Metin Duyar

03 Eylül 2011

Ortalık gerildikçe Türkiye’den İsrail’e göç artıyor

Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporunun dün akşam ABD basınına sızdı ve hükümetin tepkisi


Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporunun dün akşam ABD basınına sızdı ve hükümetin tepkisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından hızlıca açıklandı. Sonuç; İsrail'le diplomatik ilişkilerin seviyesi indirilmiş ve askeri anlaşmalar askıya alınmış durumda.
Bildiğiniz gibi, Türkiye, İsrail'in 9 kişinin hayatını kaybettiği Mavi Marmara operasyonundan dolayı özür dilemesini, hayatını kaybedenlere tazminat ödenmesini ve Gazze'ye ablukanın kaldırılmasını talep ediyordu. İsrail bu isteği epey tartıştı içeride ama iç siyasetteki güç dengeleri Türkiye’yi tatmin edecek ortak bir karar alınmasına fırsat tanımadı.
Türkiye'nin dün açıkladığı kararı, İsrail'e yönelik 5 adımdan oluşuyor.
Türk İsrail diplomatik ilişkileri ikinci kâtip düzeyine indiriliyor. Bunun üzerindeki tüm görevliler, başta büyükelçi, en geç Çarşamba günü ülkelerine geri çağrılıyor.
Türkiye ile İsrail arasındaki tüm askeri anlaşmalar askıya alınıyor.
Doğu Akdeniz'de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestîsi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağı belirtiliyor.
Türkiye İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı tanımamakta. İsrail'in 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Gazze'ye yönelik uyguladığı ambargonun Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesini sağlayacak. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için girişime başlatılıyor.
İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine gereken destek verilecek.
Raporun sonuçları hukuki olmaktan çok siyasi görülüyor hükümetçe. Bu nedenle de tavrı net.
Davutoğlu dün ‘’bu kesinlikle kabul edilmeyecektir’’ ’ diyerek, önceki tavrının da arkasında durmuş oldu.
Türkiye İsrail ilişkileri belirsiz bir sürece girmiş durumda.
Anlaşılan o ki, iki ülke aynı zamanda hızla değişen Orta doğu’nun ‘puslu’ havasını da hesaba katmış durumda. Yani  ‘bekle ve gör’  politikası. 
Aslında orta doğu’daki hızla değişen dinamiklere bakınca, ‘bekle ve gör’ politikası oldukça akıllıca görülmeli.
Her iki ülkenin orta doğuda hızla değişin dinamiklerin yaratacağı yeni güç dengeleri karşısında, pozisyonunu ayarlama endişesi yaşıyor. Ayrıca,  İsrail’in kaygan iç politikasının karmaşıklığı karşısında, Türkiye’nin yeni dış politikadaki yeni arayışlarının yerli yerine oturmayışı da önemli etkenler. Öyle ki değişen Orta Doğu konjonktüründe Türkiye’nin etkinlik artırmak için yaptığı her hamlenin, Orta doğu yönetimlerince olmasa bile halkları tarafından sevinçle karşılanması,  politik  kararların alınmasında duygusal tepkilerin ağırlığını da artırıyor.
Şimdi gelelim Türkiye ile İsrail ilişkilerinin gözden kaçan kısmına. Kısaca iki ülke halkı arasında giderek bozulan ilişkilere.
İlginç bir zamanlama ama,  bir süredir akademik bir çalışma için Tel Aviv’deyim. Birkaç gün önce,  Türkiye İsrail ilişkileri üzerine  uzun bir sohbet imkanım oldu. Sohbet, Tel Aviv Üniversitesi’nden bir  akademisyenle. Tel Aviv Üniversitesi dünyaca ünlü hocaları ile meşhur.  Sohbet, Türkiye doğumlu bir arkadaşla. Genç, pırıl pırıl,  aklına ve sağduyusuna çok da  güvendiğim bir akademisyen.  İki ülke arasındaki tüm gelişmelere hakim. Günü gününe de yorumlayabiliyor gelişmeleri.

 Konuşmanın  önemli  kısımlarını aktarayım sizlere:

• İsrail’de halk Türkiye ile ilişkili olaylara hemen dikkat kesiliyor ve çok ciddiye alıyor. Görsel ve yazılı basın iki ülke arasındaki ilişkilere çok hassas.

• İki ülke arasındaki kötü gidişat, iki ülke halkına yansımaya başlamış durumda.

• Akademisyen arkadaşım, bana bir iki yıl için Türkiye’den İsrail’e göçen Yahudi kökenli vatandaşın sayısına bakmamı istemişti. Rakamlar epey yüksekmiş ve İsrail’in resmi internet sitelerinde bulunuyor. Rakamlar yaklaşık şöyle: Türkiye’den İsrail’e ortalama göç sayısı 60 kişi civarında. 2009 yılında ise bu rakam 600 kişi.

• Anlatılanlara göre Türkiye’deki Yahudi kökenli vatandaşlara karşı tepki giderek artıyor. Birkaç örnek anlattı ama burada sizlere aktarmayayım, çünkü oldukça keyifsiz.

• İsrail’de Türkiye ve Türk vatandaşlara yönelik olumlu algı giderek bozuluyor. Örnek; bir süre önceye kadar şehir içi otobüslerde yer alan birkaç dildeki açıklamalarda yer alan Türkçe açıklama kısmı kaldırılmış durumda.
Sohbetteki bir çok ayrıntıyı buraya aktarmıyorum, zamanı olmadığı için. Ama konunun özeti, Türkiye İsrail ilişkisindeki gidişat halklar için pek hayrı alamet değil.
Siyası kararların haklı haksız birçok sebebi olduğu kesin. Ne Türk hükümetinin tavrı günün gerçekliği dışında ne de İsrail’in. Biraz konulara hâkimseniz bu kolayca anlaşılmakta. Ama sorun uzun vadeli halkların birbiri ile ilişkisini bozacak konuma geldiyse, ortada iyi hesap edilmemiş bir şeyler olduğunu gösteriyor.