Metin Münir

05 Mart 2016

Bir uçak düşürmenin anatomisi

Yaptığı hataları başarı imiş gibi satmak hükümetin en maharetli olduğu işlerden biridir

Yaptığı hataları başarı imiş gibi satmak hükümetin en maharetli olduğu işlerden biridir.

Rus uçağı düşürüldükten sonra yürürlüğe konan algı operasyonu bu maharetin belki de en güzel örneğidir.

Hükümet bu olayı Türk kamuoyuna ve dünyaya şu şekilde açıkladı:

Rus savaş uçakları Suriye’nin kuzeyindeki hava sahamızı defalarca ihlal etti. Her defasında Rus hükümeti uyarıldı. İhlaller devam edince bir uçak düşürüldü. Hava sahasını korumak ve bu amaçla silah kullanmak TC’nin en doğal hakkıdır.

Bu açıklama hem doğru, hem yanlıştır.

Doğrudur, çünkü ihlal bir ülkeye hava sahasını koruma hakkı verir. İhlali yapan bir uçağı düşürmek bu hakkın bir parçasıdır.

Yanlıştır, çünkü bu tür ihlaller çok olur. Birçok uçak birçok ülkenin hava sahasını ihlal eder ama bunların hiçbiri düşürülmez. Çünkü savaş hâli yoktur.

Bunun klasik örneği Türk uçaklarının Yunan, Yunan uçaklarının Türk hava sahasını sürekli ihlal etmeleridir.

Türkiye, ihlale aşırı bir tepki vererek Rus uçağını düşürmekte haklı mıydı?

Bu soru yanlıştır.

Doğru soru şudur.

Rus uçağını düşürmek akıl işi miydi?

Hayır değildi. Akıl işi olması için Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmesi gerekirdi. Oysa bu olaydan Türkiye’nin hanesine yazdığı her şey zarardır.

Rus uçağını düşürmek bahçeye elma çalmaya giren çocuğun ellerini kesmek kadar ölçüsüz bir hareketti.

Uçağın düşürülmesinden dört ay sonra bunları neden yazdığımı merak ediyorsanız söyleyeyim. Gelecekteki çılgınlıklara hazır olun diye. Bunu bir defa yapan bir daha yapar. Suriye bekliyor.