Metin Duyar

02 Şubat 2011

Günde 2 dolarla geçinen halk ayaklanır

40 milyon Mısır’lı gündelik 2 doların altında bir para ile hayatlarını sürdürmeye...

40 milyon Mısır’lı gündelik 2 doların altında bir para ile hayatlarını sürdürmeye çalışırsa ayaklanma için başka sebep aramaya gerek var mı sizce?
Mısır da sokaklar başka sebeplerle bu kadar kolay dolmazdı yoksa.
Tunus’ta yaşanan iktidar değişikliğinden hemen sonra Mısır’da da halk gösterilerinin başlaması bir çok kesimin devrimin domino etkisi yarattığı (daha da yaratacağı) düşüncesine  itse de, ortada ciddi gerekçeler yokken ‘domino’ etkileri ile ülkelerin kolayca ayaklanmayacağı  anlaşıldı çoktan. 
Aslında; 30 yıldır otoriter bir yönetim altında kalan insanların korku eşiğini aşarak kitlesel katılımlarla ve uzun bir süreye yayarak sokaklara dökülmesini organize olmayan, lidersiz ve örgütsüz kalabalıklar olarak değerlendirmek de yetersiz bir tespit gözüküyor. 
Mısır tarihini okuyanlar hatırlayacaktır,  Mısır’da birincisi Arabi Paşa, ikincisi Nasır dönemi dışında genelde yabancıların Mısır siyasetine etkin olduğu dönemler yaşandığı ve Mübarek ile birlikte bu etkinin doruğa çıktığı  görülmekte.
Tunus’ta da bağımsızlığın kazanıldığı 1956 sonra yalnızca iki ayrı lider iktidar da olmuş buna karşın Raşit Gannuşi gibi muhalefet liderlerinin yıllardır sürdürdüğü protesto eylemlerinin halk üzerinde ciddi tesirleri olmuş.
Her iki rejimde otoriter olmalarına karşın kayda değer ölçüde demokratik kurumlara sahip olduğu bilinmekte.
Mısır’da yargı ve sendikal federasyonları gelişmiş bir muhalefet hareketini içlerinde barındırmakta, rejimler totaliter bir anlayıştan uzak olduğu gibi toplumsal alanda da muhalefetin farklı şekillerde örgütlenmesine müsaade edilmekte.
Bununla birlikte Mısır’daki gösteriler ile Tunus’daki devrim arasında oldukça önemli farklılıklar olduğu da görülmekte.
Yaklaşık 30 yıldır ülkeyi olağanüstü hal yasalarıyla yöneten Hüsnü Mübarek döneminde Mısır iç ve dış politikada bağımsız davranma yetisini yitirmiş.
Diğer yandan dış politikanın yürütülmesinde de Mısır halkı ile rejim arasında ciddi bakış açıları farklılığı bulunmakta. Halk Filistin sorunu başta olmak üzere bölgesel gelişmeler karşısında daha hassas ve rejimden farklı olarak daha aktif bir tutum içinde.  Özellikle 2008 sonu 2009 başında İsrail’in Gazze saldırılarına Mısır yönetiminin verdiği destek Filistin konusunda Mısır halkının yönetime olan tepkisini en üst seviyeye çıkartmış.
Bir çok bölgede Mübarek karştı gösteriler yaşanmış ve hatta bazı Arap liderleri Mübarek’i devirmeleri yönünde Mısır halkını teşvik etmiş. Aynı durum daha önceleri Filistin seçimlerinden hemen sonra Hamas’a karşı uygulanan yaptırımlara Mısır yönetiminin de destek vermesiyle de yaşanmış. Söz konusu tepki üst düzey bürokratlardan askeri bürokrasiye kadar geniş bir kesimde de  var.
Mısır’daki eylemlerin ülkenin içerisinde sürüklendiği ekonomik ve sosyal durumun aynı sıra Hüsnü Mübarek döneminde izlenen iç ve dış politikadan bağımsız olmadığını da göstermekte.

Sorunun ekonomik boyutu

Aslında, asıl deşilmesi gereken ülkenin ekonomik durumu ve  halkın gelecek kaygısı.
40 milyon Mısır’lının gündelik 2 doların altında bir para ile hayatlarını sürdürdüğü bilinmekte.  
Yolsuzluklar, rüşvet ve hukuksuzluğun ciddi boyutlarda olduğu söylenmekte. Mısır’ı bir şekilde ziyaret eden her kes havaalanından başlamak üzere otel odalarındaki bireylere kadar bahşiş adı altında bir para dağıtmak durumunda. 
Artan işsizlik oranları, düşen ekonomik gelirler ve tüm bunlara rağmen ülke içinde anti demokratik uygulamaların sürmesi, halkın rejim karşıtı eylemler içerisinde yer almasında en önemli etken.
Özellikle 2006 sonrası dönemde tekstil işçileri tarafından ekonomik koşulların iyileştirilmesi için düzenlenen genel grevler halkın Mübarek karşıtı sokağa dökülmesinde önemli bir başlangıç tarihi oluşturmakta. Söz konusu eylemler 1946’dan sonraki en önemli sivil grevler olmuş ve yaklaşık 30 bin kişi eylemlere katılmış. 
Ayrıca gene 2007’de organize edilen 6 Nisan Hareketine dikkat çekmek gerekir. Bir internet grubu olarak ortaya çıkmasına karşın 6 Nisan hareketinin de çağrısıyla 6 Nisan 2008’de düzenlenen mitinge Sendikaların da destek vermesi sonucu binlerce insan ekonomik koşulların değiştirilmesinin yanı sıra siyasal taleplerle de meydanları doldurmuş.
Bunların yanı sıra avukatların, öğretim üyelerinin de yönetimin uygulamalarını protesto eden eylemler düzenlemesi halkın yönetim karşıtı sokağa dökülme güvenini kazanmasında önemli bir rol oynamış. Dolayısıyla Ocak 2011’de bir kez daha yoğun katılımlarla düzenlenmeye başlayan sokak gösterilerinin bir tarihsel geri plan ve toplumsal gruba sahip olduğunu belirtmek gerekir.
Kitlesel protesto eylemleri Mısır’da Mübarek döneminin kapanmasına yol açacak gözüküyor. 
Artık, Cemal Mübarek’in babasının yerine Mısır’ın yönetimine gelmesi de artık mümkün değil.

Mısır’ın piyasalara etkisi

Biz  işin piyasalara etkisine bakalım birazda.
Geçen Cuma günü Mısır’daki halk protestolarıyla Ortadoğu’da yükselen politik tansiyon  yatışma sinyalleri veriyor.  
Yeni başbakanın atanması ve muhalif gruplarla görüşme önerisinin yanı sıra, oluşturulacak yeni hükümetin politik reformları gerçekleştireceği düşüncesi, yayılma riskinin sınırlı kalacağı ümidi yarattı piyasalarda. 
Moody’s, Mısır’da artan politik tansiyon sonrasında, ülkenin kredi notunu bir kademe indirerek “BA2”ye çekti. Görünümünü de “negatif”e getirdi. Yani, politik istikrar tekrar oluşturulamazsa, yeni not indirimi gelecektir mutlaka.
Mısır’ın şu andaki not düzeyi Türkiye ile aynı düzeye gelmiş oldu. 
Mısırın cari açığı Türkiye’ye göre daha düşük olsa da, Türkiye’ye  yönelik gelecek dönemle ilgili olumlu beklentiler, karşılaştırmalı analizde, Türkiye’yi daha ön plana çıkaracaktır.