Melih Şabanoğlu

16 Şubat 2024

Galatasaray ruhu

Kendisinden ortalama dört yaş daha genç bir takımla oldukça tempolu bir maç oynayan Galatasaray, AC Sparta Praha karşısında zora giren maçı, kuruluşundan bu yana zaman aşan bir şekilde tüm takımlarında var olan Galatasaray ruhu sayesinde yenmeyi başardı

Resmi adıyla AC Sparta Praha bence çok ilginç bir takım. Bunu anlatmak için sizi biraz eskiye götürmem gerekiyor.

Çekya, futbolun antik zamanlarından beri Orta Avrupa futbolu olarak bilinen ekolün en mümtaz temsilcilerinden birisi olageldi. Çekya ve Slovakya'nın yanı sıra Avusturya, Macaristan ve Almanya'nın da dahil olduğu Orta Avrupa ekolü kısa paslara ve tekniğe dayalı bir ekol olarak şöhret buldu. Bu ekol, neo-liberal dalga dünyayı sarana değin İngiltere, Latin Amerika ve İtalya'yla birlikte dünya futbolunda sözü geçen ekollerden biri oldu. 1993'te Çekya ve Slovakya olarak ikiye ayrılana dek Çekoslovakya Orta Avrupa futbol ekolünün Almanya'dan sonra en başarılı temsilciydi ve bu şöhretini elde ettiği bazı başarılara borçluydu. Hatırlayalım; Çekoslovakya dünya kupalarında 1934 ve 1962'de iki kez final oynamış, 1976'da ise Avrupa şampiyonu olmuştu.

AC Sparta Praha'nın bana ilginç gelen yönü, böylesi bir ekole sahip coğrafyanın en başarılı temsilcisi olmasına rağmen 2022'de rotasını İskandinav modeline doğru çevirmesiydi. AC Sparta Praha bu rota değişikliğini 2022'de teknik direktörlüğe getirdiği Danimarkalı futbol insanı Brian Priske'ye borçlu.

O zamandan bu yana AC Sparta Praha'yı izlerken insan kendini Danimarka şampiyonu FC København takımını izlemiş gibi hissediyor. Kısaca tam bir sistem takımı AC Sparta Praha; bütün futbolcuları oynadıkları formasyon, sistem ve kimin ne zaman ne yapması gerektiği konusunda çok yüksek bir bilince sahip.

Zorlu eşleşme

Türkiye'de İskandinav takımlarından oldukça çekinilir olmasından hareketle Galatasaray'ın da UEFA Avrupa Ligi kurasında AC Sparta Praha'yı çekerek kendini biraz zora atmış olduğundan söz edilebilir. Görünen ilk zorluk buydu.

Ancak Galatasaray'ın çözüm bulması gereken başka bir zorluk daha vardı; AC Sparta Praha evinde yenilmeyen bir takım. Bu nedenle de Galatasaray'ın İskandinav görünümlü Çekya temsilcisini saf dışı edip UEFA Avrupa Ligi'nde son 16 turuna kalabilmesi için evinde oynadığı ilk maçı mutlaka galibiyetle kapatması gerekiyordu. (Ki rövanşta AC Sparta Praha'yı kendi evinde yenmek gibi neredeyse imkânsız bir misyonu yerine getirmek zorunda kalmasın, en azından elde edeceği bir beraberlikle bir üst tura uzanabilsin.)

Sonuçta Galatasaray kendi sahasında dün karşılaştığı AC Sparta Praha'yı zor da olsa yendi; rövanş maçına bu galibiyet sayesinde elde etmiş olduğu küçük bir avantajla çıkacak. Prag'dan turla dönebilmek için ilk planda yenilmemeye çalışacak, mümkün olursa galibiyet kovalayacak.

Bu yazıda maçı şu alt başlıklar etrafında analiz etmeye çalışacağım:

  1. 3'lü defansa karşı oynamak.
  2. Esas zorluk.
  3. Eşleşmeler.
  4. Okan Buruk'un maç stratejileri.
  5. Aksayan yönler.
  6. Gollerin analizi.
  7. Doğru oyunu oynamak.
  8. Dakika 45-60 sendromu.
  9. Galatasaray ruhu.

Başlıyorum.

  1. Üçlü defansa karşı oynamak

Daha önceki maç yazılarımda İstanbulspor ve Gaziantep FK'nın üçlü defans oynadıklarına dikkat çekerek bu maçların üçlü oynayan AC Sparta Praha'ya karşı prova niteliğinde olduğundan söz etmiştim.

Yanılmışım.

Şundan; İstanbulspor ve Gaziantep FK Galatasaray'a karşı kapanarak oynamıştı. AC Sparta Praha ise kapalı savunma yapan bir takım değil. Tam tersi açık oynuyor. Galatasaray dün, en geride beş, onun önünde ise dört futbolcuyla kendi kalesini savunan bir takım bulmadı karşısında. Bu nedenle de kilidi açmak gibi bir sorun yaşamadı.

Kısaca AC Sparta Praha'nın üçlü savunma oynamasının Galatasaray'a karşı fazladan bir zorluk çıkarmadığı görüşündeyim.

  1. Esas zorluk

Galatasaray'ın dünkü maçta karşılaştığı temel zorluk AC Sparta Praha'nın ortalama yaşının Galatasaray'dan dört yaş daha küçük olmasıydı. (Galatasaray 11'inin yaş ortalaması 29,2 iken AC Sparta Praha'nın yaş ortalaması 25'ti.) Bu dört yaşlık fark sayesinde AC Sparta Praha hareketli ve enerjik bir oyun oynayarak Galatasaray'ı özellikle hücum bölgesinde oldukça zorladı.

  1. Eşleşmeler

Galatasaray ve AC Sparta Praha birbirlerine birçok açıdan benziyorlar, özellikle de açık ve hücum futbolu oynama konusunda. Bunun yanı sıra AC Sparta Praha da Galatasaray gibi rakibine ön alan baskısı ve şok pres yapan (forechecking) bir takım.

Biraz açmam gerekirse AC Sparta Praha 343 formasyonuyla sahaya yayılıyor. Dünkü maçta Galatasaray ön alan baskısı yaparken eşleşmeler şu şekilde gerçekleşti:

AC Sparta Praha'nın üç stoperini sağdan itibaren Dries Mertens, Mauro Icardi ve Kerem Aktürkoğlu kontrol etti aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray ön hatta AC Sparta Praha'nın üç stoperine Mertens, Icardi ve Aktürkoğlu'yla baskı yaptı. (Kaynak).

Çek takımının sol kanat bekini Barış Alper Yılmaz, sağ kanat bekini ise Berkan Kutlu tuttu. AC Sparta Praha'nın merkezindeki iki oyuncuyla Lucas Torreira ve Kerem Demirbay eşleşirken forvet hattındaki üç futbolcuyu sağdan itibaren Kaan Ayhan, Victor Nelsson ve Davinson Sánchez marke etti.

Elbette bu bahsettiğim eşleşme genel şablon. Yoksa maç içinde kaymalar, pozisyonel eşleşmeler de sıkça görüldü. Örneğin Galatasaray hücumlarında uzun ve yüksek toplarda Barış Alper Yılmaz'ı AC Sparta Praha'nın sol stoperi ve takım kaptanı Ladislav Krejci karşıladı.

  1. Okan Buruk'un maç planı

AC Sparta Praha özellikle Nelsson ve Sánchez'e baskı yaparak Galatasaray'ı Fernando Muslera üzerinden oyun kurmaya yönlendirdi. AC Sparta Praha'nın bunu yapacağını öngören Okan Buruk maç stratejisinde Galatasaray'ın sol kanadından Sánchez-Kutlu-Demirbay üzerinden oyun kurmasını amaçladı. Ayrıca Icardi'nin geriye kadar gelerek bir orta saha futbolcusu gibi oyun kurulumuna katkı vermesi de planlanmıştı. Okan Buruk'un bu planı ağırlıklı olarak çalıştı. Hatta Galatasaray ilk golüne (bunu ileride anlatacağım) bu plan üzerinden ulaştığı gibi, aynı planla birden fazla gol pozisyonu üretti.

Buruk'un planlarından birisi de Barış Alper Yılmaz'ı Galatasaray'ın mızrak ucu olarak bire birlerde kullanmaktı. Muslera ve Nelsson bu plan dahilinde Barış Alper Yılmaz'a birçok kez uzun ve yüksek top attılar.

Kaan Ayhan: Yarı bek, yarı stoper

Buruk'un stratejilerinden birisi eşleşmelerde de görüldüğü gibi rakibin en tehlikeli oyuncusu konumundaki Veljko Birmançeviç'i Kaan Ayhan'a marke ettirmekti. Kaan Ayhan bu görevini sakatlanıp çıkana dek mümkün olduğunca yerine getirdi; bunun yanı sıra bazı hücumları da yaptığı bindirmelerle desteklemeye çalıştı.

Galatasaray'da koridorunu sürekli olarak ileri-geri kullanma görevi verilen bek ise Berkan Kutlu oldu. Yüksek tempolu bir oyuncu olan Kutlu yaptığı bindirmelerle neredeyse her Galatasaray hücumunu desteklerken savunmada da rakibin sağ kanat bekini durdurmaya çalıştı.

Bu iki bekin aşağıya aldığım ısı haritaları, kendilerine verilen görev bölgelerinin ne kadar farklı olduğunu açık biçimde gösteriyor:

Galatasaray'ın iki beki Kaan Ayhan ve Berkan Kutlu'nun ısı haritaları. (Kaynak).

Görüldüğü gibi Kaan Ayhan daha çok bek-stoper gibi konumlandırılmışken Berkan Kutlu bir kanat beki gibi maç boyunca sürekli ileri-geri çalıştı.

Duran top sorunsalı

Okan Buruk'un maç planında yer alan diğer iki konuyu, Galatasaray'ın duran top kullanımı sonrasında kalesinde tehlike yaşamamak amacıyla alınan önlemlerle AC Sparta Praha'nın alamet-i farikası sayılan duran toptan gol bulmamasına yönelik taktikler oluşturdu.

Galatasaray'ın kullandığı duran topların önemli bölümünün finalinde, isabetsiz de olsa Galatasaraylı futbolcuları rakip kaleye şut atarken izledik gördük. Bunun temel amacı gol atmaktan çok hücum fazının sonlandırılarak rakibin karşı hücumuna fırsat vermemekti.

Her ne kadar ikinci golü bir duran top sonrasında yemiş olsa da Galatasaray bir taç atışı dışında rakibin duran top betlerine başarıyla karşılık verdi. (Duran top sonrasında yenilen golde AC Sparta Praha sağ beki Preciado'nun Sánchez'in bacaklarının arasından geçerek kaleye yönelen şutunun sıra dışı olduğu vurgulanmalı. Burada temel hata Barış Alper Yılmaz'ın Yılmaz'ın gereksiz biçimde faul yapmasıydı.)

Barış Alper Yılmaz ikili mücadelelerde rakiplerine üstünlük sağlamada zorlandı. (Kaynak).
  1. Aksayan yönler

Okan Buruk'un maç planında belirgin biçimde işlemeyen iki unsur vardı. Birisi Barış Alper Yılmaz'ın istenilen ve arzulanan hücum katkısını verememesi, diğeri ise Nelsson'un oyun kurulumundaki yetersizliği ve yavaşlığı oldu.

Gücü ve fiziğiyle Türkiye'de ciddi fark yaratan Yılmaz sık sık karşılaştığı AC Sparta Praha sol kanat beki Matej Rynes ve sol stoper Krejci'ye karşı beklenen üstünlüğü sağlayamadı. Burada özellikle Galatasaray'ın Barış Alper Yılmaz'ın hızından ve gücünden yararlanmak için geriden uzun ve yüksek oynadığı toplarda Krejci'nin belirgin bir üstünlük sağladığını söyleyebilirim.

Ancak Barış Alper Yılmaz'ın Galatasaray'ın maçı kazanmasını sağlayan golde, hücumu sürükleyen ana kahraman olması önemliydi. Onun birinci bölgeden başlayarak Tetê'nin de yardımıyla üçüncü bölgeye taşıdığı topta verdiği kilit pas, Icardi'nin golle sonuçlanan şutu sayesinde asiste dönüştü.

Nelsson ise kanımca dünkü maçta Sánchez'in niçin Galatasaray'ın birinci stoperi olduğunu ortaya koyan bir performans sergiledi. Topu oyuna sokma konusunda sorunlar yaşayan Nelsson hızlı olmamasının cezasını ise gördüğü kırmızı kartla ödedi.

  1. Gollerin analizi

Burada Galatasaray'ın kazandığı birinci ve üçüncü golleri analiz etmeye çalışacağım.

İlk gol

Dakika 18,15. AC Sparta Praha kalecisi Peter Vindahl Galatasaray'ın yaptığı ön alan baskısı nedeniyle ileriye uzun oynamak zorunda kalıyor. Bu topu Kaan Ayhan kaleci Muslera'ya kazandırıyor. Muslera'nın pasıyla başlayan Galatasaray hücumunda sekizinci pası Sánchez sol çizgideki Berkan Kutlu'ya oynuyor. Kutlu üzerine gelen Angelo Preciado'ya rağmen topu sağa çekip ters ayağıyla orta sahaya gelen Icardi'ye hat kıran bir pas atıyor. Bu pas sayesinde beş AC Sparta Praha futbolcusunu oyundan düşüyor (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın attığı ilk golün sekiz saniye öncesine bakıyoruz. Sol bek Berkan Kutlu sağ ayağıyla orta saha civarında bulunan Icardi'ye iki rakip futbolcu arasından hat kıran bir pas atıyor. Bu pas daha yerine varmadan önce Demirbay ileriye doğru koşusuna başlayacak. (Kaynak).

