Bu viski, Tokyo’dan Bronx’a kadar bütün sert çocukların içkisidir. Sadece hızla kanı ateşlendiren sert alkolüyle değil, şişesiyle de bir külttür. Bir bar kavgasında köşeli şişeyi karşınızdakinin çenesinin altına gömdüğünüzde, yerinden kalkamayacağına bahse girebiliriz…”
Doluca'dan Sibel Kutman Oral...
Bu şiddet dolu ve maço satırlar, bundan 20 yıl önce Amerika’nın en ünlü viskilerinden Jack Daniel’s’la ilgili bir dergi yazısında yer alıyordu. Sayfaları da uzun sakallı, meşin ceketli tipler süslüyor, ters ters bakıyorlardı.
Aynı viski bugün caz müziği eşliğinde tanıtılıyor, yumuşatılmış versiyonu “Gentleman’s Jack” öne çıkarılıyor, pazarlama ekiplerinde genç ve özgüvenli kadınlar yer alıyor. Eski günlerin o hırçın ifadelerini hatırlayan bile yok artık.
Pamukkale Şarapları'ndan Selda Tokat, şarabımızın uygar yüzlerinden...
Tıpkı, viskiden şaraba, votkadan rakıya diğer birçok içkide olduğu gibi… Kadınların toplumsal hayatın her alanına ağırlığını koydukları son yıllarda, içki dünyası da bundan uzak kalamadı ve “dişilleşti”. Bir zamanlar “Siz fıçı yuvarlayamazsınız, ojeli tırnaklarınız incinir” denilerek alay edilen ve şaraphanelere sokulmayan kadınlar, şimdilerde çoğu şaraphanede personelin yarıdan fazlasını oluşturuyor. Hele tadım odalarında, tad ve koku alma hassasiyetleri erkekleri sollayan kadınlar yarışa 1-0 önde başlıyorlar. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladığımız bir haftada onları da hatırlayalım, adlarını analım, emeklerine teşekkür edelim istedim.
“Feminizasyon” şarapla başladı
Dünyada 1990’lara kadar erkeklerin egemenliğindeki içki sektörüne bu yıllarda kadınlar ağırlık koymaya başlamıştı. Özellikle Kaliforniya’nın yeni kuşak şarapçılarının çoğunun yüzleri patronların kızları ya da eşleriydi. Sert içkilerde henüz kadınlar pek öne çıkmıyordu ama kadın ile şarap imajları birbirine yakıştırılıyordu. Hatta bir ilanında şaraphanede boyu kadar bir hortumu taşıyan çizmeli bir adam resmi yayınlayan ve altına da “Winemaker is not a imagemaker” yazan ünlü üretici Mondavi, cinsiyet ayırımcılığı yaptığı iddiasıyla eleştirilmiş ve kınanmıştı.
Vinolus Şarapları'nın kurucusu Oluş Molu da yeni kuşak üreticilerimizden...
Türkiye ise bu kervana 1990’ların sonlarında Doluca’nın üçüncü kuşağından Sibel Kutman’la katıldı. ABD’de dans okumuş bu genç ve güzel kadın modernleşen Türk şarapçılığının ilk kadın yüzü oldu. Medyada sayfalar dolusu röportajları çıktı, TV’lerde gözüktü, davetten davete koştu, sayesinde şarap yudumlayan kadınlar arttı… Sibel Kutman’ın ardından Kavaklıdere’den Cevza Başman, Pamukkale’den Selda Tokat, Arcadia’dan Zeynep Arca Şallıel, Gali’den Nilgün Kavur, Nif Bağları’ndan Gaye Özcan gibi dinamik, tuttuğunu koparan ama zarafetlerinden de ödün vermeyen kadınlar şarapçılığımıza adeta el koydular. İthal şarapların lider firması Adco’nun kurucusu Figen Adıgüzel Mays de Türkiye’yi en seçme dünya şaraplarıyla tanıştırdı.
Sadece patronlar katında değil, sahada da kadınlar ağırlığı ele geçirdiler. O kadar ki, Kavaklıdere’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Başman, “Bazen etrafıma bakıyorum, tamamen kadınlarla çevrili olduğumu görüyorum. Yakındığımı da söyleyemem…” diyordu.
Kırsal kesimde bağdaki emek-yoğun işler ve özellikle de bağbozumu zaten kadınların ağırlıkta olduğu bir alandı ama şarabın dışa dönük yüzü de artık kadınların egemenliğindeydi.
Viskide de kadınlar yükseliyor
2005 yılında dünyanın en büyük şarap ve içki fuarı Vinexpo’ya gittiğimde, konyak dünyasının tek kadın patroniçesi Beatrice Cointreau’nun önünde bir röportaj kuyruğu görmüştüm. Öyle ya, ağırlıkla erkeklerin içtiği bu sert içkide kadınlar pek ortada yoklardı. O yüzden harmanları dahi genç ve zarif bir kadının yapması, hayli sükseli gözüküyordu. Viskide ise kadınlar henüz pek işin içinde değildi.
Kayra'nın şarap yapımcısı Özge Kaymaz...
Oysa şimdilerde, bazı viski damıtımevleri bütün üretimlerini kadınlara teslim etmiş durumdalar. Glenmorangie ve Ardbeg gibi saygın malt viskileri daha da zengin bir içime kavuşturan Rachel Barrie, son 10 yılda üçüncü transferini yaptı. Pazarlama alanı ise, neredeyse tamamen kadınların eline geçti. Marka elçileri, gece barları dolaşan plasiyerler, halkla ilişkiler sorumluları, ağırlıkla artık kadındı. Nitekim şu anda Türkiye’deki hemen tüm önemli viskilerin marka müdürleri birer kadın. Ekin Ertemiz, Çağıl Ayyıldız, Ece Erdoğmuş, Beste Durmuş, Dilek Karakaya gibi genç ve tuttuğunu koparan kadınlar, Türkiye’yi dünyanın en büyük viski piyasalarından biri haline getirdiler.
Ben kendi payıma 30 yıldır içinde bulunduğum şarap, bira ve sert içkiler dünyasının “erkek erkeğe” bir ortam olmaktan çıkmasından keyif duyuyorum. İçtiklerimizin eskisinden daha güzel, daha ince nüanslı ve lezzetli olduğunu da yaşayarak görüyorum. Bir içki yazarı olarak muhataplarımın da iyi eğitimli genç kadınlar olması, diyalogların keyfini daha da arttırıyor. İçki tüketicilerinin büyük bölümünün de benim gibi düşündüklerini gözlemliyorum.
O yüzden, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladığımız bir haftada, kadehimi onlara kaldırıyorum.