Metin Duyar

26 Şubat 2011

Merkez Bankası değişikliğe gitmiyor

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ilk defa net olarak Mart toplantısında herhangi bir...

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ilk defa net olarak mart toplantısında herhangi bir değişiklik kararı alınmayacağı sinyalini verdi. Daha önceden ekonomi yönetiminden de bu yönde açıklamalar gelmişti ama başkanın konuşması ile durum netleşmiş oldu.
Her ne kadar eldeki veriler kredi gelişiminde ciddi bir yavaşlamaya işaret etmese de, önümüzdeki dönemde yavaşlama görülebileceği beklentisinin korunduğu görülüyor. Özellikle, Ortadoğu krizi ile petrol fiyatlarında yaşanan ani yükselişin bu beklentiyi güçlendirdiği anlaşılıyor.
Dolayısıyla, yeni para politikasının munzam oranlarındaki artışla bankalar üzerinde yarattığı baskı bir süreliğine arka planda kalabilir.
Öte yandan, para politikasında değişiklik olup olmayacağının verilere göre belirlenecek olması, Merkez Bankası ile ilgili test dönemi baskısının bu rahatlamayı sınırlandırabileceğini de söylemek gerekiyor.
Bu arada, önümüzdeki hafta açıklanacak şubat enflasyon oranıyla, yıllık enflasyondaki düşüş hareketi devam edecek. Özellikle, geçen yıl şubat ayında işlenmemiş gıda fiyatlarında ciddi bir artış yaşanmıştı. Bu yıl daha ılımlı bir görünüm olacağı varsayımıyla, bu grupta yıllık enflasyon önemli bir düşüş kaydedebilir. 
Ancak, petrol fiyatlarındaki yükselişin yansımalarını ve baz etkisi desteğinin ortadan kalkacağını düşündüğümüzde, mart ayından itibaren yıllık enflasyon tekrar yükselmeye başlayacaktır.
Merkez Bankası da, ikinci çeyrekte açıklanacak enflasyon raporunda 2011 enflasyon tahminini yukarı yönde revize edeceği açıklamasında bulundu. En son tahminlerde % 5,9 idi. 
Petrol fiyatlarındaki artış doğrultusunda tahminleri  % 6,6’dan % 6,8’e çekmekte yarar var.
Ancak, petrol fiyatlarının 100 doların üzerinde yükselişine devam etmesi durumunda yukarı yönlü riskleri hesaba katmak gerekiyor.
Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artış, küresel ekonomide yarım puanlık büyüme kaybı yaratıyor.  Ülkemizde ise cari açığın GSYH’ye oranında 0.6 puanlık artışa yol açıyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika da uzun sürecek kriz, gelişmiş ülkelerdeki büyüme beklentilerini sekteye uğratacaktır. Ayrıca bu artış 2008 krizinin devamı algısı yaratacaktır ki,  umalım o noktalara gelinmez.