Metin Duyar

02 Ağustos 2010

Piyasayı Kayıt Altına Almadan Optimum Vergi Hayaldir

26.04.2005 tarihinden itibaren kıymetli taşların ithalatından alınan %6,7 oranındaki Özel Tüketim Vergisi’ni %20‘ye çıkarılmıştı.

Pırlantada ÖTV Sorunu
Bakanlar Kurulu, 26.04.2005 tarihinden itibaren kıymetli taşların ithalatından alınan %6,7 oranındaki Özel Tüketim Vergisi’ni %20‘ye çıkartmıştı. Kuyumculuk sektörü bu kararla beraber  kıymetli taşların ithalinden alınan %20’lik ÖTV’nin kaldırılması için uğraşır, çabalar, gitmedik kapı bırakmaz  ama  bir türlü yol alamaz. Aslında konu Maliye Bakanlığı  ile sektör arasında ayrıntılı defalarca görüşülmüş ve hiç  olmazsa ana fikirde anlaşma sağlandı ancak konu her defasında muhalefet partisinin en sevdiği söylemde (ekmekte, kefen bezinde bile KDV var pırlantada yok) kilitlenip kaldı.
Olayın aslını anlamak ve siyasi söylemden kurtarmak için  Vergi Konseyi’nin 2008 yılında benimde içinde yer aldığım, ağırlıklı maliyecilerden oluşan  çalışma grubunun hazırladığı rapora bakmakta yarar var aslında. Şimdi rapordaki önemli bilgileri aktarayım sizlere:
Dünyada pırlantalı mücevherat pazarının büyüklüğü 68 milyar dolar. Dünya pazarının % 52 sine ABD hakim. Onu sırasıyla; Asya ülkeleri % 15, Japonya % 12, Avrupa % 11, Kanada % 2, Diğer ülkeler % 8, pazar payı ile izliyor.
Türkiye pırlanta sektörü emek yoğun olup, imalatçı işletmeler daha çok küçük ve orta ölçekli atölye düzeyinde. 2003 yılında yaklaşık 500 milyon dolar olarak tahmin olunan pırlantalı mücevher pazarı bu gün itibariyle 1,250 milyar dolara yükseldi. Bu büyüklüğün (1,250 milyar Dolar) %35’i iç pazar talebi, kalan %65’i ise ihracat olarak gerçekleşiyor. İhracat, Ege ve Akdeniz gibi turizm bölgelerinde doğrudan turiste satış olarak karşımıza çıkar.
Kıymetli taş sektöründe girdi olarak kullanılan kıymetli ve yarı kıymetli taşların tamamı yurt dışından temin ediliyor. Bu anlamda  sektör tamamıyla dışa bağımlı. İthalat esas olarak İstanbul Atatürk Hava Limanı Gümrüğü’nden gerçekleştirilmekte  yıllar itibariyle resmi ithalat büyüklükleri aşağıda verilmiştir.

2005 yılı          15,5 milyon dolar        8,4 milyon dolar
2006 yılı          22,3 milyon dolar        10 milyon dolar
İthalat başlıca; Belçika, İsrail, Hindistan, Dubai, Hong Kong ve  Çin’den yapılıyor. Türkiye’nin işlenmemiş olarak çıplak taş ihracatı bulunmamakta. İşlenmiş pırlantalı mücevher ihracatı söz konusu olup bu ihracat, gümrük beyannameli ihracat, bavul ticareti, doğrudan turiste satış olarak gerçekleştiriliyor. 
İhracat çoğunlukla doğrudan turiste satış nedeniyle tam ve   gerçekçi olarak ölçülemediğinden bu konuda elimizde resmi veri bulunmuyor. Ancak 850-900 milyon dolar arası ihracatımız olduğu kuvvetle tahmin edillyor. Bu durumda ihracatın ithalatı karşılama oranı % 72’dir. ÖTV’nin kaldırılması halinde Türkiye’nin tıpkı külçe altında olduğu gibi (külçe halinde ithal olunan altın işlenmeden yine külçe olarak da ihraç edilmektedir ) çıplak taş olarak ithal edilen pırlanta ve diğer taşların yine çıplak taş olarak ihracı gündeme gelecektir. Bu durum ihracatın ithalatı karşılama oranını kısa dönemde ve hızla pozitif yönde artıracağı hesaplanıyor.
Pırlantalı mücevher ihracatı Başta Dubai, ABD, Rusya ve Diğer Cumhuriyetler ile Almanya-Fransa-Belçika olmak üzere diğer AB ülkelerine yapılıyor. Özellikle Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan başta olmak üzere Türk Cumhuriyetlerden Türkiye’ye artan pırlantalı mücevher talebi olduğu, bu yönelimin bu ülkelerde yaşanılan değişim sonucu, artan gelir ve tüketim eğiliminden kaynaklandığı görülüyor. Bu Cumhuriyetlerle ilişkili olarak tarihsel, kültürel ve coğrafi yakınlığımız pazara girmek isteyen diğer ülkelere göre avantaj olarak karşımıza çıkıyor ve Türk mücevher sanayi için büyük fırsatlar sunuyor. 

Kayıt dışılığın nedenleri

DTC verilerine göre Türkiye’nin çıplak taş ithalatı 1,250 milyar dolar. Şu anki yasal düzenlemelere göre kıymet üzerinden %20 ÖTV alınması gerekiyor. Bu durumda alınması gereken ÖTV‘nin parasal tutarı 250 milyon dolar olmalı. Oysa alınan ÖTV sadece 2 milyon dolar. Yani, sektörden ÖTV alınamıyor. Çünkü kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ‘yükte hafif pahada ağır’ taşlar, dolayısıyla taşınması kolay, sirkülasyonu hızlı ancak kontrolü zor.
Sektörün ÖTV bağlamında büyüklüğü 2 milyon dolar.  Bu ÖTV  kayıtlı olarak Türkiye’ye giren ve 10 milyon dolar olarak beyan edilen çıplak taş üzerinden elde ediliyor. Gerçekte ülkeye giren taş 1,250 milyar dolar değerinde. Dolayısıyla en az 1,250 milyar dolar ve bu tutar üzerinden yaratılan artı değer kayıt dışına çıkıyor. Bu durum;  Gelir ve Kurumlar Vergisi kaybı, istihdam vergileri kaybı, alt sektörlerdeki vergisel kayıplar olarak karşımıza çıkıyor.

Ne yapmalı?
4760 sayılı Kanuna ekli (IV) sayılı listede yer alan 71.02 GTİP nolu elmaslar ile 71.03 GTİP nolu kıymetli taşlar için belirlenen özel tüketim vergisi oranı %20’dir. Ancak, 4760 sayılı Kanunun “Oran veya Tutar” başlıklı 12’nci maddesinin (2) nolu bendinin (d) alt bendine göre, Bakanlar Kurulu topluca veya ayrı ayrı olmak üzere; Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki mallar için belirlenen oranları sıfıra kadar indirmeye, %25’e kadar artırmaya yetkilidir.
Vergi oranlarının, elmas ve kıymetli taş konusunda önemli merkez konumundaki ülkeler veya yoğun ticaret ilişkisinde olduğumuz ülkeler (Amerika, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Çin, İtalya gibi) bazında küçük ölçekte karşılaştırılarak belirlenmesi, ham taş da diğer ülkelerde olduğu gibi, işleme yatırımlarını özendirmek, desteklemek ve işlemeciliği geliştirmek amacıyla % 1 oranının uygulanması, işlenmiş taşlarda ise yine % 1 oranının uygulanması, nihai takıdaki altın ve diğer kıymetli madenlere  ise mevcut fiili uygulamalar ve istisnalar çerçevesinde devam edilmesi veya AB, Bölge Ülkeleri standartlarının uygulanması sektörü çok olumlu etkileyecektir.
Türkiye olarak uyguladığımız farklı ve yüksek oranlar nedeniyle sektör olumsuz etkilenmekte, bu pazarlarda rekabet şansını yitirmekte ya da kayıt dışı çalışmayı tercih etmektedir. Bu sonuçlar ise organize piyasaların gelişimini, kurumsallaşmayı, sektörel bazda eğitim eksikliğini, etik kuralların yerleşmesini önlemektedir. Yapılacak bu vergi oranı değişikliğinin yanlış değerlendirmelere yol açmaması için söz konusu taşların, nihai taşlı takının hammaddesi yani girdisi olduğu, işlenmiş olsun olmasın, fakat mıhlanmamış veya takılmamış veya dizilmemiş,  olduğunun yani serbest (loose) elmas veya kıymetli taş olduğunun ifade edilmesi yararlı olacaktır.