Bu pas daha Icardi'ye ulaşmadan Demirbay ileriye doğru hareketleniyor, Icardi de hemen bu koşuyu ödüllendiriyor (aşağıdaki fotoğraf).

İki saniye sonrası. Icardi Berkan Kutlu'dan gelen bu pası ileriye doğru hareketlenen Demirbay'ın önüne bırakıyor. Bu sırada Berkan Kutlu da pasını verdikten sonra rakip ceza sahasına doğru koşmaya başlıyor. (Kaynak).

Böylece Demirbay'ın önünde ciddi bir koridor açılıyor. Topu yaklaşık 35 metre süren Demirbay kalesini kapattığını düşünen AC Sparta Praha kalecisinin sağıyla direk arasına vuruyor (aşağıdaki fotoğraf).

Altı saniye sonrası. AC Sparta Praha ceza sahasına giren Demirbay golle sonuçlanacak şutunu atmak üzere. Ceza sahasında Demirbay dışında Berkan Kutlu, Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz da var. Icardi ise geride. (Kaynak).

Bu golde gördüklerim şunlar:

Son gol

Dakika 90,00 artı 0,34. AC Sparta Praha hücumunda ayakta kalan Tanguy Ndombélé Lukas Haraslin'inden topu kapıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın üçüncü golünün 19 saniye öncesine bakıyoruz. AC Sparta Praha hücumunda topla Galatasaray ceza sahasına giren Haraslin'i Ndombélé durduruyor. Yerde yatan Sánchez ayağı kalkarak topu Bardakcı'ya kazandıracak. Bardakcı da Tetê'yle al-vere girecek olan Barış Alper Yılmaz'a oynayacak. (Kaynak).

Yerden kalkan Sánchez hemen gerideki Abdülkerim Bardakcı'ya oynuyor, o da sağ çizgideki Barış Alper Yılmaz'ı görüyor. Yılmaz biraz topu sürüp merkezdeki Tetê'ye oynuyor ve koşusunu devam ettiriyor. Tetê de Yılmaz'ın önüne bırakıyor bu topu. Üçüncü bölgeye gelince Yılmaz ceza sahası çizgisine paralel yerden bir pasla Icardi'yi topla buluşturuyor. Icardi iki kez topu sağına çektikten sonra kaleye vuruyor ve maçın sonucunu tayin ediyor (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray'ın üçüncü golüne bakıyoruz. Barış Alper Yılmaz'ın pasıyla buluşan Icardi iki AC Sparta Praha stoperini üzerine çeken Vinicius'un yarattığı koridor sayesinde topa vuruyor. (Kaynak).

Bu golde gördüklerim şöyle:

  1. Doğru olanı oynamak

Maçtan sonra Okan Buruk da dikkat çekti. Galatasaray'ın 1-0'dan sonra etkili hücumlar yaptığını söyleyen Buruk, “doğru sonlandırsak, son pasları veya bire bir oyunları daha doğru oynasak ikinci golü bulma şansımız çıkabilirdi” dedi.

Burada Buruk'un bire birde doğru oynasak dediği hücuma örnek olarak dakika 17,33'te Icardi'nin pasıyla AC Sparta Praha ceza sahasına tek başına giren Barış Alper Yılmaz'ın Krejci'nin şarjıyla şut bile atamadan yere düşmesini gösterebilirim. Buruk'un son pasları doğru sonlandırsak dediği hücuma örnek olarak da dakika 27,34'te Aktürkoğlu'nun AC Sparta Praha ceza sahasında boş durumda olan Barış Alper Yılmaz'a ulaştıramadığı pası verebilirim.

Doğru sonlandırmaya gelince. Buruk burada, Galatasaray'ın dakika 31,58'de Mertens üzerinden kaçırdığı golü kastediyor olmalı. Aktürkoğlu'nun kilit pasında Mertens her zaman yaptığı gibi kaleye vurmak yerine topu sağında boş durumda ceza sahasına girmek üzere olan Barış Alper Yılmaz'ın önüne yuvarlayabilseydi, hücum daha tehlikeli bir görünüme kavuşabilirdi.

