Metin Münir

01 Ekim 2016

İnsanın icat ettiği en korkunç şey

Devlet kurulduktan sonra şiddet kullanma hakkı sadece devlete ait olur. Şiddet kullanma, ilk devlet tekelidir

İnsanın icat ettiği en korkunç şey devlettir.

Devletin nasıl ve ne zaman oluştuğu geçmişin karanlıklarında kaybolmuş şeylerden biridir.

Bu açığı kapatmak için birçok teori ortaya atıldı.

Bunlardan en popüler olanına göre,

Devlet, güven içinde yaşama ihtiyacına cevap vermek için insanlar tarafından ortaklaşa meydana getirilmiş bir kurumdur.

Devletten önce insanlar bugün sürekli anarşi diye tarif edebileceğimiz bir durumda yaşıyorlardı. 

Sürekli kan davası, çatışma, savaş hali vardı.

İnsanın değeri, sahip olduğu güç kadardı. Her insan, her aile kanundu.

Herkes herkesin düşmanıydı.

Bu sürekli çatışma durumunda insan hayatı bir cehennemdi.

İngiliz düşünür Thomas Hobbes (1588 –1679) bu hayatı “Yalnız, yoksul, pis, hayvanca ve kısa” olarak tarif etti.

İnsanlar bu şekilde yaşamaktan bıkarlar. 

 Güven içinde yaşama karşılığında, hep birlikte bir takım şeylerden vazgeçerler. Güç ve iradelerinin bir bölümünü devlet kurumuna devretmeye razı olurlar.

Vazgeçtikleri en önemli şey, bireysel olarak şiddet kullanma özgürlüğüdür.

  Öldürme, talan, kız kaçırma, ırza geçme, yakıp yıkma, bireysel intikam gibi şeylere tövbe edilir.

Devlet kurulduktan sonra şiddet kullanma hakkı sadece devlete ait olur.

Şiddet kullanma, ilk devlet tekelidir.

*

Bence bu böyle olmadı. İnsanlar bir araya gelip ortak iradeleriyle bir takım özgürlüklerini devlete veya mutlak bir hükümdara devretmediler.

İçlerinden biri, güç kullanarak, zorla insanların bu özgürlüklerini ellerinden aldı. Mutlak hükümdar oldu. Bu hükümdarın idaresi, zamanın akışı içinde devlet adını aldı.

Rıza ile değil zorla, belki biraz da ikna gücüyle oldu bu, bana göre.

*

Bir devletin vatandaşı olarak doğarsınız. Doğum kağıdınız olur. Doğum kağıdınız yoksa doğmadınız. Ölüm kağıdınız yoksa ölmediniz. 

Bu kağıtlar sizi devlete bağlar. Hayatınız devletin buyruğu ve bayrağı altında geçer. Ne tek başınıza ne de toplum olarak, “Ben vazgeçtim, devlet mevlet istemiyorum,” diyemezsiniz.

Devlet bir defa kuruldu mu feshedilemez.

Zapt edilir ve ortadan kaldırılabilir (eski Fenike) veya parçalanabilir (Yugoslavya).

Ama feshedilemez.

İnsanlar vatandaş olma durumundan kurtulamazlar (vatansız olmak, en kötü devletin vatandaşı olmaktan daha kötü olabilir).

Bir devletten başka bir devletin iradesine nakledilirler. A’nın değil de B’nin askeri olur. A’ya değil de B’ye vergi öder.

Asker olmam, vergi ödemem, buyrulanı yapmam deme özgürlüğü yoktur. Devlet, sopası her an elinde kafa tutmanızı bekliyor.

Devletin zorla meydana getirilmiş ve zorla ayakta duran bir varlık olduğunu düşünmenin daha makul olduğunu kanıtlayan birçok örnek var çağımızda.

Var olan devletlerin çoğu despotluktur. Günümüzde birçok ülke kendi ordusunun işgali altındadır. Birçok devlet onu yönetenlerin sömürgesidir.

Hukuk devleti ve demokrasi, yani devlet olmanın ey iyi hali, neredeyse tümü Hristiyan çok az sayıda millete has bir durumdur.

Ve muhtemelen bu hep böyle olacak.


T24'ÜN NOTU: Bu yazı yanlışlıkla üçte birlik bölümü eksik olarak yayına konmuştur. 30 Eylül Cuma gece yarısından cumartesi sabahı 09:45'e kadar süren bu hata için Metin Münir'den ve okurlarımızdan özür dileriz.