Melih Şabanoğlu

29 Ekim 2023

Okan Buruk’un deneyleri

Galatasaray Rizespor maçında, dar rotasyonunu genişletmek amacıyla farklı deneyler yaptı. Bu deneylerin olumlu sonuçları arasında Oliveira ve Ziyech’in takıma yeniden katkı verebileceklerinin görülmesi sayılabilir. Okan Buruk ikinci yarıda Abdülkerim Bardakcı’yı sol beke çekerek hem bu pozisyonu yerlileştirmek adına önemli bir adım attı, hem de bir stoperin beke çekilmesiyle üçlü defansı da örtük olarak denemiş oldu

İlginçtir, Galatasaray ile Rizespor arasındaki husumet 2018-2019 sezonunda Rize’de oynanan maçla başladı. O maçta Rizespor’un başında Okan Buruk vardı. 2018-2019 sezonunda ligin 32’nci haftasında Rize’de oynanan maçta Galatasaray 2-1 geriye düşmesine rağmen uzatma bölümünde Mbaye Diagne’nin biri penaltıdan attığı iki golle Rizespor’u 3-2 yenmeyi başarmıştı. Ancak Galatasaray o maçta ayağı kırılan Emre Akbaba’yı kurban vermişti.

 O karşılaşmayla beraber Galatasaray-Rizespor hattına yavaş yavaş stres birikmeye başladı. Ertesindeki pandemi sezonunda, Rize’de oynanan maçta bu kez Fernando Muslera’nın ayağı kırıldı. Bir sonraki sezon Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda biten olaylı Oğulcan Çağlayan transferi derken bu iki kulübün arasındaki gerilim arttı da arttı.

 Bu nedenle dün oynanan karşılaşma hiç şüphesiz bir Süper Lig karşılaşmasından daha da öteydi. Oldukça çekişmeli geçti. Ancak bu kez sakatlık anlamında Sacha Boey’nin alnındaki şişliği saymazsak kazasız geçti. Galatasaray biraz zorlanmasına rağmen Rizespor’a bu sezon sahasındaki ilk yenilgiyi tattırdı.

 Rizespor, daha önce başarılı Hatayspor ve Konyaspor özgeçmişleriyle tanıdığımız İlhan Palut’un üçüncü projesi. İlhan Palut bu kez, Konyaspor gibi sahayı enine ve boyuna çok geniş kullanan bir takım yerine daha farklı ve daha uzun soluklu bir takım yaratmak için yola çıkmış durumda. Genç ve enerjik bir kadroya sahip olan Rizespor bu sezon özellikle kendi sahasında son saniyeye kadar pes etmeyen bir profil çiziyor. (Burada kullanılan genç kelimesi öylesine değil; dün Rizespor’un Galatasaray karşısındaki ilk 11’inin yaş ortalaması 25,7 idi. Başka bir deyişle Rizespor Galatasaray’dan ortalama 3,5 yaş daha gençti.)

 Galatasaray cephesi

 Galatasaray bu yıl farklı bir macera içinde. Çünkü geçen sezonki gibi sadece tek kulvarda mücadele etmiyor; hem ligi, hem de UEFA Şampiyonlar Ligi’ni aynı anda götürmeye çalışıyor. En büyük rakibi Fenerbahçe ise bu konuda daha şanslı. Çünkü mücadele ettiği UEFA Konferans Ligi’ndeki güç dengeleri itibariyle bu maçlara rotasyonlu kadrolarla çıkıp sonuç alabiliyor.

 Galatasaray’ın ise böyle bir şansı yok. Zira Bayern München, Manchester United, FC København gibi takımlarla oynadığı Şampiyonlar Ligi maçlarına elindeki en güçlü kadroyla çıkmaz zorunda. Galatasaray, Türkiye’de de firesiz ilerlemek zorunda olduğu için bu kulvarda rotasyona çok fazla başvuramıyor.

 Bu zorluğu ve zorunluluğu dün net biçimde gördük. Okan Buruk, hafta içinde yüksek enerji harcayarak oynanan Bayern München karşılaşması sonrasında bile takımını sadece üç yeni oyuncuyla sürdü sahaya: Kâzımcan Karataş yerine Angeliño, orta sahada Kaan Ayhan yerine Kerem Demirbay, hücum hattında ise Tetê yerine Dries Mertens. Okan Buruk için bu aslında bir denemeydi, ama bu deneyden hemen vaz geçti. İkinci yarıda bu üç ismin yerine Kaan Ayhan, Hakim Ziyech ve Sergio Oliveira’yı sahaya sürerek başka deneylere girişti.

