlaşılan OYAK’ta Ulusoy döneminde hüküm süren karanlık, yeni yönetim altında zifiri karanlığa dönüşüyor

Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un aniden istifa ettirilmesi ve yerine Süleyman Savaş Erdem isimli bir devlet memurunun atanmasının ardından 16 gün geçti.

On altı gün az değil.

Kurumun devletleştirilmesinin başlangıcı sayılabilecek bu adım konusunda ne OYAK ne de yeni genel müdürü atayan hükümet herhangi bir açıklamada bulundu.

Eğer OYAK’ın internet sitesine girerseniz zamanın 7 Mayıs’ta durduğunu hissedersiniz. Sitedeki en yeni giriş Ulusoy’un OYAK Genel Kurulu’nda o gün yaptığı konuşma. OYAK’ın İngilizce sitesinde zaman çok önce durmuş.

Ulusoy döneminde OYAK büyüdü ama alaturkalığından hiçbir şey kaybetmeyerek

Oradaki en son girdi 1/19/2015 tarihli. Yabancılara, gururla, OYAK’ın Almatis adlı şirketi satın alarak alümina sektöründe dünyanın en büyük üreticisi olduğunu açıklıyor.

Satın alma kaça yapıldı? Neden yapıldı? OYAK’a katkısı ne olacak? Almatis’i OYAK’ta kimler yönetecek? Bu konularda hiç ama hiç bilgi yok.

Türkçe sitede de yok.

Bu gibi şirketlerin sitelerinde bulunması gereken murakabeden geçmiş faaliyet raporları da yok. Faaliyet Raporu diye siteye konanlar laf kalabalığından ibaret.

Günümüzde kapalı aile şirketleri bile belirli bir büyüklüğe  ulaştıktan sonra hesaplarını paylaşmak durumundadırlar.

OYAK ise Türkiye’nin en büyük üyeli emekli fonudur. 1961’de subay ve astsubayların maaşlarından yapılan kesintilerle faaliyete başladı. Genelkurmay Başkanı’ndan en kıdemsiz astsubayına kadar maaşlarından kesilen paralarla finanse ediliyor.

OYAK’ın batıdaki emeklilik fonlarından farkı hem fon hem bir holding şirketi olmasıdır. OYAK’ın bünyesinde 19’u ülke dışında faaliyet göstermekte olan doksana yakın şirket var.

Çalışan sayısı 29 bini aşıyor. Toplam hasılatı 23,5 milyar liranın üstünde. Bu haliyle Türkiye’nin en büyük özel sektör şirketlerinden biridir.

Veya idi.

OYAK’taki şeffaflık eksikliği Ulusoy döneminin en belirgin özelliklerinden biri idi. Ulusoy döneminde OYAK büyüdü ama alaturkalığından hiçbir şey kaybetmeyerek.

Batıda emeklilik fonları normal şirketlerden çok daha sıkı denetime tabi tutulurlar. Uymaları gereken bir sürü kural vardır. Bu doğaldır çünkü hükümetler yüz binlerin birikimlerini değerlendiren fonların maceraya atılmalarını arzulamaz.

Yeni yönetimin misyonu nedir?

OYAK’taki şeffaflık eksikliği Ulusoy döneminin en belirgin özelliklerinden biri idi

OYAK, gerçekten parçalarına bölünüp özelleştirecek ve askerler de herkes gibi SGK’ya mı bağlanacak? Yoksa Turkcell, Türk Telekom ve THY gibi özel şirket postu altında siyasi kadronun yönetimine mi geçecek?

Bu soruların cevaplarını bilenler vardır, muhakkak, ama kamuoyu bilmiyor.

OYAK’ın, yüzde sekseni aktif subay ve astsubaylardan oluşan 305 bin üyesi var. Yeni yönetimin bu kişilere bir açıklama borcu olduğunu anlamaması akıl almaz bir kurumsal ilkelliktir.

Anlaşılan OYAK’ta Ulusoy döneminde hüküm süren karanlık,  yeni yönetim altında zifiri karanlığa dönüşüyor.

                                             *

          

BU ARADA BİR NOT VE BİR ÖZÜR.

Perşembe günü Yayımlanan OYAK yazımda yeni genel müdür Süleyman Savaş Erdem’le ilgili biyografik notlarda hatalar vardı. Bunun iki nedeni var. OYAK’ın ısrarlarıma rağmen Erdem’in biyografisini vermemesi. (Bir kurum bunu neden saklar?) İsim ve CV benzerliğinden dolayı bir başkasını Erdem sanmam. (Tabii bunlar mazeret değil. Hata hatadır)

Aldığım yeni bilgilere göre Erdem 48 küsur yaşında ve 1996’dan bu yana Başbakanlık’ta müfettişlik yapıyor. Tanıyan birkaç kişi onu bana “düzgün bir insan” olarak tarif etti.

Üzgünüm ama, düzgün olmak yetseydi, ben de çoktan General Motors’a genel müdür olmuştum.