Mete Çubukçu

26 Ekim 2009

'Sarsıcı haberler' kumpanyasının Taraf'ı

Yoksa,“Kim iddia etmiştir?”, “İddianın temeli nedir?”, “Her iddia haber midir?” benzeri soruların modası geçmiş midir?

 

Gazetecilik okullarının daha birinci sınıfında, birinci derste öğretilir. Objektif olmak, taraflara aynı mesafede yaklaşmak, haberi doğrulatmak, belge sunmak ve tabii ki gerçeğe en yakınına ulaşmak. Haberciliğin abc’sidir bunlar. Bu abc’yi ezberlemek, amentü haline getirmek zorunludur. Bu abc’yi bilmeyenler, haberin geçeğe yakın olmasından çok sarsıcı olmasıyla ilgilenir. Bunu da haber zanneder.

xxxxx


Tabii ki şu da haberciliktir: “Biz yazdık oldu, iddia edildi, önü sürüldü vs.” gibi kendi içeriğinden kopuk, kendinden menkul, iş olsun diye yapılan, yeteri kadar araştırma ihtiyacı duyulmayan haberler de vardır.


Yoksa,“Kim iddia etmiştir?”, “İddianın temeli nedir?”, “Her iddia haber midir?” benzeri soruların modası geçmiş midir?


Hadi kılı kırk yarmaktan vazgeçtik, en kolay, en basit yollarla ulaşılabilecek kaynaklara, belgelere başvurma gereği neden duyulmamaktadır? Gazetecilik yaptığını sananlara, habercilikleri kendinden menkul birtakım insanlara sirayet eden bu “iddia edildi” hastalığı muhabirinden yazı işleri kadrolarına kadar uzanmıştır.

xxxxx


Tabii ki hata insana mahsustur. Ama “saçmalamak” kötü niyete ya da gazetecinin acemisine dairdir. Hiçbirimizin gazetecilik dersi vermeye hakkı yoktur. Hepimiz hepimizi biliriz. Ama bazı “duyenleri” yeniden letişim fakültelerinin birinci sınıflarına döndürmek ya da biraz alana sürüp sıcak haber peşinde koşturmak zorunlu gibi görünüyor. Bu zorunluluk “duayen”lerin yetiştirdiği “sarsıcı muhabirleri” için de geçerlidir.

xxxxx

Ama, zaten içi boşaltılan, zaten adam gibi yapılmayan, zaten en temel kuralların bile hiçe sayıldığı, zaten geleneğini yitirmiş bir meslekte “bu kadar da olur” diyorsanız, diyecek bir şey yok.


“Ben yaptım oldu”, “Ya ne olacak ki. İşte yazdık gitti. Sonra da düzelttik.”, “Ne var bunda ” anlayışı ile “sınır tanınamazlığı özgürlük” diye sunmaya çalışmak herhalde sadece bizim memleketteki, kendinden menkul liberallerin gazeteci versiyonlarına özgüdür.


Ama unutmayalım haber ve haberin kuralları belli esneklikler içinde hâlâ evrenseldir.

Ama hedef göstermeyi, kural tanımazlığı ve “beyaz” liberalliği kaldırmaz.