 Okan Buruk deneyleri

 Okan Buruk’un Ziyech’i, oynatarak hazırlamak stratejisi doğrultusunda sahaya sürdüğü çok açık. Keza Oliveira’ya da “seni unutmadım” mesajı vermek istedi. Dolayısıyla bu iki değişlik için de dar rotasyonu genişletmek anlamında pür deneme denilebilir.

 Aslında yerli kuralı nedeniyle olduğu düşünülüyor, ama Okan Buruk kanaatimce Abdülkerim Bardakcı’yı sol beke çekerek de pek görünmeyen bir deney yapıyor. Bir yandan Bardakcı’yı, hız ve keskinlik anlamında daha zor bir laboratuvar ortamına sokarak onun direncini artırıyor. (Zira kanat bek oynamak stoper oynamaya oranla daha farklı kaliteler ve taktik anlayış gerektirir.) Diğer yandan da bir stoperini kanat beke çekerek 4231 görünümlü üçlü defans denemeleri yapıyor.

  1.  Bu saptamadan hareket ederek Rizespor maçını temelde dört alt başlık etrafında ele almak istiyorum.
  2.  Rizespor karşısında Galatasaray’ın son zamanlarda başını çokça ağrıtan geçiş savunması karnesi.
  3.  Galatasaray’ın hücum kompozisyonu içinde Kerem Aktürkoğlu’nun önlenemeyen ağırlığı.
  4.  Galatasaray’ın Rizespor karşısında denediği hücum setleri ve bunların Bayern München maçındaki setlerle karşılaştırılması.
  5.  Birinci yarıyla ikinci yarı arasındaki temel farklar ve bunların nedenleri.

 Başlıyorum.

 Geçiş savunması karnesi

 Maç öncesinde İlhan Palut yaptığı açıklamada örtük olarak kazanmak için geçiş hücumlarının öneminden bahsetmişti. Son maçlarda geçiş hücumlarından oldukça başı ağrıyan Galatasaray dün rakibi Rizespor’dan da dört kez hızlı geçiş hücum yedi. Hepsini buraya alıyorum.

 Birinci geçiş hücumu; dakika 23,20. Demirbay faul atışını sağ koridorda bulunan Wilfried Zaha’ya doğru oynuyor. Zaha da kendisine gelen topu Rizespor ceza sahasına ortalıyor. Defansın uzaklaştırdığı bu topu Demirbay kontrol etmek isterken yerde kalıyor. Sahipsiz kalan topu Rizespor’un santrforu Martin Minchev kazanıyor ve böylece Rizespor’un maçtaki en tehlikeli hücumu, üstelik 5’e 2 sayısal üstünlükle başlamış oluyor (aşağıdaki fotoğraf).

  Rizespor’un 5’e 2 sayısal üstünlükle gerçekleştirdiği geçiş hücumuna bakıyoruz. Beş Rizesporlu futbolcunun karşısında Galatasaray’dan sadece Sacha Boey ve Angeliño var. Top Rizespor’un santrforu Minchev’in ayağında. Minchev birazdan soldaki Mithat Pala’ya pas verecek. 
(Kaynak)

 Bu pozisyonda Galatasaray’da Davinson Sánchez, Bardakcı, Lucas Torreira, Demirbay ve Aktürkoğlu hızla geri koşuyorlar. Ancak yine de Rizesporlu futbolcular onların önünde ve Galatasaray kalesine daha da yakınlar.

 Topu Galatasaray ceza sahasının önüne kadar süren Minchev burada soldaki Mithat Pala’ya pas veriyor. Pala burada topu ayağından biraz açınca Sacha Boey buna dokunmayı başarıyor (aşağıdaki fotoğraf.) Aktürkoğlu da kendisine gelen topu hızla uzaklaştırıyor.

