Kelimeler mermi olsaydı Tayyip Erdoğan çoktan dünyayı terk etmişti.
Liberaller, Fethullahçılar, Atatürkçüler, laikler ve benzer kategorilerdeki Erdoğan nefretçileri her gün gazetelerde, ekranlarda, sosyal medyada cumhurbaşkanını idam mangalarının önüne bağlıyorlar.
Ama, cephanesi kin, öfke ve amaca ulaşamamanın sebep olduğu ruhsal gerilim hâli olan bu mangaların kurşunları Erdoğan’a değmiyor.
O, “Beni öldürmeyen şey güçlendirir” havasında yoluna devam ediyor.
Erdoğan bir sosyal fenomenin iktidara gelmiş hâlidir. Seçmenlerin yarısı koşulsuz onu destekliyor.
Batı Avrupa’da Erdoğan’ın yaptıklarının yüzde birini yapan bir siyasetçi çoktan istifa etmek zorunda bırakılırdı
Bu insanların her biri bir Erdoğan’dır. Erdoğan şu veya bu şekilde gitse de onlar kalacaklar. Sahneye başka Erdoğanlar çıkaracaklar.
Batı Avrupa’da Erdoğan’ın yaptıklarının yüzde birini yapan bir siyasetçi çoktan istifa etmek zorunda bırakılırdı. Ama Türkiye Batı Avrupa’da değil, Türkiyelilerin çoğu da Avrupalı değil.
Bu nedenle, Erdoğan, ne yaparsa yapsın, seçimlerden zaferle çıkmaya devam ediyor. Öngörülebilir bir gelecekte bu durumun değişmesi mümkün değil.
İşte araştırmacısı Adil Gür’ün Star gazetesine yaptığı değerlendirme:
- Araştırmamıza göre, halkın yüzde 62’si ‘Türkiye’yi Tayyip Erdoğan yönetiyor’ diyor.
- ‘Türkiye’de en beğendiğiniz siyasetçi kim,’ diye sorulduğunda yüzde 50 ‘Erdoğan’ diyor. Kendisinden sonraki siyasi figür ile arasında 36 puan fark var.
- AK Parti ortaya yeni bir anayasa koyup kamuoyuyla paylaşır ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘Ben bunu istiyorum ve arkasındayım’ derse, o başkanlık sistemine halk ‘evet’ der.
Erdoğan’ı seçiyorlar çünkü Türkiye’de ilk defa sadece onlara ait bir lider var. Bu özelliği dolayısıyla bütün hatalarını, gaflarını, kanunsuzluklarını, skandallarını affediyorlar.
Erdoğan onları çok iyi tanıyor çünkü onlardan biridir.
Erdoğan saz, onlar notadır. Erdoğan o notayı o kadar iyi biliyor ki bakmadan çalıyor.
Aslında bu hikâyenin mutlu bir sonu olabilirdi. AKP sahip olduğu bu granit seçmen desteğiyle Türkiye’yi üçüncü dünyadan birinci dünyaya taşıyabilirdi. Bundan en çok onu destekleyen kitleler yararlanırdı.
Ama, ne yazık ki, Erdoğan’da bu kapasite yok.
Beğenmediği Atatürk Türkiye’yi uçurumun ucundan geri çevirdi, aydınlığa ve uygarlığa yöneltti. Erdoğan bu Türkiye’yi geri uçuruma doğru güdüyor. Türkleri Osmanlı’nın karanlığından aydınlığa çıkaranların anısına ihanet ediyor.
Erdoğan bir sosyal fenomenin iktidara gelmiş halidir. Seçmenlerin yarısı koşulsuz onu destekliyor
Bugün Erdoğan’ı eleştiren liberallerin, CHP’lilerin falan ağlaşmasına sempati duyabilirdi insan. Eğer bencil bir kibirle ezilmiş halkı geri kalmışlığıyla baş başa bırakarak Atatürk’e ilk onlar ihanet etmemiş olsalardı. Erdoğan, AKP seçmeninden önce, onların ürünüdür.
*
Erdoğan’ın planının ne olduğu açık. Tek parti hakimiyetine dayalı tek adam rejimi kurmak, yaşlanınca yönetimi ailesinden birine devretmek. Bu görev için de damadını seçti. (Oğlunun olup bitenleri midesi kaldırmadı. Evini İtalya’ya taşıdı).
Birkaç bakanlıkta dolaştırıp ona deneyim, göz alışkanlığı ve zemin kazandıracak. Zamanı gelince Yusûfî destar ve samur erkân kürkü giydirip tek adamlığı ona devredecek.
Harika, değil mi?
Olur mu olur.
Ama unutmayalım: İnsanlar geleceğe dair plan yaparken, gelecek de onlara dair plan yapar.