Cemal Kaşıkçı cinayeti yavaş yavaş uyutulacak mı yoksa bu şanssız gazetecinin İstanbul’un göbeğinde başına gelenleri öğrenebilecek miyiz?
Öğreneceğiz sanırım, ama hükûmetlerden değil, konuyu araştırmaya başlayan Amerikalı gazetecilerin yazılarından.
Başlangıçta isimleri açıklanmamak kaydıyla gazetecilerle konuşan yetkililer sustu. Yapılan araştırmalardan artık haber sızdırılmıyor. Nedeni belki cinayeti Riyad rejimini fazla zora sokmadan dürme politikasının uygulamaya konulmasıdır.
Kaşıkçı’nın canlı veya cansız ortadan kaldırılmasında Suudi kraliyet ailesinin sorumlu olduğuna şüphe yok.
Suudi istihbaratı denizaşırı bir ülkede, rejimin dost saymadıklarına karşı ilk defa terör uygulamıyor.
Turki bin Bandar 2015’te uyutularak Fas’tan kaçırıldı. Aşağı yukarı aynı zamanda aynı şey Milano’da Suud bin Saif el Nasr’ın başına geldi. Bir yıl sonra Sultan bin Turki Abdülaziz, Paris’te Suudi istihbaratının tuzağına düştü.
Ama bu şahısların üçü de dik başlılık yapan prenslerdi. Aşırı olmasa da rejimi eleştiren bir gazeteci ilk defa böyle bir muameleye tabi tutuluyor ve ilk defa bu kadar korkusuz ve utanmazca.
Suudi Arabistan, Orta Doğu’yu cehenneme çeviren menfur rejimlerin en menfurlarından biridir.
Kaşıkçı’nın canlı veya cansız ortadan kaldırılmasında Suudi kraliyet ailesinin sorumlu olduğuna şüphe yok
Ama Orta Doğu’da Amerikan politikasının temel direğidir. Ayrıca Amerikan ve İngiliz silah endüstrisinin en büyük müşterisidir.
Yemen’de Şii halka karşı yürüttüğü gaddar savaşta ona arka çıkan bu iki ülke mi Kaşıkçı için Suudi Arabistan’ın kalbini kıracak? Veya Washington’un dümen suyundan ayrılmayan Fransa ve Almanya? Veya kendi ülkelerinde basın özgürlüğünü katleden Polonya gibi AB ülkeleri veya gazeteci düşmanı Rusya ve Çin mi?
Türkiye’nin Suudi Arabistan’la ilişkileri iyi değil.
Riyad ve Körfez prenslikleri İran’la iyi ilişki kurduğu için Katar’a ambargo uyguladığında, Türkiye Katar’a arka çıktı. Oraya asker yolladı.
Ama o ülkede büyük ekonomik çıkarları olduğu için Suudi Arabistan’a husumetini ölçülü tuttu.
AKP rejimi olayın üstüne gürültüyle gidip Riyad’la ilişkilerini, özellikle bu ekonomik kriz zamanında, daha da kötüleştirmek ister mi? Yoksa bundan bir çıkar elde etmeyi mi yeğler?
Tahminim, ilişkileri fazla zedelememek için, Suudi Arabistan’a Riyad’la mutabakata varılmış bir bedel ödetilecek, ama bu barbarlığına layık bir ceza olmayacaktır.
Geçtiğimiz bir yıl içinde AB ülkelerinde, hükûmetlerindeki kokuşmuşluklarla savaşan üç gazeteci bu yolda canını verdi.
Bu cinayetler araştırmacı gazeteci avının bir eğilim hâline gelmeye başladığını gösteriyor.
Kaşıkçı cinayeti aydınlanmaz ve Batı, Suudi Arabistan’a hak ettiği cezayı vermezse istihbarat örgütleri de bu ava katılacak, kendi ülkeleri dışındaki muhaliflere dehşet saçacaktır.
Suudi Arabistan’a Riyad’la mutabakata varılmış bir bedel ödetilecek, ama bu barbarlığına layık bir ceza olmayacaktır
Demokratik ülkelerde aşırı sağın ve milliyetçiliğin yükselişe geçtiği, otokratik eğilimlerin güçlendiği bir dönemde, bu endişe verici bir gelişmedir.
Özellikle Türkiye için; çünkü orada, daha çok İstanbul’da Irak, İran, Suriye, Yemen ile diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden kaçan yüzlerce muhalif yaşıyor.