 Sacha Boey burada Mithat Pala’nın (daire içinde) iyi kontrol edememesinden yararlanarak topa dokunmayı başarıyor. Açılan topu dikdörtgen içindeki Kerem Aktürkoğlu uzaklaştırıyor. (Kaynak)

 Rizespor ikinci hücum geçişini dakika 26,43’te gerçekleştirdi. Bardakcı ileriye koşu gösteren Angeliño’ya yüksek bir top atıyor. Bu topu kontrol eden Angeliño Rizespor ceza sahasına giriyor, ancak iki Rizesporluyla mücadele ederken yere düşüyor. Topa sahip olan Rizespor’un sağ beki Eray Korkmaz hemen ilerideki takım arkadaşı Jonjo Shelvey’ye oynuyor. Böylece Rizespor’un geçiş hücumu başlamış oluyor. Shelvey takım arkadaşı İbrahim Olawoyin’i Boey’yle bire bir bırakmak için yüksek bir top atıyor. Bu tehlikeyi ceza sahasından çıkıp topu göğsüyle önüne indiren Fernando Muslera önlüyor.

 Üçüncü geçiş hücumu; dakika 31,04. Galatasaray hücumunda Boey sağ çizgideki Aktürkoğlu’na oynuyor. Rakibiyle ikili mücadeleye giren Aktürkoğlu burada yerde kalıyor. Topu kazanan Rizespor’un sol beki Halil İbrahim Pehlivan takımını hücuma çıkarıyor. Topla yüksek mesafe kat eden Pehlivan daha sonra soldan bindiren takım arkadaşı Olawoyin’i kaçırırmak istiyor. Tam bu sırada Sánchez yere yatarak bu topu kazanıyor (aşağıdaki fotoğraf) ve tehlikeyi önlüyor.

 Sánchez’in önlediği Rizespor’un geçiş hücumuna bakıyoruz. Dikdörtgen içindeki Mithat Pala’nın verdiği topla Galatasaray ceza sahasına isteyen Olawoyin’i yere yatarak topu kesen Sánchez (daire içinde) önlüyor. (Kaynak: )

 Rizespor son geçiş hücumunu dakika 37,28’de yaptı. Galatasaray hücumunda Zaha’nın pasıyla Rizespor ceza sahasına giren Boey topu içerideki Aktürkoğlu’na çevirmek istiyor. Ancak bu topu Shelvey kontrol ettikten sonra sol koridordaki Altin Zeqiri’yi görüyor. Zeqiri de hemen merkezdeki Mithat Pala’ya dönüyor. Böylece 4’e 4 Rizespor hücumu başlıyor. Pala sağdan bindiren Sauber’e veriyor pasını. Önündeki Angeliõ yere düşünce Sauber topu şutluyor (aşağıdaki fotoğraf), ancak bu top Muslera’da kalıyor.

  Rizespor’un son geçiş hücumuna bakıyoruz. Mavi daire içindeki Sauber hemen önünde yer alan Galatasaraylı Angeliño’nun (beyaz daire içinde) yere düşmesinden yararlanarak topu kaleye şutlayacak, ancak bu top Muslera’da kalacak. (Kaynak)

 Rizespor’un ilk yarıda Galatasaray kalesine attığı tek isabetli şutla sonuçlanan bu hızlı geçişte Sauber soldan bindiren Zeqiri’ye veya merkezdeki Minchev’e pas verse Rizespor hücumu çok daha tehlikeli olacaktı. Ayrıca burada Boey ileride kalmışken onun yerini alması gereken Zaha’nın Zeqiri’yi yarı sahaya kadar kovaladıktan sonra takibi bırakması da Okan Buruk’un dikkatini çekmiş olmalı.

 Görüldüğü gibi Rizespor Galatasaray’a karşı ilk yarıda dört hücum geçişi gerçekleştirdi. İkinci yarıya oyuncu değişiklikleriyle başlayan Galatasaray rakibinin bu yarıda hızlı geçiş hücumu yapmasına pek fırsat tanımadı.

 Şimdi sırada ikinci alt başlık var.

 Aktürkoğlu’nun Galatasaray hücumlarındaki önlenemez ağırlığı

 Bu köşedeki yazılarda sürekli gelişim içinde olduğunu vurgulamaya çalıştığım Aktürkoğlu hakkında bazı hükümler verdiğimi okurlar hatırlayacaklardır.

 Bunları kısaca özetlemek istiyorum.

