Adı Hans mı, Dieter mi, yoksa Hermann mıydı? Doğrusu şimdi hatırlamıyorum… Ama yağmur altındaki bağından gelen orta yaşlı Alman üreticinin çizmelerinin çamuru ve ıslak önlüğü, bugün gibi gözümün önünde. Mosel ırmağının yakınındaki Koblenz’de ziyaret ettiğimiz şaraphanenin mahzenindeki tozlu şişeler de zihnimde hâlâ canlı.
20 dönüm bağı olan ve yıllık üretimi 10 bin şişeyi ancak bulan bu küçük üretici, “Ben aslında Alman Ziraat Bankası’nda memurdum. Emekli olunca yaşlanan kayınpederimin şaraphanesine omuz verdim” diye anlatmıştı. “En güzel şaraplarımız, geç hasada bırakılan üzümler eksi 18 derecede donunca bunlardan yapılan ‘eiswein’larımız, yani buz şaraplarımız” demişti. “Yalnız eksi 18 derece uzun kalmaz, o yüzden hasadın hemen yapılması gerekir. Emeklilerden yakında oturan bir grubum var, eksi 18’i görünce hepsini yataklarından kaldırıyorum, gece yarısı yarım saatte üzümleri topluyoruz. Yevmiye filan yok, birer şişe buz şarabı ayırmam onlara yetiyor” diye de eklemişti.
Mahzendeki en yaşlı şişeleri sorduğumda, “Onlar bizim yedek akçelerimiz, dar gün sigortalarımız” diye anlatmıştı. “Buralarda bazen bütün yıl çok soğuk geçer, üzüm bir türlü olgunlaşmaz. Bırakın şarabı, sirke bile yapamazsınız. İşte o yıllarda asgari masraflarımız için bunlardan 50-60 şişe satarız, durumu idare ederiz…”
Birkaç bin litre şarap yapan Balıkesirli Fevzi Şen gibi üreticilerin büyük bölümü teminatlar yüzünden üretimden çekilecek…
Biz Türklerin bira ülkesi sandığımız ama bira kadar şarap ülkesi de olan Almanya’nın şarapçılığı bu hacimde yaklaşık 6 bin üreticinin sırtında. Ürünlerini tüm dünyaya ihraç eden, havalimanlarının mağazalarına kadar sokabilen büyük üreticilerin sayısı ise, iki elin parmaklarından az. Tıpkı diğer önemli şarap ülkeleri Fransa, İtalya, İspanya ya da Portekiz gibi… Şarapçılık -istisnalar dışında- aslında bir endüstri değil, köylerinde yaşayan bağcıların küçük imalathanelerinde sürdürdükleri, “Kobi ölçeğinde” bir üretim dalı. Ve en çok madalyanın, büyük ödülün sahipleri de ayakta kalmak için kaliteli üretim yapmaktan başka şansları olmayan bu ölçekteki üreticiler.
Bu “Kobi”lerin bizdekileri ise, bugünlerde boyunları giyotine sürülmüş birer idam mahkûmu gibiler…
Ödenmemiş verginin teminatı isteniyor
Şu günlerde hem şarap, hem de bira ve sert içki dünyasında bir fırtına koparan haber, 1 Ocak’ta yürürlüğe girecek bir uygulamanın tebliğ taslağı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taslağına göre yılbaşından sonra şarap ve bira üreticilerine “ileride doğacak vergilerini ödemelerini teminat altına almak için” yüklü birer teminat mektubu istenecek. Bu rakam bira ve şarapta 20 bin litre kapasiteye kadar 5 milyon, 300 bin litre kapasiteye kadar 10 milyon, 300 bin litre üzerinde ise 30 milyon lira olacak. Yüksek alkollü içkileri üreten ya da ithal edenlerden de kapasiteye bakılmaksızın 50 milyon liralık teminat mektubu alınacak.
