Metin Duyar

04 Şubat 2011

Enflasyon baskısı artıyor

AB fonu kullanımına ilişkin belirsizlikler sürüyor.

AB fonu kullanımına ilişkin belirsizlikler sürüyor.

Almanya, AB kurtarma fonunun nasıl güçlendirileceğine ilişkin nihai planın hala oluşturulamadığı kanısında. Özellikle fonun sorunlu ülkelerin tahvillerini alması konusunda soğuk bir yaklaşım sergilemesi, son dönemde bu konuda oluşan güvenin de azalmasına neden oluyor. Bugün yapılacak liderler zirvesi bu konuda ortak bir yaklaşım sergilenip sergilenmeyeceği açısından önemli olacak.

Öyle görülüyor ki, Almanya’nın ancak Euro bölgesi ülkelerinin mali disiplin sözü vermeleri durumunda fonda güçlü değişiklikler yapmayı kabul edecek.

S&P, İrlanda’nın kredi notunu bir kademe indirerek “A-“a çekti. Not indirim kararında, ülkenin ek sermaye ihtiyacına ilişkin belirsizlikler etkili oldu. Görünümünü “olumsuz” da bırakmasıyla, gerekli adımlar atılmazsa yeni not indirimlerinin geleceği kesin.

 ABD’de tarım dışı özel sektör istihdam (ADP) artışı beklenenin üzerinde gerçekleşti.  Bu durum  bugün  açıklanacak tarım dışı istihdam verisi ile ilgili olumlu beklentileri artırmakla birlikte, iki endeks arasında ciddi farklılıklar olabiliyor.

 

Dış politik gerginlikler altında kar satışları görülüyor

Mısır’daki hükümete karşı protestoların tekrar güç kazanmasıyla Ortadoğu gerginliği piyasalar üzerinde etkisini hissettirdi.

Söz konusu belirsizlik ve risk unsurları  Euro-dolar paritesini olduğu kadar, altın fiyatlarını da aşağı itiyor.

Emtia fiyatlarındaki artışlar enflasyonu kısa vade de yükseltecektir. Ancak, bunun kalıcı olmayacağı ve yılın ikinci yarısından sonra enflasyonun tekrar güvenli seviyelere inebileceği yönündeki açıklamalar, erken faiz artış senaryosunun olasılığını zayıflatacaktır. Bu da, paritede yukarı yönün güç kaybetmesine neden olabilir.

 

Avrupa Merkez Bankası faiz toplantısı

Avrupa Merkez Bankası faiz toplantısından sonra yaptığı açıklamada, büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklere dikkat çekerek, son dönemde enflasyon risklerine odaklanan piyasalara farklı yönde bir yaklaşım sergilemiş oldu.  

Hafta başından, artan enflasyonist baskıların daha çok kısa vade için geçerli olduğu ve Banka’nın orta vadeli enflasyon görünümü açısından daha güvenli bir yaklaşım sergileme olasılığına dikkat çekmiştik.

Nitekim yapılan açıklamada, enflasyonda artan baskıların daha çok emtia fiyatları kaynaklı olduğu, orta vadeli bekleyişlerde ise ciddi bir sorun gözlenmediği vurgulandı.

Böylece, enflasyonda kısa vadeli hareketlere cevap vermeyeceği sinyali vererek yakın zamanda faiz artışı olasılığını gündemden düşürmüş oldu.

Azalan faiz artış olasılığından sonra, Cuma günkü AB liderler zirvesi de özellikle Euro-dolar paritesinde etkili olabilecek diğer önemli bir unsur. Son dönemde, kurtarma fonunun artırılması ve sorunlu ülkelerin tahvillerinin alınması konusunda güçlü beklentiler olduğunu görüyorduk. Ancak, özellikle Almanya’nın muhalif tavrının belirginleşmesi olası.

Yarınki zirvede, fonun genişletilmesi için hızlı adım atılmaması ve bunun ancak sorunlu ülkelerin mali disipline bağlılık konusunda sıkı taahhütte bulunmaları şartına bağlanması halinde Euro üzerindeki aşağı yönlü baskılar güçlenebilir.

 Özellikle, stres testinin yeni aşamasına yönelik hazırlıkların ve sorunlu ülkelerin yüklü borç ödemelerinin yaklaşıyor olması da bölgeye yönelik endişeleri artırabilir.

Teknik açıdan paritede 1,3670 seviyesi önemli. Bu seviyenin altında kapanış olması durumunda, teknik olarak da yön aşağı dönüp 1,35 seviyesi hedef olabilir.

 

İç piyasada enflasyon beklentinin üstünde

Ankara ve İstanbul fiyatlarından alınan ılımlı sinyallere karşın, tüm ülke çapındaki Ocak enflasyonu beklentilerin üzerinde bir artış gösterdi: % 0,41. Ancak, yüksek aylık rakamda gıda fiyatlarının ana etken olması ve diğer kalıcı dinamiklerde ciddi bir enflasyonist baskı gözlenmemesi, piyasa tepkisinin sınırlı kalmasını sağladı.

İşlenmemiş gıda fiyatlarında Kasım-Aralık döneminde yaşanan ciddi düşüşlerden sonra, Ocak ayında % 2 civarında bir yükseliş olduğunu hesaplıyoruz. Ancak, geçen yıla göre hala daha iyimser bir tablo söz konusu. Yıllık enflasyon bu grupta % 8 seviyesinde.

Daha az değişken olan işlenmiş gıda fiyatlarında ise % 1’in üzerinde bir yükseliş dikkat çekiyor. Yine de yıllık rakam % 6 civarında sınırlı kalıyor.

Gıda fiyatlarındaki artışın dolaylı etkileri yemek hizmetleri enflasyonunda gözleniyor.

Küresel gıda fiyat hareketlerini de düşündüğümüzde, önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarının enflasyondaki baskısı devam edecektir. Gıda fiyatlarının enflasyon sepetindeki ağırlığının geçen yıla göre azalmış olması bu anlamda kısmen rahatlatıcı.

Diğer taraftan, talep kaynaklı ciddi bir enflasyonist baskı gözlenmemesi, para politikası manevra alanı açısından önemli. Yakından takip edilen çekirdek enflasyon yıllık bazda % 3’ün biraz üzerinde.

TÜFE yıllık enflasyon oranı ise, baz etkisinin de desteğiyle % 4,9’a inmiş durumda. Önümüzdeki birkaç aylık dönemde de % 4’lü seviyelerde kalmaya devam edebilir. İkinci çeyrekten itibaren yükseliş trendine girecek. Tahminimiz, yılı % 6,6 seviyesinde bitirileceği yönünde.

 Enflasyon risklerinin kontrol altında kalması, yeni para politikası yaklaşımında riskli bir tutum seçen Merkez Bankası açısından önemli bir destek unsuru.

Ancak, alınan son önlemlerin etkilerinin gözlenebilmesi açısından, 15 Şubat’taki toplantıda politika faizlerinin değiştirilmeyeceği düşüncesini  koruyoruz.