Mete Çubukçu

12 Haziran 2013

'Dış güçler' ne yapıyor?!

Dünya Türkiye’yi yakından izlerken Türkiye’nin yakın çevresinde önemli şeyler oluyor

Türkiye gözünü Gezi parkına dikti. İktidar Topçu Kışlasından vazgeçmek niyetinde değil. Eylemciler barışçıl şekilde direniyor.  İktidar yeni gövde gösterilerine hazırlanıyor. Yumuşama yerine gerginlik hakim. Olaylara yurtdışından bakanlar hükümetin bu ‘inat’laşmasını anlayamıyor. Söyledikleri şu: Hükümetinki bir kışla ısrarı değil, kendi politikalarına karşı çıkanlara yönelik bir inat gibi görünüyor.

Dünya Türkiye’yi yakından izlerken Türkiye’nin yakın çevresinde önemli şeyler oluyor.

En önemli tartışma Türkiye’nin bundan böyle bölgede örnek bir ülke olup olamayacağı. Çünkü örnek olarak gösterilen bir ülke ile Gezi’den yükselen taleplere karşılık veriliş biçimi çok farklı. Sandığın tek başına demokrasi anlamına gelmediği, yeni demokrasi tarifi, çoğunlukçu değil çoğulculuk anlayışı tartışılıyor. Batı’da, Kürt meselesinin çözümü yolunda önemli bir adım atan Türkiye’de bir yeşil alan talebinin böylesin sert karşılık bulması, inat edilmesi ve bunun bir rejim sorunu haline getirilmesi bir türlü anlaşılamıyor. Yeni anayasanın demokratik çerçevesi konusunda kuşkuları arttırıyor.

Suriye’de Esad yeniden mevzi kazanıyor. Muhaliflerin elindeki stratejik bölgeler Esad güçlerinin eline geçiyor. Bu arada Cenevre 2 olarak bilenen zirveye Suriye muhalefeti katılmıyor.  Bu kararda Türkiye’nin payı olup olmadığı olduğu iddiaları açıklığa kavuşmalı. Suriye muhalefetini Cenevre’ye katılması için ikna edecek ülkelerin başında Türkiye olmasına rağmen sanki bunu yapmıyor. Ama elindeki kozlar giderek azalıyor.

Hafta sonunda İran’da seçimler var. Yeni bir cumhurbaşkanı seçilecek. Türkiye ile İran’ın bölgesel rekabeti devam ederken ilişkilerde önümüzdeki kısa vadede bir iyileşme beklenmiyor.

Irak’ta Erbil’deki Kürt yönetimiyle kurulan ilişkinin kendisine yeteceğini düşünen Ankara, Maliki hükümetiyle köprüleri atmıştı. Ama Irak’ın dinamiği ve gerçeği bambaşkaydı. Irak’taki grupların birbirine ihtiyacı var. Kürtler her ne kadar Maliki’ye mesafe koymuş olmasına rağmen Merkezi hükümetle ilişkileri yürütmek zorunda. En temel sebebi ekonomik olarak merkeze bağlı ve oradan gelecek bütçeye ihtiyaçları var.  Erbil’de bir araya gelen Barzani-Maliki belli bir noktada anlaşacak gibi. Türkiye’nin Irak politikası tek bacaklı kalma ihtimali yüksek. Geri dönüş mümkün ancak bir süre önce karşılıklı olarak kullanılan ağır retorik ve mezhep temelli çıkışların yerini daha yumuşak bir söylem almalı.

Tüm bunları Türkiye’yi zor durumda bırakmak isteyen ‘dış güç’ kolaycılığına bağlamayacağız tabii ki. Onu yapan sayısız kalem var.  Sadece gelişmeleri hatırlatalım dedim.