Mete Çubukçu

07 Şubat 2012

'Kadınız, güzeliz, feministiz'

Bugün Femen grubunun yaptığı her eylem olay oluyor.


Önceleri seslerini kimseye duyuramaz, Ukrayna’da kadınların sorunları konusuna dikkat çekemez, kadın ticaretinin, fuhuşun bir sektör haline gelip devlet tarafından göz yumulmasına itiraz edemezken, bir anda dünyanın en popüler eylem grubu haline gelmeleri, eylemlerde “kadınlıklarını” kullanmaları ile başlıyor. Kadınların “bedenlerinin kullanılmasını” eleştirirken eylemlerinde kendi bedenlerini kullanıyorlar. Kadın bedeninin böylesine nesneleştirildiği bir dünyada, böylesine “erkek” bir medya düzeninde ancak kendi bedenlerini ortaya koyarak dikkat çekebileceklerine karar veriyorlar: Protesto yöntemi olarak soyunmayı seçiyorlar. Önceleri korkarak, çekinerek yaptıkları eylemlerin ses getirdiğini, sorunlara dikkat çektiğini görünce devam kararı alıyorlar. Bugün Femen grubunun yaptığı her eylem olay oluyor.


Ukrayna kökenli Femen grubu, son yılların en tartışmalı, en çelişkili, bazı feminist grupların “bedenlerini kullandıkları” gerekçesiyle eleştirdiği ama ses getiren, sadece Ukrayna değil dünyadaki kadın sorunlarına dikkat çeken bir oluşum. Oluşum, çünkü resmi bir kimliği, ofisi, kayıtlı üyeleri, geliri yok. Yapıları, bir araya gelişleri, yöntem olarak tartışmalı eylemleriyle postmodern bir hareket bile denilebilir. Kendilerini feminist olarak tanımlıyorlar. Ama bildik, klasik feminist hareketler ve protesto yöntemlerinden farklı bir yerdeler.


‘Yeni’ feministler


Kurucuları ya da hareketin fikir “annesi” Anna Gutsol, bu durumu “yeni dünyanın, yeni dönemin bir tarzı olarak” nitelendiriyor: “Onlar sizi dinlemiyorsa siz sesinizi duyurmaya çalışın. Ukrayna gibi ataerkil bir ülkede, kadının kullanıldığı, fuhuş sektörüne göz yumulduğu, devletin ülkenin geneleve dönmesine ses çıkarmadığı bir ülkede ve bu ülkeye sadece seks için gelenlere karşı klasik yöntemlerle karşı çıkmaya çalışsaydık, hâlâ yerimizde sayıyor olacaktık. Toplantı yapsak, panel düzenlesek medya ilgi göstermeyecekti. Biz de bu yöntemi denemeye karar verdik” diyor.


Grubun dört üyesiyle Kiev’in merkezinde Cupido adlı kafede randevulaşıyoruz. Cupido aşk meleği demek ve Femen’in toplanma üssü. 300 aktivist, 50’si üstsüz eylemci internet üzerinden 100 bine yakın takipçisiyle artık dünyada bilinen yüzler Femen üyeleri. Anna Gutsol, “2008’de hareketi kurarken Ukrayna’yı etkileyen ve kronik hale gelen kadın ticaretini önüne geçilmesi için devleti uyarmayı amaçladıklarını” söylüyor. O dönem en önemli sloganları, “Ukrayna genelev değildir”. Bir süre sonra Ukrayna medyası tarafından keşfediliyor, ardından ülkedeki yasalara işlerlik kazandırmayı başarıyorlar. Kendilerinin striptizci, dansçı ya da model olmadığını, Ukraynalı sıradan kadınlar olduklarını söylüyorlar. Başta soyunmakta zorlansalar da ilk protestoyu gerçekleştirdikten sonra “Dünya bizim konuştuğumuz konuyu konuşmaya başladığında anladık ki kadınların durumuna dikkat çekmek ve durumu değiştirmek için yapmamız gereken şey gerçekten bu, yani soyunarak eylem yapmak” diye düşünüyorlar. Grupta öğrenciden çalışanlara kadar birçok eylemci var. Ama iki grup halinde: “Sert aktivistler” yani soyunanlar ve destekçiler. Amaçları başta Ukraynalı kadınların durumuna dikkat çekmekken sonra dünyadaki kadın sorunlarına, demokrasi ve ifade özgürlüğüne kadar gidiyor eylemler. Dünyadaki tanınırlıkları artınca Ukrayna hükümeti kadın ticareti konusundaki yasaları işler hale getiriyor, belli cezalar verilmeye başlanıyor. Ancak, grup sadece Ukrayna ile sınırlı kalmış değil. Suudi Arabistan’da kadınların araç kullanmasının yasaklanmasını protesto etmişler. Kiev’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde “Ukrayna’ya ne için geldiklerini bildikleri Türk erkekleri” telin ediyorlar. “Kadınların dünyayı sallayabileceklerini gördük. Biz kadın olarak dünyayı değiştirebileceğimize inanıyoruz. Maalesef, çıplak ya da üstsüz olunca daha çok dikkat çekiyoruz. Ama bu dikkat çekme amaca ulaşıyorsa, bu da bir yöntemdir” diyorlar.


