Bu aralar, Birleşmiş Milletlerin  Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi, yaklaşık 140 devlet ve hükümet başkanının katılımıyla New York’ta yapılıyor. 
Zirvenin amacı; dünya genelinde açlık, yoksulluk ve hastalıklarla mücadele etmek olsa da dünyanın herhangi bir yerinde akşam sekiz haberlerini izlerseniz,  10 yıl önce hedeflenen  amaçlarda hiçbir  yol alınmadığını rahatlıkla  görmek mümkün.
Dünyadaki yoksulluğun çözülmesinde yol alınamamış olması, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’u da çok rahatsız etmiş olmalı ki, dünya liderlerine  yeniden çağrıda bulunarak, yoksul ülkelere yardım sözlerinin tutulmasını, bu konuda siyasi irade gösterilmesini istedi.  Ban, zamanın daralmasına rağmen, Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin gelecek 5 yıl içinde karşılanmasını da  talep etti ayrıca. 
Zirvede iki görüş çok net ortaya kondu. 
Yoksul ülkeler: Verilen yardım sözleri tutulmadı.
Zengin ülkeler; Yardım paraları gerçek amacına ulaşmıyor.
Zirvenin  ilginç önerisi  Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy den geldi.
Küresel finans işlemlerine vergi getirilmesi çağrısında bulunan Sarkozy, elde edilecek gelirin, Birleşmiş Milletlerin Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin karşılanmasında kullanılmasını istedi.
Sarkozy, 'Bütün gelişmiş ülkelerin borç yükü altında olduğu bu dönemde, yoksullukla mücadele, salgın hastalıklara son verme ve eğitim için, yeni mali kaynaklar bulmak zorundayız.'  görüşü ile de küresel krizin faturasını tüm ülkelere yaymış oldu.
Fransız  gelecek yıl G20 dönem başkanlığını üstlenecek.  Biraz bu yüzden olacak ki Sarkozy, BM küresel fonuna Fransa’nın yaptığı yardımı gelecek 3 yıl içerisinde yüzde 20 oranında artırma ve yıllık 300 milyon Euro dan, 360 milyon Euro ya yükseltme sözü verdi. 

Almanya Başbakanı Angela Merkel 
Başbakan Angela Merkel, New York’taki zirvede yaptığı konuşmada, Almanya’nın gayrisafi yurtiçi hâsılasının yüzde 0,7’sini kalkınma yardımlarına ayırmayı hedeflediklerinden  bahsederek,  bunu yerine  getirmek için çaba sarf etme  sözü de verdi. Almanya şimdiye kadar gayrisafi yurtiçi hâsılasının ancak yüzde 0,4’ünü kalkınma yardımlarına ayırabilmişti.  
Almanya BM’ye en fazla maddi katkıda bulunan üçüncü ülke konumunda. Kalkınma yardımları konusunda da diğer sanayi ülkeleri arasında yine üçüncü sırada.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in  konuşmasında da ilginç detaylar da vardı. 
Merkel;  kalkınma politikalarına ilişkin gelişmiş ülkelerin sorumluluklarına değindi, ancak kalkınma yardımı alan ülkelerin de yükümlülükleri olduğunun da altını çizdi özellikle.
Merkel konuşmasında; Kalkınmanın, yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin “kendi ellerinde” olduğunu, bu çerçevede demokrasinin geliştirilmesinin ve “iyi yönetimin”, Binyıl hedeflerinin en önemlileri arasında olduğunu kaydetti. Merkel,  “Burada önemli olan husus, sınırlı maddi yardımların mümkün olduğunca çok yarar getirecek bir biçimde kullanılmasıdır. Bu da ancak ülkenin ekonomik kaynaklarını geliştiren, iyi yönetime sahip bir hükümetle mümkündür”. 
Merkel’in konuşmasından  çıkan sonuç: ‘’yoksul ve gelişmekte olan ülkeler sizlere sesleniyorum;  bu halinizle iyi bir demokrasi, iyi bir yönetim ve iyi bir hükümet kurarsanız, yardımlarımız,  bütün sorunlarınızı çözecektir’’. 
Şimdi  sormak lazım.
Yoksulluk ve gelişmemişliğin sebebi;  kötü bir demokrasi, kötü bir yönetim,  kötü bir hükümet midir?
Yoksa,  yoksulluk; kötü  demokrasi, kötü  yönetim ve kötü  hükümetlere  mi neden oluyor?