  1.  Aktürkoğlu iyi bir altyapı eğitimi almadığı için teknik kapasitesi çok gelişmiş bir oyuncu değil. Bu nedenle top kontrolünde ve ilk dokunuşta sorunlar yaşayabiliyor. Aktürkoğlu burada kendi sınırına gelmiş durumda. Çünkü çok özel ve zahmetli çalışmalar yapmadığı sürece teknik kapasitesini bugünden yarına çok ilerletemeyecek.
  2.  Galatasaray’a geldiğinde orta metraj mesafelerdeki hızıyla tanıdığımız Aktürkoğlu ikinci sezonunda Galatasaray’ın en önemli yıldızı oldu. Aktürkoğlu üçüncü sezonunda ise klasik kanat forvetten oyun kurucu kanat forvet profiline evrildi. Sezonu ligin en çok asist yapan oyuncusu olarak tamamlayan Aktürkoğlu, geçen sezon Mauro Icardi’nin gösterdiği sıra dışı performansa en çok yardımı dokunan futbolcu olmuştu.
  3.  Aktürkoğlu ön alan hareketliliği bakımından bırakalım Türkiye’yi, dünya çapında bir futbolcu. Türkiye’de maç izlerken sadece topun olduğu noktaya bakıldığı için Aktürkoğlu’nun bu özelliği anlaşılmıyor. Aktürkoğlu’nun bu özelliğini en iyi, kulüp yöneticilerinden TV spikerlerine dek yabancı futbol insanları anlıyor ve takdir ediyor.
  4.  Aktürkoğlu bu sezon hücum paletine ofansif orta saha oyuncusu profilini eklemeye başladı. Bunu maçlarda onu yakından izleyenler kolayca görüyorlar. Aktürkoğlu maç içinde sürekli olarak iki blok arasında boş alan bulmak için gezinen ve topu isteyen bir oyuncu olmaya başladı. Yani aslında sağ ya da sol kanatta, veyahut da merkezde santrfor arkasında oynarsa oynasın o her yere giren, gezinen ve koşan bir hücum futbolcusu.

 

Şimdi bu görüşümü belgeleyen bir istatistiği paylaşmak istiyorum. Aktürkoğlu şut, şans yaratma ve şutla sonuçlanan hücum organizasyonları dikkate alındığında Galatasaray hücumlarının lider futbolcusu durumunda. Onu Icardi takip ediyor.

 Grafikten de görüldüğü gibi Kerem Aktürkoğlu bu sezon 21 şut attı, 19 kez şans yarattı ve 18 kez de şutla sonuçlanan hücum aksiyonları içinde yer aldı ve toplam 58 aksiyonla takımın lideri durumunda. Aktürkoğlu’nu 45 hücum aksiyonuyla Icardi, 43 aksiyonla da Boey takip ediyor. ¹


 Rizespor karşısında Aktürkoğlu

 Sadece bir maçı izlemek bile Aktürkoğlu’nun hücumda Galatasaray’ın en önemli futbolcusu olduğunu belgelemek için yeterli. Nitekim Galatasaray’ın dün Rizespor karşısında geliştirdiği neredeyse bütün tehlikeli hücumlarda onun ayağı vardı. İşte örnekler:

 Birinci örnek; dakika 11,57. Angeliño Galatasaray yarı sahasının ortasından kullandığı taç atışında Aktürkoğlu’nu kaçırıyor. Aktürkoğlu topu biraz sürdükten sonra ceza yayı üzerindeki Mauro Icardi’ye oynuyor. Icardi ise üzerinden atlayarak topu Zaha’ya bırakıyor. Ancak vücut açısı şut atmak için uygun olmadığı için Zaha yeniden Icardi’ye oynamak istiyor. Rizespor defansı araya girerek bu tehlikeyi önlüyor.

İkinci örnek; dakika 13,34. Galatasaray hücumunda Rizespor defansından Emirhan Topçu’nun kafayla yükselttiği topu Mithat Pala, Sauer’e vermeye çalışırken pas hatası yapıyor. Bu topu kapan Angeliño Zaha’ya oynuyor. O da merkeze. Mertens burada üzerinden atlayarak topu Aktürkoğlu’na bırakıyor. Aktürkoğlu da bu topu soluyla şutluyor (aşağıdaki fotoğraf). Bu şutu Rizespor kalecisi Gökhan Akkan çelerek taca atıyor.