Tebliğ yürürlüğe girerse butik üretimin ve ithalatın çanına ot tıkanacak, 20-30 dönüm bağın kenarında ufak bir tesis açıp şarap yapmak ya da küçük bir şirket kurup İskoçya’dan 2-3 butik viski getirtmek imkânsız hale gelecek. Sektörün devleri olan Kavaklıdere, Doluca, Kayra, Efes, Tuborg, Mey İçki gibi büyük sermayeli şirketler büyük ciroları sayesinde bankalarından 50 milyon liralık teminat mektubu almakta elbette zorlanmayacaklar. Ama küçük üretici ve ithalatçıların çoğu bankada böyle miktarları bloke edecek güçten yoksun oldukları için havlu atacaklar. Sadece büyük oyunculara kalacak piyasada tekelcilik oluşacak, daha da kötüsü küçük üretimlerin bir kısmı kayıt dışına kayacak, hazine vergi gelirinden olacak.
“Otomobil alırken teminat mektubu veriyor muyuz?”
Tarım Bakanlığı, tebliğ taslağının gerekçesini “doğabilecek idari para cezası, vergi ve diğer kamu alacaklarının güvenliğini sağlamak amacı” olarak gösteriyor. Peki gerçekten durum öyle mi? Yıllardır bakanlıkla diyalog halinde olan Şarap Üreticileri Derneği Başkanı Ali Başman, “Bu gerekçe anlamsız çünkü zaten devletin elinde vergisini ödemeyen üreticiye yeni üretimleri için bandrol vermemek, hatta üretim iznini bile iptal etmek gibi yetkiler var. Dolayısıyla böyle bir teminata ihtiyaç yok. Dernek olarak herhangi bir teminat istenmesine tamamen karşıyız” diyor.
Şarap Üreticileri Derneği Başkanı Ali Başman, “Şarap üreticisinden teminat istenmesi, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı” diyor
Başman, taslağın anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu belirtiyor: “Diyelim ki bir otomobil aldınız. Zamanla motorlu taşıt vergileri tahakkuk edecek, maliye sizden ‘Ya bu vergiyi ödemezseniz?’ diye bir teminat istiyor mu? Ya da süt üreticisine, et üreticisine böyle bir teminat zorunluluğu koyuyor mu? Şarap üreticilerinden niye istiyor?"
Şarap Üreticileri Derneği, beklenmedik bir emrivaki yaşanmaması için tepkisini Tütün ve Alkol Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Gıda Dernekleri Federasyonu ve İhracatçı Birlikleri gibi kurumlara yazılı olarak iletmiş. Şimdi top Tarım Bakanlığı’nda…
Umarız dünyanın hiçbir uygar ülkesinde benzeri olmayan ve mantıklı bir gerekçesi de bulunmayan bu adaletsiz uygulama yürürlüğe girmez. Umarız piyasada rekabeti sağlayarak hem fiyatları baskılayan, hem de kaliteyi yükselten, bir yandan da tarım ürününe katma değer kazandırarak kırsal kesime kaynak aktaran butik şarapçılığa böyle bir darbe vurulmaz. Yine umarız turizm ve gastronominin can suyu olan, piyasada çeşit zenginliğini sağlayan kaliteli butik içkilerin ithalatı da engellenmiş olmaz…
Mehmet Yalçın kimdir?Türkiye'nin ilk "içki yazarı" Mehmet Yalçın, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 1984'ten itibaren haber ajansı ve dergilerde muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine uzanan görevlerde bulundu. 1997'de modern yaşam tarzı dergisi Gurme'yi, 2001'de de Türkiye'nin ilk içki kültürü dergisi Gusto'yu çıkardı. Sabah ve Milliyet gazetesinin Pazar eklerinde 17 yıl gastronomi alanında köşe yazarlığı yaptı. "A'dan Z'ye Viski", "A'dan Z'ye Şarap" ve "A'dan Z'ye Bira" kitaplarını yazdı. Dünyanın dört yanında sayısız şarap ve sert içki tadım ve eğitimine katılan Yalçın, danışmanlık ve eğitmenliklerini sürdürüyor, her hafta Türkiye'nin en çok okunan bağımsız internet gazetesi T24'te yazıyor. |