Metin Duyar

29 Temmuz 2010

Küresel finans krizinde altın fiyatlarının volatilitesi

Tanım olarak volatilite, herhangi bir değişkenin, belirli bir ortalama değere göre çok yüksek...

Tanım olarak volatilite, herhangi bir değişkenin, belirli bir ortalama değere göre çok yüksek artış veya azalışlar göstermesi anlamına gelmektedir.
Çoğunlukla finansal enstrümanın belirli zaman periyodundaki riskini ölçmeye yarar. Volatilite yerine "dalgalanma derecesi" kavramı da sıkça kullanılmaktadır. Volatilite, riskin veya belirsizliğin bir ölçüsüdür. Finansal piyasalarda önemli bir role sahip olup, oynaklık gün içinde bir finansal enstrümanın yüksek ve düşük değerleri arasındaki farkın büyüklüğünü ifade eder en basit anlamıyla. Gün içinde fiyatlar ne kadar oynarsa dolayısı ile volatilite ne kadar artarsa, risk kat sayısı da o ölçüde artar. Volatilitenin yüksek olduğu ortamlarda hem kar hem de zarar potansiyeli çok yüksektir. Fakat bu tür ortamlar gerçek yatırımcıdan çok spekülatif ve trade amaçlı ya da diğer bir deyişle kumarbaz ruhlu, yüksek riski seven ve piyasalarda çok hızlı işlem yapabilen oyuncuların kar edebileceği piyasalardır da aynı zamanda.
Altın fiyatlarını belirleyen etkenler diğer finansal araçların fiyatlarını belirleyen etkenler de farklı olup,  altın fiyatlarının volatilitesi diğer aktiflerden daha dengelidir. Çünkü altın piyasası başka piyasalardan daha derin ve daha likit bir piyasadır ve yatırımcılar tarafından da iyi bir aktif olarak kabul edilir. Altın aynı zamanda risklerden diğer finansal araçlar gibi çok fazla etkilenmez. En önemlisi altın jeopolitik risklere karşı korunma amaçlı nadir ürünlerden birisidir ve burada altının likiditesinin yüksekliği ve buna bağlı finansal gücü daha da öne çıkar.  Altının aynı zamanda alternatif döviz gibi de kabul görmesi ve ödeme aracı olarak kullanılması, onu aktif kullanıma sokmaktadır.
Altının uluslararası piyasalarda özellikle değişim değeri açısından bu kadar güvenli bir emtia olması, likidite gücü ve en önemlisi altın piyasasının derinliği ile oluşan fiyat aralığının yani volatilitesinin öngörülebilir olması ona özel bir konum yaratmaktadır.
Altın fiyatları ile ilgili 10 yıllık süreç analiz edildiğinde altın fiyatlarının volatilitesinin diğer aktiflerden daha dengeli olduğu altının volatilitesinin yıllar itibariyle arttığını VM ( Virtual Metals ) Group tarafından hazırlanan aşağıdaki tablodan da görülmektedir.
  Tablo 1:  Altın Fiyat Volatilitesi

Bu durumun en önemli sebebi altın piyasasının başka piyasalardan daha derin ve daha likit bir piyasa olmasıdır.  Özellikle 1999 yılı ile 2005 yılı arasında volatilitenin daha dengeli olduğu, 2006 yılından itibaren ise fiyatların daha hızlı yükselmesi ile beraber volatilitenin  yükseldiği görülmektedir.
 Grafik 1: 1999 – 2009 Altın Fiyatları

Kaynak: Kitco, Gold Statistics,  www.kitco.com, 2009.
2006 itibaren başlayan dalgalanmadaki artış, aşağıdaki tabloda da rahatça görüleceği gibi finansal piyasaların daha dikkatli olmasını gerektirecek görüntüleri de beraberinde getirmiştir.
2008 küresel finans krizi, altın fiyatlarında süregelen ve daha öngörülebilir volatilitenin aşılmasına ve fiyatları 1000 dolar/ons ile 675 dolar/ons aralığında seyretmesine sebep olmuştur. 2008 yılında altın fiyatlarının volatilitesi yükselmiştir ve günlük  oran % 1.4’ü aşmıştır.
Grafik 2 :  2007 – 2009 Dünya Altın Fiyatları


Grafik 3 : 2006 – 2009 Altın Fiyatları Volatilitesi
 

 
Kaynak:  Market Update, By Clive Maund ,kitco, 2009.   
2008 küresel krizi başta ABD olmak üzere diğer bütün ekonomilerde de yatırımcıları enflasyona karşı korunmak amacıyla altına ve diğer emtialara olan taleplerini artırdığı, bunun da altın fiyatlarında volatilitenin artmasına neden olduğu açıkça görülmüştür. Kriz sürecinde Asya ve Orta Doğu’da merkez bankalarının altın alarak dolardan uzaklaşma isteğini de beraberinde getirmiş ve aslında merkez bankaları bu yıl 500 ton altın satacak iken kriz yüzünden bu satışlar 357 tonda kalmıştır. Merkez bankalarının krizde altına daha çok sarılmaları, dolar güvensizliğinin artması ile bir çok ülkenin dolar aktiflerini ağırlıklı olarak altına döndürmesine sebep olmuştur.  2009 yılında merkez bankalarının altın satışlarını azaltması, özellikle Almanya’nın merkez bankasının 2009 yılında hiç altın satışı yapmayacağını açıklaması, İsviçre merkez bankasının ise; Haziran ayında 250 ton altın satışından sonra altın satmayacağını belirtmesi altın fiyatlarının yönünü oldukça belirginleştirmiştir. Merkez bankalarının küresel krize rağmen belli miktarda da olsa altın satmasının sebebinin bir ara altın fiyatının 1000 dolar /ons görmesi olduğu düşünülmektedir.
Küresel finansal krizin fiyatlarda yarattığı aşırı volatilitenin (oynaklık) yatırımcıları ve fiziki talepte bulunan kullanıcıları aslında ürküttüğü düşünülmektedir. Bu ürküntünün fiziki kullanıcıları da  (endüstriyel ve diğer sınai kullanıcılar) ihtiyaç halinde piyasadan altın alma yolunu itmiştir. Kriz ile birlikte altın fiyatlarında görülen volatilitenin yüksekliği aynı zamanda, piyasada spekülatörler ve hedge fonlarının aldığı pozisyonlarında etkisinin yüksek olduğunu göstermiştir.
Grafik 4 : 2006 – 2009 Altın fiyatları Volatilitesi

Kaynak:  Market Update, By Clive Maund ,kitco, 2009
Ayrıca finansal krizin global resesyona yol açacağı endişeleriyle hisse senedi piyasalarında keskin düşüşler yaşanmış, bu durum ise güvenli liman arayan yatırımcıların altına yönelmesinde önemli etken olmuştur. Resesyon korkuları dünyada hisse senedi piyasalarında geniş ölçekli panik satışlara yol açarken altın fiyatlarındaki volatilitenin artmasına sebep olmuştur. Küresel krizin ikinci dalgasında piyasadaki düşüş ve süren kredi krizi ile global ekonominin resesyona doğru gittiği ve ABD piyasalarındaki kurtarma paketinin korkuları dindirmeye yeterli olmadığı yönünde hakim olan genel kanı altında yine volatiliteyi artıran etkenler olmuştur.
Altın fiyatlarındaki volatilitenin artmasını etkileyen diğer etkenler ise; makro ekonomik ortamın önemli finansal ürünü olan  doların zayıflaması, büyümede azalma, FED’in daha fazla faiz indirimine gitmesi ve sıkı kredi şartlarının olacağı yolundaki beklentiler olmuştur.