 Galatasaray’ın ilk yarıda Rizespor kalesini bulan tek isabetli şutuna bakıyoruz. Aktürkoğlu soluyla kaleye şutunu atmış durumda. Bu şutu Rizespor kalecisi Gökhan Akkan sağına uzanarak son anda çelecek. (Kaynak)

 Üçüncü örnek; dakika 18,08. Galatasaray yarı sahasında Mertens topu Aktürkoğlu’na veriyor. İlk rakibinden sıyrılan Aktürkoğlu yaklaşık 40 metre topu sürdükten sonra sağındaki Mertens’e pas atıyor. Mertens biraz tembel gelen bu pası şutlamak istiyor, ancak bu şut Rizespor savunması tarafından bloke ediliyor.

 Galatasaray’ın golü

 Dördüncü örnek; dakika 67,47. Rizespor hücumunda Olawoyin topla ilerlerken onu takip eden Bardakcı ayağını sokup topa dokunuyor, sonra da topu kontrol altına aldıktan sonra Aktürkoğlu’na dikine bir pas atıyor. Bu sıradan bir pas değil, üç Rizesporlu futbolcuyu oyundan düşüren bir pas. Top Aktürkoğlu’na geldiğinde hücum bölgesinde sayısal üstünlük 3’e 4’le Rizespor’da. Böylece Rizespor atağı Galatasaray’ın geçiş hücumuna dönüşmüş oluyor (aşağıdaki fotoğraf).

 Galatasaray’ın golünün beş saniye öncesine bakıyoruz. Olawoyin’den topu söken Bardakcı Aktürkoğlu’na (daire içinde) Rizespor orta sahasını oyundan düşüren bir pas atıyor. Bu pasla 3’e 4 Galatasaray atağı başlıyor. Burada beyaz dikdörtgen içinde rakip kaleye doğru hareketlenen Sergio Oliveira’yı da görüyoruz. Galatasaray golüne Oliveira’nın bu koşusu sayesinde kavuşacak. (Kaynak)

 Bu hücumda en kritik hamleyi iki Galatasaraylı futbolcu yapıyor. Birisi sola doğru hareketlenen Ziyech, diğeri ise Rizespor kalesine doğru koşmaya başlayan Oliveira. Ziyech burada sola doğru hamle yaparak Rizespor’un sol stoperi Mosci’nin Aktürkoğlu’nun önüne çıkmasını önlüyor. Böylece Aktürkoğlu’nun önünde bir koridor açılmış oluyor. Bu koridorda ilerleyen Aktürkoğlu Icardi’yi görüyor, o da gelişine topu Sergio Oliveira’nın önüne bırakıyor. Oliveira’nın çektiği şut (aşağıdaki fotoğraf) Emirhan Topçu’nun ayağına çarparak biraz yön değiştiriyor ve doğrudan kaleye yöneliyor.

 Galatasaray’ın golüne bakıyoruz. Beyaz dikdörtgen içindeki Sergio Oliveira golle sonuçlanacak şutunu çekmiş durumda. Rizespor stoperi Emirhan Topçu’nun ayaklarına çarparak hafif yön değiştiren top kaleci Gökhan Akkan’ı çaresiz durumda bırakacak. Icardi’ye pas veren Aktürkoğlu (dikdörtgen içinde) koşusunu sürdürerek rakip ceza sahasında en ilerideki Galatasaraylı futbolcu durumuna geliyor. (Kaynak)

 Aslında bu golde Aktürkoğlu hem önemli hücum aksiyonu içinde görüyoruz, hem de onun ön alan hareketliliğine şahit oluyoruz. Zira Aktürkoğlu Icardi’yi pasını verdikten sonra koşusunu sürdürüyor ve Oliveira şutunu attığında Rizespor ceza sahası içinde en ilerideki Galatasaraylı futbolcu durumuna geliyor (yukarıdaki fotoğraf).