  1. Dakika 45-60 sendromu

Bu sezon Galatasaray en çok golü 45-60 dakikalar arasında kalesinde gördü. Bu zaman diliminde şimdiye dek altı gol yedi Galatasaray, buna karşı ise beş gol atabildi. Galatasaray'ın gol anlamında eksi bakiyede olduğu tek zaman dilimi de 45-60 arasındaki bu dilim. Dün de bu kural değişmedi. Galatasaray 1-1 beraberliğe bu zaman diliminde yakalandı. Bunun anlamı şu: Devreden sahaya iyi dönemiyor Galatasaray.

Bunun nedeni ne olabilir? Bana öyle geliyor ki bu sorunun temelinde yatan neden zihinsel. Okan Buruk bu zayıflığı gidermek için ikinci yarı başında tüm futbolcuların konsantrasyonunu yukarı çekecek bir saha içi ritüel icat edebilir; halka haline gelip, galibiyet yemini etmek gibi.

  1. Galatasaray ruhu

Galatasaray dün yaklaşık 20 dakika bir kişi eksik oynadığı AC Sparta Praha maçını galibiyetle tamamladıysa bunu kanımca, kurulduğu günlerden bu yana zaman aşan bir şekilde tüm takımlarında var olan Galatasaray ruhuna borçlu.

Galatasaray bu ruh sayesinde, 10 kişi oynarken, üstelik 2-2 beraberliğe yakalanmış olmasına rağmen hemen momentumu eline geçirerek rakibine bir kişi eksik olduğunu hissettirmedi. Maçın 10'a 10 oynanan bölümünde ise bazı futbolcuların aşırı yorgun olması nedeniyle bir önemli pozisyon dışında rakibine şans tanımadığı gibi son saniyeye kadar mücadele ederek galibiyete ulaştı.

Burada Galatasaray ruhu derken galibiyete inanmış futbolcuların üst üste gösterdikleri çabayı kastediyorum. Örneğin sol bek Berkan Kutlu'nun 87'inci dakikada gelişen AC Sparta Praha hücumunda sağ bek pozisyonuna geçerek Victor Olatunji'nin ayağından topu almasını... Muslera'nın dakika 89,01'de yüzüyle önlediği mutlak golü (aşağıdaki fotoğraf)... Dakika 90,34'te Ndombélé'nin Haraslin'in ayağından aldığı topla golle sonuçlanacak hücumun başlamasını… Barış Alper Yılmaz'ın 90,53'te golle sonuçlanan hücumda sanki oyuna yeni girmiş gibi rakibini çaresiz bırakan bir driblingle topu üçüncü bölgeye taşıyıp Icardi'ye kilit pas vermesini… Ve tüm maç boyunca Sánchez'in gösterdiği gayreti ve Demirbay'ın ikili mücadelelerde ayakta kalarak top kazanmasını.

Maçın en kritik anına bakıyoruz. Muslera Galatasaray ceza sahasına tek başına giren Tomas Wiesner'in golle sonuçlanması muhakkak olan şutunu yüzüyle çıkarıyor. (Kaynak).

Sonuç

Galatasaray, AC Sparta Praha karşılaşmasıyla bu sezonun 40'ıncı maçını tamamlamış oldu. Oysa Galatasaray 2022-2023 sezonunda toplamda 41 maç yapmıştı. Galatasaray bu sezon 41'inci maçını pazar günü Ankara'da Ankaragücü'ne karşı oynayacak.

Geçen yıl Galatasaray lig ve kupada dar bir kadroyla mücadele etmişti. Ancak Avrupa kulvarında olmadığı için bu dar kadro ligde şampiyonluğa çok zorlanmadan ulaşmıştı.

2023-2024 sezonuna önemli transferler yaparak başlayan Galatasaray'da kadronun dar olması gerçeği bu yıl da değişmedi. Başka bir deyişle geçen sezondan bu yana değişen çok şey yok, yapılan transferlere harcanan para dışında. Bu sezon üç kulvarda mücadele eden Galatasaray'ın yaşadığı kadro darlığı sorunu Okan Buruk'u Kaan Ayhan dışında iki İsviçre çakısı daha icat etmeye yöneltti; Barış Alper Yılmaz ve Berkan Kutlu.

Dolayısıyla şöyle diyebiliriz: Okan Buruk, yaptığı icatlarla Galatasaray'ın mücadele ettiği bütün kulvarlarda başını dik tutmasını sağladı. Okan Buruk'un bu icatlarını sezonun en önemli maçı olan Ankaragücü karşısında da sürdürmesi bekleniyor.

Melih Şabanoğlu kimdir?

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Spor Kulübü'ne Türkiye'de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.