Demokrasi ile yönetilmeyen toplumlar kapalı toplumlardır.
Bu toplumlarda önemli kararlar kapalı kapılar ardında, tartışma ortamına fırsat vermeden, danışılmadan, sonuçları iyi tartılmadan alınır.
Türkiye dâhil bütün Müslüman ülkeler bu kategoridedir.
Müslümanlar sadece kadınlarını kapatmazlar. Toplumun tamamını kapatırlar.
Kadınların kapalılığı, ikinci sınıflaştırılmaları; toplumun kapalılığının, yönetici klik dışında herkesin ikinci sınıflaştırılmasının simgesidir.
Yeryüzünde açık bir tek Müslüman topluluğu yoktur.
Türkiye, sadece yöneticileri koyu Sünni ve despotluk geleneğinden geldiği veya despotluğa eğilimli oldukları için kapalı değildir.
Müslümanlar sadece kadınlarını kapatmazlar. Toplumun tamamını kapatırlar
Halkın ezici bir çoğunluğu kapalılığı normal gördüğü, önemli kararların kapalı kapılar ardında, tartışma ortamına fırsat verilmeden, sonuçları iyi tartılmadan, kendine danışılmadan alınmasını umursamadığı için kapalıdır.
Gerisinin ise bir ağırlığı yoktur. Muhalefet birleşik, enerjik, kararlı ve aktif değildir. Öfke, düş kırıklığı ve bazen çağ dışılığa yeniktir.
Ordu Yardımlaşma Kurumu’nu ele alalım. Hükümet, geçen ay, hiçbir açıklama yapmadan OYAK’ı 16 yıl yöneten Genel Müdür Coşkun Ulusoy’u görevinden aldı. Yerine Ulusoy’un yaptığı işi yapması imkânsız olan bir amatörü, bir başbakanlık müfettişini atadı. Gene hiçbir açıklama yapılmadan.
OYAK’ın açılımı Ordu Yardımlaşma Kurumu’dur. OYAK askerlerin emeklilik fonudur.
Merak ediyorum.
OYAK’ın ortadan kaldırılmasının ilk adımı olan bu üst düzey değişikliklere askerlerin bir tepkisi oldu mu?
Hadi paşaları bir tarafa bırakalım. OYAK üyesi olan, mevcut veya ilerideki emeklilik maaşları OYAK bünyesindeki şirketlerin performansına bağlı olan 300 küsur bin asker veya asker emeklisinden kaçı bu durumu protesto etti. Kaç kişi genel müdürlüğe mail atıp açıklama talep etti. Bir kişi? On? Yüz? Bin? On bin?
Sıfır olması beni şaşırtmaz. Norm bu.
Birisinin ensesine vurup ekmeğini almak istiyorsan “Türk müsün?” diye sor, cevabı evet ise tokadı patlat.
Fonksiyonunun Erdoğan’ın düzenlediği gündeme tepki vermek olduğunu sanan, adı büyük kendi küçük CHP de bu konuda ağzını açmadı. Açtıysa duymadım.
Kapalı toplum için işbirlikçi bulmak kolaydır.
OYAK’a genel müdür yapılan Başbakanlık Başmüfettişi Süleyman Savaş Erdem atandığı işi yapabilecek uzmanlığa sahip değil. Bunu o da, onu oraya atayan AKP de, OYAK’taki genel müdürler de biliyor.
Ama bu bilgi sonuca etkili olmadı.
Birisinin ensesine vurup ekmeğini almak istiyorsan “Türk müsün?” diye sor, cevabı evet ise tokadı patlat
“Tepeden yuvarlanmaya başladığında minnacıktı kartopu ama şimdi hepimizi ezecek kadar büyüdü,” diyor bir arkadaşım, AKP rejimini kast edip.
Demokrasi susanların değil, sesini çıkaranların rejimidir.
Eğer hakkınız olanı savunmazsanız elinizden alırlar.
Konuşmazsanız dilinizi keserler, görmezseniz gözlerinizi dağlarlar, kulak vermezseniz kulaklarınızı sağır ederler.
Ve “Başka ne yapabilirim bunlara,” diye kafalarını kaşırlar.
*
Çığ geldiğinde herkes altında kalacak.