 Kilit pas

 Beşinci örnek; dakika 73,05. Rizespor kornerinde Halil İbrahim Pehlivan’ın şutunu kucağında eriten Muslera hemen eliyle oyun kuruyor ve Bardakcı’ya oynuyor. Yedi hazırlık pası sonrasında top ikinci bölge başında merkezde bulunan Torreira’ya geliyor. Galatasaray bu noktada oyunu birden hızlandırıyor. Torreira üç rakibini oyundan düşüren dikine bir pasla Ziyech’i görüyor. Ziyech de sol çizgideki Aktürkoğlu’nu. Aktürkoğlu topu sağına çekiyor ve ceza sahasına koşu gösteren Icardi’ye güzel bir kilit pas atıyor. Şut açısı bulamayan Icardi topuk pasıyla Ziyech’i görüyor. Ziyech de topu soluna alıp dar açıdan kaleye vuruyor. Bu şut Topçu’ya çarparak kornere çıkıyor. (Bu pozisyonda Icardi sakat olmasa Antalyaspor’a attığına benzer bir gol atabilirdi.)

 Son örnek; dakika 76,29. Rizespor’un kullandığı korner atışında Oliveira topu uzaklaştırıyor. Bu topu Mithat Pala daha da geriye, takım arkadaşı Halil İbrahim Pehlivan’a gönderiyor. Ziyech baskı yaparak bu topu kazanıyor ve soldan bindiren Tetê’yi kaçırıyor. Tetê ceza sahasına girdikten sonra kaleye vuruyor. Top Rizespor kalecisi Gökhan Akkan’a çarparak Aktürkoğlu’nun önüne düşüyor. Aktürkoğlu vücudunu yatırmadan vurduğu için top üstten dışarı çıkıyor (aşağıdaki fotoğraf).

 Aktürkoğlu’nun kaçırdığı gole bakıyoruz. Sağdan Ziyech’in pasıyla Rizespor ceza sahasına giren Tetê’nin şutunu kaleci Gökhan Akkan çeliyor. Havalanan top Aktürkoğlu’nun önüne geliyor. Ancak Aktürkoğlu vücudunu yatıramadığı için vuruşu yukarıdan dışarı çıkıyor. (Kaynak)

 Bu hücumu analiz ettiğimizde iki hata göze çarpıyor. İlki Icardi sakatlığının da etkisiyle iyi bir santrfor koşusu yapamıyor ve Tetê’nin kendisine pas verebileceği boşluğu yaratamıyor. İkinci hata ise Aktürkoğlu’nun burada Icardi merkeze koşarken uzak direğe doğru koşmaması. Aktürkoğlu burada alışkanlık gereği merkeze koşuyor ve sürekli ellerini kaldırarak topu istiyor. Bu nedenle de topa vücudunu ayarlayamadan vurmak zorunda kalıyor.

 Aktürkoğlu’nun Icardi takıntısı

 Görüldüğü gibi neredeyse bütün tehlikeli Galatasaray hücumlarında Aktürkoğlu var. Bu alt başlığı çok net görülen bir saptamayla kapatmak istiyorum. Aktürkoğlu neredeyse bütün hücumlarda ilk olarak Icardi’yi beslemek istiyor. Bu ise bazı Galatasaray hücumlarının tehlikeye dönüşmemesine yol açıyor. Bununla ilgili tek örnek vereceğim.

 Dakika 18,29. Rizespor defansının uzaklaştırmak istediği topu Angeliño kafayla Zaha’ya kazandırıyor. İki oyuncu arasında kalan Zaha’dan seken topu Torreira kazanarak hücumu tazeliyor ve hemen Aktürkoğlu’na oynuyor. Aktürkoğlu ilk hamlesinde Icardi’yi kaçırmak istiyor. Ancak bu pası Rizespor stoperi Attila Mocsi kesiyor. Bu hücumun devamında uzaklaştırılmak istenen topu Zaha kontrol ettikten sonra hemen Aktürkoğlu’na oynuyor. Aktürkoğlu burada yine Icardi’yi kaçırmak istiyor, ancak bu top da kesiliyor. Oysa Aktürkoğlu burada Icardi’yi aramak yerine Zaha’yla etkileşime girse Galatasaray belki de aradığı gole çok önce kavuşmuş olacaktı.

 Buradan geliyoruz üçüncü alt başlığa; Galatasaray’ın Rizespor karşısında denediği hücum setleri ve bunların Bayern München maçındaki setlerle karşılaştırılmasına.

