2021-2022 sezonuna çoktan havlu atmış olan Fenerbahçe, Karagümrük deplasmanında, rakibinin uzatmalar dahil 63 dakika 9 kişi oynadığı maçta da berabere kalmayı başararak tükenişin kitabını yazmaya devam etti. 18.hafta sonunda liderin 16 puan gerisinde ve "Ben daha bitmedim, daha da kötü olabilirim" iddiasını kuvvetli bir şekilde ortaya koyuyor.
Geçen sene son 10 hafta Emre Belözoğlu'nun bir şekilde tutturduğu oyun düzeni ile sahaya çıkan ve Zajc dışında pas yapabilen tüm oyuncularını sahaya süren Fenerbahçe, ilk yarım saatte temposuz bir şekilde sadece pas yaptı ve Nazım'ın ofsayt zamanlamasındaki hatası ile de geri düştü. Biraz kıpırdanır gibi olunca bir penaltı kazandığı gibi rakibi de çok anlamsız biçimde dokuz kişi kaldı. Penaltı vuruşu gol oldu, beraberlik geldi ve 37. dakika itibariyle maç aslında bitti. Maç adı altında anlatılabilecek olan bu periyotta Novak'ın Trabzon günlerindeki gibi ceza sahasında ve hatta altı pasta sıklıkla bulunmasından başka olumlu anlamda anlatılacak bir şey yoktu.
Sonra 63 dakikalık ikinci bir periyot başladı ve Karagümrük'ün yapabildiği sadece topları uzaklaştırabilmekten ibaretti. Tamamen gömüldü ve aslında kaderine razı oldu. Önce doğrusu yapıldı, ceza sahası civarından ve cepheden şutlar atıldı ama olmadı. Sonrasında çapraz paslar ve kanat bindirmeleri denendi ama rakip bu kadar gömülmüşken bindirecek fazla bir alan da kalmamıştı. 4-2-3-1 ile başlayan oyun 60. dakikaya kadar öyle devam etti ve sonrasında Pelkas-Serdar değişikliği ile de 4-4-2'ye dönüldü ve yan toplar zorlanmaya başladı. Bu periyotta Valencia'nın son derece etkisiniz beş tane kafa vuruşunu izledik. Yan topa vursun diye alınan Serdar girer girmez attığı geçersiz golün ardından topa dahi dokunamadı. Bindirmeler, sağdan ve soldan ortalar derken bu takımın dikine gidip adam geçecek kanat oyuncularının ve doğru düzgün bir santrforunun olmadığı gerçeği bas bas bağırdı. Sosa-Zajc, İrfan Can-Rossi değişiklikleri de bu takımın asıl meselesinin oyuncuların o günkü performansından da öte profil noksanlığı olduğu gerçeğini geçici antrenör Zeki Murat Göle'nin de anlayamadığını net bir şekilde ortaya koydu. İrfan Can, Mesut ve Valencia oldukça etkisizlerdi ve 63 dakika sadece topu uzaklaştırmaya çalışan bir rakibe tek kale oynanan ve neredeyse 40 metreye sığan bir oyunda gol atmamak da başarılar hanesine eklendi. O kadar ablukadan saysanız 2 tane gerçek pozisyon belki çıkar.
Geçici antrenörü eleştirip de ne yapacağız, adam bir maç sonra yine yardımcı kadrosuna girecek. Yine de kendimizce buraya not düşmüş olalım. İkinci yarının ilk 15 dakikasının hiçbir oyuncu ya da taktik değişiklik yapmadan geçirilmesi hataydı. İrfan Can ve Mesut'a göre daha şutör ve gol şansı yüksek bir oyuncu olan Pelkas'ın çıkması hataydı. Kanatlara Valencia ve Osayi yerleştirilip İrfan Can ve Mesut ile birlikte kanatların verkaçlar ve bindirmelerle çalıştırılması, Pelkas'ın ise Serdar'ın yanında ikinci forvet gibi kullanılması seçeneği varken Nazım ve Novak ile maçın tamamlanması hataydı. İnsanların adeta takıntı haline getirdiği dörtlü savunmaya körü körüne bağlı kalıp rakibin orta sahayı geçmeye bile mecali yokken Szalai'yi maçın son beş dakikasında ceza sahasına göndermeyi akıl edebilmek hataydı. Ama dediğim gibi geçici antrenörü de eleştirmenin çok bir anlamı yok; asıl eleştiriyi Erwin Koeman, Zeki Murat Göle, Tahir Karapınar, Emre Belözoğlu ve tekrar Zeki Murat Göle derken geçici antrenör kavramını bir yeni realite olarak işleyen Ali Koç ve yönetimine yapmak gerekiyor.
Bir sezon daha heba edildi, bu sezon ancak az kalsın küme düşülecek olan 2018-2019 sezonu ile karşılaştırılabilir ve zaten sıralama dışında puan performansı ile adeta o sezona nazire yapıyor. Dört koca sezon bir hoca bulamayan, elindeki kötü gün dostunu da tutamayan bir yönetim yine sezon ortasında daha az geçici başka bir antrenör arıyor. Vizyon diye çıkılan yolda önce Pereira ile yapılan nostaljinin şimdi de camia evladı İsmail Kartal ile yapılması gündemde. Neyse ki Aziz Yıldırım'ın doğum gününde fotoğraf karesine girdi diye bir başka camia evladı Aykut Kocaman'ın adı gündeme getirilemiyor. Oysa çok temiz bir tükürdüğünü yalama hamlesi olurdu ki bu yönetim bunda zaten pek mahir olduğunu defalarca ispat etti.
Bulun bir geçici antrenör, ki zaten kalıcısını bulamıyorsunuz, ve sizden sonraki yönetime yük bırakmamak için mayıs sonuna kadar sözleşme yapın ve derhal kongreye gidin. Yok sonuna kadar devam edeceksiniz eğer bulabileceğiniz en mantıklı hoca Daum olur. Hiç olmazsa Fenerbahçe'nin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyor.