Mete Çubukçu

07 Ocak 2010

MISIR BUNU NİYE YAPIYOR?

Mısır’ın çıkardığı zorluk, baskı ve polisiye tedbirler kabul edilebilir gibi değil.

Gazze’ye yardım konvoyunun Mısır tarafından engellenmesi Gazze’deki insani durumun vahametini ve Mısır’ın bu konudaki tavrın bir kez daha gözler önüne sermesi açısından önemliydi.

Gazze’ye yönelik insani yardım için gösterilen her türlü çaba dikkate değer. Bu nedenle Mısır’ın çıkardığı zorluk, baskı ve polisiye tedbirler kabul edilebilir gibi değil.

Ancak sıcak gelişmeler ve insani kaygıları unutmadan daha geniş bir perspektiften baktığımızda Mısır’ın uyguladığı politikanın yeni bir durum olmadığı görülür.

Nasıl mı?

Şöyle: İsrail uzun yıllardır, hatta kuruluşu olan 1948’den bu yana Batı Şeria’nın Ürdün’e, Gazze’nin de Mısır’a bağlanmasını ister. Bu basit bir istek değil, İsrail’in resmi belgelerinde yer alan, politikacılar tarafından savunulan, bir anlamda Filistin sorunundan kurtulmanın reçetesidir onlar için. İzak Şamir’den Netanyahu’ya, Şaron’a kadar birçok politikacının çözüm önerileri arasında bu konu hep vardır. Gerekçeleri ise Filistin diye bir toprağın olmadığı* Batı Şeria’nın zaten Ürdün, Gazze’nin de Mısır’a ait olduğudu iddiasıdır. Bu iddiadan bu yana Filistin sorununu bu ülkelerin üzerin yıkarak işin içinden çıkmak isterler.

1948’den beri Arap dünyası, Mısır ve hatta Filistinliler İsrail’in bu yaklaşımından uzak durur. Çünkü bu yaklaşımı kabul etmek, Filistin meselesini, Filistin topraklarının meşruiyetini ve yasallığını ortadan kaldırır; üstelik Filistin sorununu da çözmez. Bir Filistin kurulacaksa bu Filistin topraklarında, Batı Şeria ve Gazze’de olmalıdır.

Peki şimdi olan ne?

Son 4 yıldır, yani Gazze’nin Hamas kontrolüne girmesi, dünyadan tecrit edilmesinden sonra Gazze için tek bir nefes borusu kalmıştır. O da Mısır sınırındaki Refah sınır kapısıydı. Mısır Hamas’a olan husumeti nedeniyle bu kapının gerektiği gibi kullanılmasına karşı çıkar. Özellikle El Fetih Gazze’den kovulduktan sonra Mısır-Hamas ilişkileri daha da gerginleşmiştir. Çünkü Mısır, Hamas’ın güçlenmesi halinde, Hamas’ın ataları olan Müslüman Kardeşler'i durdurmakta zorlanacağını düşünür. Mısır şimdi hem Hamas’ı sıkıştırıyor, hem Müslüman Kardeşler'e baskı uyguluyor. Çünkü kendi rejiminin geleceğinden endişe duyuyor. .

Şimdi gelelim güncel sıcak konuya.

Mısır’ın Refah kapısını hâlâ çok sıkı denetlemesinin nedeni Hamas’ı Gazze’de zor durumda bırakıp El Fetih ile anlaşmaya zorlamak. İsrail de, ABD de bunu istiyor. Hamas direniyor. Gazze halkı ise giderek tükeniyor. Ama ayakta kalmaya çalışıyor. Mısır bununla da kalmıyor. Geçen yıl imzaladığı anlaşma gereği, sınırdaki tünellerden ihtiyaç malzemelerinin geçişini (silah kaçırıldığını iddia ediyor ki kısmen doğrudur) engellemek için yeraltına metal duvar örüyor. Bununla kalmayıp bu tünellere deniz suyu pompalamaya hazırlanıyor. Geçen yıl Refah sınır kapısını, kontrolü El Fetih’e bağlı güçlerin sağlaması durumunda açabileceğini açıklamıştı. Bu da Hamas tarafından kabul edilmedi.

Ama tüm bunlara rağmen Mısır, iddia ettiği gibi arabuluculuk konusunda başarılı değil. El Fetih ile Hamas’ı bir türlü anlaştıramıyor. Belki de anlaştırmak istemiyor. Çünkü elindeki kartı kaybetmek istemiyor.

Peki bu kart ne?

Mısır Arap dünyasında eski gücünde değil. Bunu biliyor. Giderek zemin kaybediyor. Bu gücü elinde tutmak için Filistin meselesi son malzeme. Türkiye’yi de bu işin dışında tutma nedeni bu.

Tabii ki tüm bu reel politik unsurlar Mısır’ın şu anki tavrını haklı çıkarmıyor. Gazze’deki durum hafifletmiyor.

* Hatta Golda Meir’e göre “Filistin diye bir toprak, Filistinli diye kimlik yoktur. Kendisini Filistinli sananlar” vardır.