 Galatasaray’ın denediği setler

 Galatasaray Bayern München maçında Kaan Ayhan’ın da özel rol aldığı sağ kanat kombinasyonlarıyla rakibi karşısında tehlikeler yaratmıştı. Buraya Bayern München maçından iki sağ kanat organizasyonu ile Rizespor karşılaşmasından toplam üç örnek alıyorum.

 İlk örnek; Bayern München maçı, dakika 6,03. Galatasaray Muslera’yla hücum fazını başlatıyor. (Hazırlık pasları yapılırken Galatasaraylı oyuncular merkeze ve sola yığılıyorlar, Bayern de buna uyuyor. Böylece Galatasaray sağ kanatta büyük bir boşluk yaratmış oluyor.) Dört pastan sonra Bardakcı merkezde geriye gelen Icardi’ye oynuyor. Icardi de en gerideki Sánchez’e dönüyor. Bu sırada Galatasaraylı sekiz oyuncu merkeze ve sol koridora yığılmış durumda, Bayern München de kalecisi hariç 10 oyuncusuyla beraber burada Galatasaray’ı karşılamaya hazırlanıyor (aşağıdaki fotoğraf).

 Galatasaray’ın Bayern München maçındaki ikinci önemli hücumuna bakıyoruz. Galatasaray oyunu sola ve merkeze yoğunlaştırarak Bayern München’in bütün  futbolcularını bu bölgeye toplamayı başarıyor. Kırmızı dikdörtgen içinde sekiz Galatasaraylı, 10 Bayern München futbolcusu var. Top ayağında olan Sánchez (kırmızı daire içinde) topu sağ koridora atarak Bayern savunmasının dengesini bozacak. (Kaynak)

 Sağ kanatta ise boş durumda Boey ve Tetê var. Sánchez hemen Tetê’ye oynayarak bu iki Galatasaraylı oyuncuyu Alphonso Davies’le baş başa bırakacak (aşağıdaki fotoğraf).

 Bu hücumun iki saniye sonrasına bakıyoruz. Rakibi merkezde toplayan Galatasaray bu sayede sağ koridorda boş bir alan yaratmış oluyor. Sánchez’ın attığı pas Tetê’ya ulaşmak üzere. Boey de hareketlenmiş durumda. Bu iki Galatasaraylı siyah daire içindeki Bayern München’in sol beki Alphonso Davies’e ikiye bir yaparak topu Bayern ceza sahasında Aktürkoğlu’yla buluşturacaklar. (Kaynak)

 Bu hücumda Boey’nin rakip ceza sahası içine aktardığı topu Aktürkoğlu şutluyor, ancak bu topu kaleci Sven Ulreich yatarak kontrol ediyor.

 İkinci örnek; dakika 8,13. Santrayla beraber Galatasaray hücumu başlıyor. Yine aynı set. Bu kez dördüncü pasta Icardi yerine orta dairede bulunan Aktürkoğlu’na aktarılıyor top. Bu kez de yine Boey ve Tetê sağ koridorda boş bırakılmış durumda. Aktürkoğlu hemen sağdaki Boey’ye oynuyor. Bu kez Boey-Tetê ikilisi ikiye bir yapamıyor Davies’e, çünkü Konrad Laimer buraya gelmiş durumda ve Boey’yi o karşılıyor. Boey topu biraz sürdükten sonra Tetê’ye aktarıyor. Tetê soluna çektiği topu ceza sahasına ortalıyor. Bu topa Aktürkoğlu Metin Oktay gibi yatarak vole vuruyor. Ancak bu şutu Sven Ulreich çok iyi bir refleksle kornere atıyor.

 Bayern maçındaki bir Galatasaray hücumuna bakıyoruz. Galatasaray yine 10 Bayern München’li futbolcuyu kırmızı dikdörtgen içinde toplamış durumda ve yine Boey ile Tetê sağdaki koridorda boş durumdalar. Bu hücumda kırmızı daire içindeki Aktürkoğlu topu Boey’ye verecek. Sonra da koşusunu sürdürerek Tetê’nin yaptığı ortaya Metin Oktay gibi vole atacak. Bu şut Bayern kalecisi Ulreich tarafından kurtarılacak. (Kaynak)

 Rizespor karşısında sağ koridor hücumu

 Galatasaray Bayern München karşısında sık sık uyguladığı sağ kanat hücum setlerini Rizespor karşısında pek sergileyemedi. Bunun temel nedeni kadrodaki oyuncu değişiklikleriydi.

