Metin Duyar

23 Haziran 2011

Gevşek para politikasına devam

Fed, faiz oranlarını beklentilere uygun olarak % 0-0,25 aralığında bıraktığı...


Fed,  faiz oranlarını beklentilere uygun olarak % 0-0,25 aralığında bıraktığı  toplantısında, ekonomik toparlanmanın devam ettiği görüşünü korumakla  birlikte, bunun hızının beklediğinden daha yavaş olduğunu dile getirdi. Aynı  zamanda, işgücü piyasasının da beklediğinden daha zayıf toparlandığına dikkat  çekti. 
Böylece,  bu yılın büyüme tahminini % 3,1-3,3’ten % 2,7-2,9’a indirirken,  işsizlik oranı tahminini de % 8,4-8,7’den % 8,6-8,9’a çıkardı.  
Gelecek yıla ait tahminlerini ise, benzer revizyonlarla sırasıyla, % 3,3-3,7  ve % 7,8-8,2 olarak açıkladı.
Büyüme  hızı ve istihdam piyasasıyla ilgili gözlenen temkinlilik, gevşek para  politikasından çıkışın kısa sürede olmayacağı görüşünü destekliyor. 
Piyasa  beklentileri, faiz artışı için en erken zamanlama olarak yılın son çeyreğine  işaret ediyor.
Diğer  taraftan, büyümedeki zayıf seyrin kısmen, yüksek gıda ve enerji fiyatlarının  satın alma gücü üzerindeki olumsuz etkisi ve Japonya’da yaşanan deprem  gibi geçici faktörlerden kaynaklandığı düşünülüyor. Dolayısıyla, yılın ikinci  yarısında büyüme hızında artış ve işsizlik oranında tekrar düşüş eğilimi  bekleniyor.   
Enflasyonla  ilgili olarak, son dönemdeki artışa dikkat çekilmekle birlikte, bunun daha  çok emtia ve ithal fiyatlardaki artıştan kaynaklandığı; bu geçici etkilerin  ortadan kalkınca enflasyonun düşüş trendine gireceği görüşü savunulmaya devam  ediyor. 
Ayrıca, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin hala rahat bir görünüm  sunduğuna dikkat çekiliyor.
Bu  doğrultuda, enflasyon projeksiyonlarındaki yukarı revizyonun sınırlı ölçüde  olduğu görülüyor. 2011 çekirdek enflasyon tahmini % 1,3-1,6’dan %  1,5-1,8’e; 2012 tahmini % 1,3-1,8’den % 1,4-2,0’ye  çekilmiş. 
Büyüme  hızındaki yavaşlık, zayıf istihdam ve konut sektörü gibi unsurlar karşısında,  düşük faiz ortamının uzunca bir süre devam edeceği ifadesinde bir değişiklik  yok.
Tahvil alımları planlandığı gibi bu ay sonunda sona eriyor. Ancak  piyasadan likidite çekilmeyecek; anapara geri ödemesi olan tahvillerin yerine  alım yapılacak. Şimdilik yeni bir tahvil alım süreci gündemde değil. 
Sonuç  olarak, büyümedeki aşağı yönlü risklere duyarlı tutum, para politikasının  piyasalara desteğinin devam edeceğine gösteriyor.
Avrupa merkez bankası  oranlarıyla aradaki faiz farkı, Euro-dolar paritesinin - Yunanistan’ın  borç krizi yönetilemeyecek boyuta gelmediği sürece - Euro lehine hareketini  sürdürmesine neden olacaktır.