Metin Duyar

17 Ağustos 2011

AB zirvesi işe yarayacak mı?

Almanya ve Fransa’nın dünkü kritik toplantısı öncesinde ve Japonya’dan gelen ikinci çeyreğe ait ılımlı daralma


Almanya ve Fransa’nın dünkü kritik toplantısı öncesinde ve Japonya’dan gelen ikinci çeyreğe ait ılımlı daralma rakamının desteğiyle haftaya olumlu bir başlangıç yapılsa da arkası gelmeyecek gözüküyor.
Ortak kanı zirveye ilişkin beklentilerin çok büyütülmemesi gerektiği, özellikle ortak tahvil konusunda bir karar çıkmasının pek mümkün olmadığı yönündeydi ve  alım eğiliminin güçlenmesini de engellemiş oldu.
Özellikle, Almanya’nın ortak maliye politikası  anlayışına geçmeden ortak tahvil çıkarılması yönünde ciddi itirazları bulunuyor.
Ayrıca, Almanya Başbakanının ekonomi danışmanlarından Lars Feld’in, Fransa'nın orta vadede kredi notunun düşebileceğine, bütçe açığı ve borç oranının yüksekliğine dikkat çeken  açıklamaları yer aldı.
Dün açıklanan verilerde Almanya ekonomisi ikinci çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1 ile beklentilerden az büyüme kaydettiği görülmekte. Oysa bir çok  ekonomistler ülkede gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) ikinci çeyrekte yüzde 0.5 artmasını bekliyordu.
Daha önce ilk çeyrek için yüzde 1.5 olarak açıklanan GSYH büyümesi yüzde 1.3'e revize edildi. Çeyrek dönemlik verinin tersine, mevsimsel etkilerden arındırılmamış yıllık GSYH ise ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.8 ile yine beklentilerin altında artış kaydetti. GSYH'nin ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 3.2 artması bekleniyordu.
İtalya’da, Avrupa tarafından gelen olumsuz açıklamaların etkisi sınırlı kalırken; ABD’de birleşme ve satın almalarla ilgili olumlu beklentilerin risk iştahına destek olduğu gözleniyor.
ABD’de zayıf NY Fed imalat endeksine de tepki sınırlı kaldı.
Euro-dolar paritesi, piyasalardaki toparlanma çabası, zayıf ABD verisiyle yeni bir parasal genişleme sürecine yönelik güçlenen beklentiler ve Avrupa merkez bankasının geçen haftaya yönelik güçlü tahvil alımlarına ilişkin açıklamanın etkisiyle yükseliş gösteriyor.
Avrupa merkez bankası, 12 Ağustos ile biten  haftada toplam 22 milyar Euro’luk alım gerçekleştirdiğini açıkladı. Geçen yılın Mayıs ayında başlatılan ve 19 haftalık aradan sonra geçen hafta  tekrar gündeme gelen bono alımlarına ait en yüksek seviye ilk haftada yapılan 16,5 milyar Euro idi. Bono alımlarının yeni bir rekor seviye ile tekrar  başlaması, Banka’nın destek konusunda kararlılığını olduğunu gösteriyor.
Ancak, tahvillerin yüksek alım tutarı aynı zamanda, Banka’nın finansal piyasalardaki istikrarı tekrar sağlamak için sağlaması gereken desteğin boyutunun büyüklüğüne de işaret ediyor.
Fransa ve Almanya liderlerinin bir araya geleceği dünkü zirvede, 21 Temmuz’da alınan kararların uygulamaya konulmasına ilişkin somut adımların atılıp atılmayacağı  üzerinde duruldu, ancak, zirve öncesinde, özellikle ortak tahvil çıkarılmasıyla ilgili olarak yüksek beklenti oluşturulmamasıyla ilgili uyarı mesajları yapıldı zaten.
Tahvil çıkarılması konusunda önce zeminin oluşturulması (ortak maliye politikasına geçilmesi gibi) için bir sürece ihtiyaç duyulduğu ile ilgili olarak aynı düşüncede olmamıza karşın, kurtarma fonunun büyüklüğü, esnekliği ve onaylanma süreciyle ilgili olarak  ayrıntıların oluşması için adımların atılması ve koordineli bir yaklaşımın sergilenmesi gerekmekte işin doğrusu.
Dolayısıyla, Avrupa merkez bankasının  tahvil alımı, sözlü müdahaleler ve sonunda somut bir kararın alınmadığı zirve haberlerinin getireceği rahatlamaların kısa süreli olabileceğine dikkat  çekmekte yarar var.