 Rizespor karşısında ilk yarıda nadir üretilen örneği buraya alıyorum; dakika 21,15. Geriden oyun kuran Torreira orta sahadaki Aktürkoğlu’nu görüyor. Shelvey kendi sağına yönelmek isteyen Aktürkoğlu’nun önündeki topa dokunuyor, ancak bu topu Demirbay kazanıyor. Angeliño, Bardakcı, Sánchez üzerinden top Rizespor yarı sahasının ortasına doğru boşa çıkan Torreira’ya geliyor. Torreira dikine Zaha’ya, o da çizgi üzerindeki Mertens’e oynuyor. Bu sırada Boey Rizespor ceza sahasına iç koridordan bir koşu atıyor. Mertens hemen bu koşuyu ödüllendiriyor (aşağıdaki fotoğraf).

 Rizespor maçının ilk yarısındaki bir Galatasaray hücumuna bakıyoruz. Torreira, Zaha, Mertens ve Boey’nin yer aldığı bu hücumda Mertens (dikdörtgen içinde) ceza sahasına hareketlenen Boey’yi (daire içinde) topla buluşturuyor. Boey’nin boş durumdaki Aktürkoğlu’na vermek istediği pas bu hücumda kornere gönderildi. (Kaynak)

 Ceza sahası içinde Aktürkoğlu ve Icardi var. Boey yerden boş durumdaki Aktürkoğlu’nu topla buluşturmak istiyor. Ancak bu pası Emirhan Topçu kornere çeliyor.

 Buradan geliyorum son alt başlığa; birinci yarıyla ikinci yarı arasındaki temel farklara ve bunların nedenlerine.

 İlk yarı ve ikinci yarı karşılaştırması

 Maç içinde çok fark edilmemiş olabilir, ancak ilk yarıdaki Galatasaray ile ikinci yarıdaki Galatasaray arasında belirgin bir fark vardı. İkinci yarıda Ziyech ve Oliveira’nın takıma eklenmesiyle Galatasaray’ın pas kalitesi yukarı çıktı. Böylece ikinci yarıda rakip yarı sahasına daha kalıcı biçimde yerleşen ve kaybedilmesi durumunda hemen topu kazanabilecek bir mesafe örüntüsüne sahip Galatasaray ortaya çıktı. Galatasaray bu sayede tehlikeli pozisyonlar üretti, golü buldu. Bunun yanı sıra Rizespor’a karşı daha etkili bir ön alan baskısı uyguladı.

 Maça ilişkin veriler de ikinci yarıdaki bu değişimi çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. İlk yarıyla ikinci yarıyı karşılaştıran istatistikler bize 10 kalemden dokuzunda ikinci yarı sahaya çıkan takımın ilk yarıdakine oranla çok daha başarılı bir performans ortaya koyduğunu gösteriyor. İşte bu istatistikler:

 

 Sonuç

 Yoğun enerji harcanarak oynanan Bayern München maçının yarattığı tahribata rağmen Rize deplasmanından hasar almadan ayrılmayı başaran Galatasaray çok uzun bir aradan sonra ilk kez hafta içini dinlenerek ve çalışarak geçirecek. Bu süre içinde Galatasaray’ın hücum yapısının ve zihniyetinin daha da ilerleyeceği kanaatindeyim. Galatasaray 3 Kasım’da kendi evinde oynayacağı Kasımpaşa maçında kanımca Bayern München rövanşının provasını yapacak. Bu açıdan Kasımpaşa karşılaşmasında, Ankaragücü’ne karşı oynanan maçtakine benzer yüksek bir tempo görürsek şaşırmamak gerekiyor.


[1] Bu bilgiyi Türkiye’de Opta hesabını yöneten Barış Gerçeker’in futbol analisti Koray Gök için özel hazırladığı grafiğe borçluyum. Bu istatistiği kullanmak amacıyla kendilerine özel mesaj atmak istedim, ancak Twitter (X) onaylanmış bir hesaba sahip olmadığım buna izin vermedi. Daha fazla bilgi için, https://twitter.com/KorayGok/status/1718331361340064233