Femen bir süre sonra sadece kadın sorunları ile ilgilenmenin yeterli olmadığına, demokrasinin işlemediği ülkelerde ya da demokrasi gibi görünüp aslında otoriter yönetimlerin hakim olduğu yerlerdeki sorunlar için de meydanlarda soyunmaya karar veriyor. Dünyanın farklı ülkelerinde eylemlere başlıyorlar. Bugüne kadar Berlusconi’nin kadınları aşağılayıcı sözlerinden, Putin’in otoriter yönetimine kadar birçok uygulamayı protesto etmişler. Türkiye gibi “demokratik” bir ülkede yapacakları bir eylem nasıl bir tepki ile karşılanır acaba?


Güzeliz, seksiyiz, feministiz


Kendi deyimleriyle “güzel, seksi ve sıradan kadınlar” onlar. Evde oturmak istemiyorlar. Ayrıca bu seksi eylemleri kadın hakları mücadelesinde yeni dönem olduğu düşüncesindeler. Kendilerini yeni dünyanın yeni feministleri olarak görüyorlar. “Önümüzdeki yıllarda yeni tür feminizmle ilgili kitaplar okuyabilirsiniz. Feminizmin daha popüler bir hareket olduğunu, toplumun kafasındaki feminizm klişesinin yıkıldığını görebilirsiniz” fikrindeler.


Ancak, kendileri de çelişkili bir yöntemi tercih ettiklerinin farkında. Biz sormadan onlar yanıt vermeyi tercih ediyor. Çünkü Femen ile ilgili en büyük eleştiri yine feministlerin karşı çıktığı ana düsturdan kaynaklanıyor: Kendi bedenlerini, kadın bedeninin kullanılmasına karşı çıktıkları için ortaya koyuyorlar. Hatta soyundukları için “fahişeliğin reklamını yapmakla” suçlayanlar da var onları.


Femen üyeleri “kadınların her alanda ayırımcılığa uğradığını, Sovyet sisteminde kadınların sadece kağıt üzerinde eşit olduğunu, yeni dönemin neoliberal uygulamaları neticesindeyse kadınların iki-üç kat daha fazla ezildiğini, dışlandığını ve bu ekonomik durumun kadınları bedenlerini satmaya zorladığını” söylüyorlar.


Kışkırtıcı eylemler


Zaman zaman başları derde de giriyor, eylemler bu kadar “kışkırtıcı” olunca sorunlar yaşanıyor. Bazı Femen üyeleri işlerinden atılıyor, bazıları aileleriyle sorun yaşıyor ya da geçen aylarda Belarus polisinin şiddet kullanarak gözaltına alması gibi olaylarla karşılaşıyorlar. Şimdi gündemlerinde bu yıl Polonya ve Ukrayna’da düzenlenecek olan Avrupa Futbol Şampiyonası var. Kendilerinin futbolla ilgileri yok ama futbol diyerek farklı amaçlarla Ukrayna’ya gelecek binlerce erkeğe karşı şimdiden dikkat çekmeye çalışıp hükümeti uyarıyorlar. Kitlesel açıdan kalabalık ve düşünsel açıdan özgün ya da yeni olmasalar da seslerini duyurmada oldukça başarılılar. Çünkü medya onları “vücutları” nedeniyle görüyor. Femen üyeleri kadın, güzel ve çıplak aktivist. Peki ne kadar feminist? Onu tartışmasını da feministlerin yapması gerekiyor.