Sezona 20 Temmuz'da Dinamo Kiev maçıyla başlayan, Kayserispor karşılaşmasıyla 45 günde 11. resmi maçına çıkan Fenerbahçe alışıldığı gibi yine bol rotasyonlu bir kadro ile çıktı sahaya. Fenerbahçe gibi yeni oyuncuların çok olduğu takımlar için böyle kısa zamanda çok maç oynamak büyük avantaj aslında. Hem tüm oyuncuların forma şansı bulması hem de takımın ritim kazanması ve fiziksel yeterlilik için üst üste ve sık resmi maç oynamak çok önemli.
Jorge Jesus yine 3-4-3 formasyonu ile başladı maça. Üç stoper Gustavo Henrique, Szalai, Luan Peres, kanatlarda sağda Ferdi solda Alioski, ortada Crespo – Arao ikilisi, önde İrfan Can, Joao Pedro ve Joshua King başlangıç on biriydi kurt hocanın.
İlk kez onbirde başlayan Joao Pedro'nun performansı merak konusuydu. Kadıköy'de seyircisinin de desteğiyle önde baskı, agresif oyun ve erken gol bulma çabasıyla başladı sarı lacivertliler. Crespo'nun vuruşu kaleyi tutsa henüz yedinci dakikada öne geçebilirdi Fenerbahçe.
İlk on dakikada topla oynama oranlarında yüzde 75'e yüzde 25'lik üstünlüğü vardı sarı lacivertli takımın. Devre boyunca rakip yarı alanda yapılan baskı sayesinde Kayserispor'a ceza sahasında topla buluşma ve kaleye şut şansı vermedi Jorge Jesus'un öğrencileri.
Fenerbahçe'nin golü 37. dakikada Arao'nun asisti ve ilk kez onbir başlayan Joao Pedro'un estetik, beceri ve kalite dolu kontrol ve son vuruşu ile geldi.
Soyunma odasına 1-0'lık üstünlükle giden Fenerbahçe ikinci yarıya da sanki maç 0-0'mış gibi başladı. Henüz 50. dakikada Joshua King ile farkı ikiye çıkardı. Bir anlamda maçın fişini çekmiş oldu. Ardından gelen değişiklikler geniş kadronun her üyesinin motivasyonunu ve formunu korumak için önemli bence.
73 dakika kalesine top gelmeyen Altay aynı dakika içinde gelen iki gol vuruşunda müthiş iki kurtarışla bu galibiyette benim de payım var dedi.
Sarı lacivertli takım için kazanmak kuşkusuz önemli, ama taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan bir de iştahlı ve coşkulu oyunu var. Geçen hafta sahada bu iştah ve coşku olmadığı için Fenerbahçe kazanamamıştı ama kanımca Jesus'u hayal kırıklığına uğratan kaybetmek değil oyuncularından istediği iştah ve coşkuyu sahada görememek.
Jorge Jesus'un elinde ligin en geniş ve en derin kadrosu var. Ama unutmayalım ki böyle geniş ve derin kadrolarda her oyuncuyu memnun etmek kolay değildir. Bunu ancak tüm oyuncu kadrosunun saygısını kazanan Hocalar yapabilir. Şu an itibarıyla Jorge Jesus da bunu çok iyi yapıyor.