Merkez Bankası’nın cari açığı Haziran ayında 7,55 milyar dolar ile beklentilere paralel bir şekilde gerçekleşti. İç talep ve dış açıkta yavaşlamanın ancak ikinci yarıdan itibaren belirginleşmesi beklendiğinden açığın yüksek seviyesi şaşırtıcı olmadı.
Böylece, 12 aylık açıktaki artış 72,5 milyar dolara ulaşarak devam etti. Üçüncü çeyrekte de 74-75 milyar dolar civarında tepe yaptıktan sonra, son çeyrekten itibaren düşüş trendine girmesini bekliyoruz. Yılsonu açık tahminimiz 70,8 milyar dolar. Ekonomi yönetiminin de son tahminlerinde 70-72 milyar dolar seviyesinde olduğunu biliyoruz.
Sermaye hareketleri tarafında ise, kısa vadeli ağırlıklı finansman tablosu korunuyor. Kaynağı bilinmeyen döviz girişlerinin katkısı ise sürüyor. Haziran ayında da 2,2 milyar dolarlık giriş söz konusu. İlk altı ayda bu kanalla toplam giriş 9,8 milyar dolar.
Uzun vadeli finansman tarafında ise, reel sektör bu yıl net borçlanabilir pozisyona dönmüş olsa da, bunun sınırlı seviyelerde kaldığını izliyoruz.
Diğer taraftan, global konjonktürdeki dalgalanmalara karşın, doğrudan yatırımlar kanalıyla altı aylık dönemde 6,2 milyar dolarlık giriş sağlanmış olması kısmen rahatlatıcı.
Sonuç olarak, ilk altı aydaki 45 milyar dolarlık açığa karşın, resmi rezervlerin 9,8 milyar dolar arttığını görüyoruz.
Bu hafta başında yapılan Ekonomi değerlendirme toplantısında da gündeme geldiği üzere, cari açığı aşağı çekecek yapısal reformlar üzerindeki çalışmaların devam ettiğini biliyoruz. Eylül ortası gibi orta vadeli programla birlikte daha fazla detay görmeyi bekliyoruz. Bu konuda tatmin edici bir program sunulmadığı sürece de, dış açık kırılganlığının iç dinamikler üzerindeki baskısı devam edecektir.
Fed desteği belirsizliği ve AB’nin yavaşlığı sürüyor
Küresel piyasalarda yaşanan son türbülans sonrasında daha da kritik hale gelen Fed’in faiz toplantısından, düşük faiz ortamının iki yıla yakın devam edebileceği sinyalinin gelmesi ilk aşamada riskli varlıklara yönelimin tekrar başlama çabasını destekliyor..
Avrupa merkez bankasının devam eden tahvil alımları, İsviçre merkez bankasının güçlü para birimi karşısında müdahaleleri ve İtalya’nın ihalelerinde düşen borçlanma maliyetleri de piyasaları destekleyen unsurlar arasında.
Ancak, Fed’in düşük faiz ortamının belli bir tarih vererek süreceğini söylemiş olmasına karşın ek destek paketi ile ilgili net bir sinyal vermemiş olması, Avrupa tarafında kurtarma fonu ile ilgili adımların gecikmeye devam etmesi piyasalarda beklediğimiz kar satışlarının gelmesine ve daha sonra Fransa’nın kredi notuna ve bankalarına ilişkin endişelerle satış eğiliminin hızlanmasının asıl sebebi.
3A kredi notuna sahip olan ülkelerle ilgili endişeler devam ederken, gün içinde kredi notu indirilebileceğine yönelik spekülasyona maruz kalan Fransa ile ilgili kredi kuruluşları Moody’s ve Fitch’in kredi notunu teyid ettiğine ilişkin açıklamaları ise çok etkili değil.
Euro-dolar paritesi, ABD’de düşük faiz ortamının uzun dönem devam edeceği ve yeni bir niceliksel genişleme sürecinin gelebileceği beklentisiyle gün içinde 1,44’e doğru yükseliş çabası içinde görünse de, Fed’in aslında yeni destek planıyla ilgili net bir şey söylememiş olması ve AB’nin borç sorunu çözümünde sıkıntıların tekrar baş göstermesiyle geri dönmüş durumda.
Büyüme görünümü ve Fed’in desteğiyle ilgili belirsizlikler emtialarda aşağı yönlü baskıların korunmasına neden olurken, ham petrol fiyatları rezervlerdeki azalmanın desteğiyle 82 dolar civarında seyrini devam edecek gözüküyor..
Altın, 1,800 $/ons’un üzerinde üst üste üçüncü rekoruna ulaştı ve 2008 yılından beri kaydettiği en büyük yükselişi yaşadı. Bu yükselişte Fransız banka hisselerindeki düşüşün endişeli finansal piyasalarda yeni sorunlar yaratması oldukça etkili. % 2.5’tan fazla yükselen altının dört günlük yükselişi de yaklaşık % 8.5.
Piyasadaki gerginlik Fed’in iki yıl boyunca sıfıra yakın faiz, sürdürme politikasını da gölge de bırakmış durumda.
Ekonomik görünüm ve para politikasına ilişkin belirsizlikler altın fiyatlarının yukarı yönünü korumasını sağlıyor. Deutsche Bank yorumunda altına talebi değiştirecek bir gelişme görmediklerini ve gelecek yıl fiyatların 2,000 $/ons’a ulaşmasını beklediğini belirtmekte. Piyasalarda da beklenti 2000 dolar olsa da fiyatın aşırı şiştiğini düşünenlerde az değil.
ABD’de haftalık işsizlik başvuruları, son iki haftadır 400.000 kritik seviyesinin biraz üzerinde veya altında ama yakın düzeyde gerçekleşiyor. Bu hafta da bu seviyelerde kalması bekleniyor. Çok yüksek çıkmayacak bir rakam, Fed üzerinde ek genişlemeyle ilgili baskıların kontrol altında kalmasını sağlayabilir. Ancak olumsuz bir veri, detayların henüz belli olmadığı yeni önlem paketiyle ilgili bekleme dönemi üzerindeki baskıları artırabilir.
S&P’nin Fransa’nın 3A notunun tehlike altında olmadığı ve ülkenin mali akışı ile bütçe açığı görünümünde ABD’den daha iyi konumda olduğu açıklaması, Çin merkez bankasının faiz artırımı için uygun zamanda bulunulmadığı vurgusu, Japonya’nın yeni önlemlerinin hazırlığı içinde olması gibi gelişmelerin desteğiyle beklenen olumlu açılışların, AB’den gelecek açıklamalar ve ABD istihdam verisiyle korunup korunamayacağı takip edilecek.