Metin Münir

16 Mayıs 2017

Düşüncelerin savaşında kitap silah mıymış?

Kitap silahtır, evet silahtır arkadaşlar ama sonunda sadece onu yasaklayanı vurur

Geçen gün, Amerikan romancı F. Scott Fitzgerald ile ilgili bir yazı okurken şapkamı başımdan uçuran bir şey öğrendim.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Fitzgerald’ın, Türkçeye Büyük Gatsby olarak çevrilen kitabından 150 bin nüsha basılıp cephede savaşan askerlere dağıtılmış. 

Kitaptan ve yazarlardan ödü kopan bir ırkın, kitapları ve yazarları seven ve de ilerlemiş yaşına rağmen, bu sevginin Türk âleminde bir gün yaygınlaşacağı umudunu kaybetmemiş bir mensubu olarak konu çok ilgimi çekti.

Biraz inceleyince şunları öğrendim:

Amerika’da, savaşta askerlerin boş zamanlarını değerlendirmelerine ve siyaset, tarih, askerlik vesaire konularında yeni şeyler öğrenmelerine yardımcı olmak için “Savaş Durumunda Kitap Konseyi” adlı bir kurum kurulmuş.

Konsey, 1943 ile 1946 arasında, İkinci Dünya Savaşı dünyayı kasıp kavururken, 1,322 başlık altında 123 milyon adet kitap bastırtmış. Üniforma cebine sığacak küçüklükteki kitapları, askerlere bedava dağıtmış.

Bunun tarihteki en büyük ücretsiz kitap dağıtımlarından biri olduğu yazıyor.

Kitabı basılan yazarlar arasında Fitzgerald dışında Türk okuyucusunun tanıyabileceği, Joseph Conrad, Robert Benchley, A. J. Cronin, C. S. Forester, Erle Stanley Gardner, Jack London, W. Somerset Maugham, John O'Hara, John Steinbeck, Mark Twain, H. G. Wells gibi yazarların kitapları da var.

Wikipedia’dan (TC’de hâlâ kapalı mı?) öğrendiğime göre kitaplar, askerler arasında çok popülermiş.

Kitabı bitiren bir başkasına pas ediyor, kitaplar lime lime oluncaya kadar okunuyormuş.

Bazen bir kitap ortadan ikiye veya üçe ayrılarak aynı zamanda birden çok kişi tarafından okunuyormuş. Birçok askerin okulu bıraktıktan sonra eline aldığı ilk kitapmış bunlar.

Yetmiş yıl sonrasına, Türkiye’ye gelelim ve İstanbul’daki Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan  Ali Bulaç’ın dışarıya yolladığı bir notta söylediklerini okuyalım:

Kitap silahtır, evet silahtır arkadaşlar ama sonunda sadece onu yasaklayanı vurur

“Bana günde bir öğün yemek versinler.
Aç bıraksınlar ama beni kitapsız koymasınlar.
66 yaşındayım.
Kitap yazmak istiyorum,
yazamıyorum.
Açlıktan daha kötü.”

Bulaç, hükümetin Mart 2016’da el koyduğu Fethullahçı Zaman Gazetesi’nde yazıyordu. Temmuz 2016’dan beri, birçok başka Zaman yazarı ile birlikte içeride.

“Savaş Durumunda Kitap Konseyi”nin sloganı şu imiş:

“Düşüncelerin Savaşında Kitap Silahtır.”

Anlaşılan Türkiye’de bu sloganın ilk yarısını iptal ettiler, ikinci yarısına sarıldılar:

“Kitap Silahtır.”

Silahtır, evet silahtır arkadaşlar ama sonunda sadece onu yasaklayanı vurur.