Çinli yetkililer, iki yıldan bu yana uyguladıkları ABD dolarına endeksli yuan sistemini kendi çıkarları için bıraktıklarını, ancak bunun küresel ekonomik büyümeyi tek başına etkilemesinin mümkün olmadığını, bunun için küresel mali sistemin topyekün gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladılar.
Çin’in yuanın sabit kur politikasını esnekleştireceği bilgisinin commodity piyasalarda yarattığı yükseliş, yuan serbest bırakılsa bile Euro bölgesi borç krizinin ve doların ekonomik canlanmasına ilişkin kırılganlığın global büyümeyi hâlâ tehdit ettiği ve yuana ilişkin esnekliğin global canlanma üzerinde sınırlı etkiye sahip olacağı tespitleriyle yerini düşüşe bıraktı.
Çin Merkez Bankası’nın yuanı dalgalanmaya bırakması köklü bir değişiklik anlamı da taşımakta aslında. Çin’in bu kararı yuanı güçlendirmesinin yanında Çin’de halkın altına daha fazla yönelmesini sağlayacağı beklentisini de beraberinde getirdi. Ancak yuanın kontrollü serbest bırakılması ters teperek Çin parasının zayıflamasına da yol açabileceği hususuna ekonomistlerce dikkat çekilmekte.
Çin Amerika hazine bonosu almayı bırakması ve altında pozisyon almaya başlaması gelecekteki altın işlemlerine ilişkin ip uçları vermekte bizlere.
Çin, varlıklarını çeşitlendirmek istiyor
Amerikan Hazine Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Çin, 34 milyar dolardan fazla Amerikan hazine bonosu satışı gerçekleştirdi. Böylelikle Japonya, Çin’i geçerek, en çok Amerikan hazine bonosuna sahip ülke konumuna geldi. Uzun bir süredir Çin’in Amerikan dolarına olan sadakatinin son bulacağı ve varlıklarını diğer para birimlerine ve emtialara dağıtacağı beklenmekteydi.
Altın rezervi biriktirmenin ve altında pozisyon almanın tabi diğer yolları da var. Günümüzde altın rafinerileri 400 ile 550 ons/$ arasında bir maliyetle üretim yapabilmekteler. Yani Çin bu şekilde de bir altın rezervi oluşturmaya gidebileceği de göz ardı edilmemeli.
Amerikan doları, yakaladığı son trendle birlikte euro ve diğer para birimlerine karşı değer kazandı ve trendin bu yönde devam etmesi de olası. Fakat dolardaki bu ralli büyük oranda euro ve diğer zayıf para birimlerinden kaynaklandığından, dolara “sahte” bir güç veriyor. Kanada doları gibi daha güçlü para birimleri ve altın gibi emtialar karşısındaki durumunu değerlendirdiğinizde değer kazancının çok sınırlı olduğunu görebilmekteyiz. Dolarda bir canlanma yaşansa da hâlâ bilinmez bir gelecekle karşı karşıya. Çin ve dolar rezervlerine sahip diğer ülkeler doların yükselmesine göre altın alacak uygun zamanı beklemekteler.
IMF, rezervlerinden çıkarmaya hazırlandığı 403 ton altının, 191,3 tonluk kısmını satması birçok ülkenin dolar pozisyonlarına baktığımızda, IMF’nin bir sonraki altın satışının ülkeler arasında bir rekabet yaratacağı beklentisini güçlendirmekte.
Çin, altın yatırım fonları alarak ve altın rafinerilerine ortak olarak da altın fiyatlarına olan duyarlılığını arttırmakta. “China Investment”, SPDR Gold Trust’ın 1.45 milyar dolarlık hissesini alarak bunu daha açık bir şekilde gösterdi. Yine yakın zamanda ise, “China National Gold Group” altın madeni varlıklarından bir kısmını “Jinshan Mines”a aktarma ve Vancouver’lı ortağıyla daha fazla proje gerçekleştirme kararlarını açıkladı.
Bilindiği üzere dolarla altın arasında var olan ters ilişki, önümüzdeki aylarda test edilmek üzere. Eğer Amerikan ekonomisi beklenen toparlanmayı gerçekleştirirse altın fiyatları piyasalarda düşüş eğilimine girecektir. Fakat, şu an için yaşanan problemler, altının en temel değişim aracı olma rolünü ön plana çıkartarak değerinin artmasına neden olmaktadır.
Çin altın alımında ihtiyatlı
Çin’in varlık gözetim başkanı, Çin hükümetinin altın rezervlerini önümüzdeki beş yıl içerisinde 6.000 tona çıkarmayı hedeflediğini belirtmişti. Çin 2 trilyon 300 milyar dolara ulaşan döviz rezervlerini % 2’sini altına yatırdığı biliniyor. Resmi verilere göre ise; Çin’in altın rezervleri 2003 yılından bugüne % 76 artarak 1054 tona ulaştı. Çin’in döviz rezervleri için deki altın payının düşük olması mevcut oranın sürdürülebilir olması için bile Çin’in altın alımına devam etmesi anlamı taşımakta. Ancak Çin hükümetine altın stoklarını artırması çağrısı yapan Çin altın üreticilerine rağmen hükümetin ihtiyatlı tutumunu sürdüreceği düşünülmekte.